7.bölüm

4K 322 270
                                    

"Her şeye rağmen yanımda olduğun için teşekkür ederim~"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Her şeye rağmen yanımda olduğun için teşekkür ederim~"

"Cidden gitmek zorunda mıydım? Daha yaralarım iyileşmedi"

Jisung bavulunu merdivenlerden indirmeye çalışırken bir yandanda jeongin ile konuşuyordu

"Sızlanmayı bırakta su bavulları indimeme yardım et!"

Jeongin jisung'un yanına gidip,elindeki bir bavulu aldı ve aşağı indirdi. Elindeki bavulu bagaja koyup Felix'e döndü. "Felix abin nerede kaldı?"

"Aradım markete gitmiş 2 dakikaya gelir"

Jeongin kafasını sallayıp elini boynunda olan kolyeye götürdü. Fakat kolyenin varlığını hissedemedi. Anında gözleri dolarken, koşarak eve girdi. Arkasında bıraktığı Felix ve Jisung ne olduğunu çözemeden jeongin'in arkasından gittiler.

Jeongin evin altını üstünü talan etmişti,fakat kolyeyi hâlâ bulamamıştı. Gözlerinden yavaşça yaşlar akıp giderken,Jisung ve Felix jeongin'in kriz geçirdiğini biliyorlardı. Onu sakinleştirebilen tek kişi seungmin'di fakat o da burada değildi.

Jeongin kendisine kızgındı hem de hiç olmadığı kadar. O kolye ölen annesinden kalan tek şeydi,ve o kolyeyi kaybederse annesiyle olan bütün anılarıda kaybolurdu. Jeongin koşarak kendi odasına gitmişti. Korkuyordu hiç olmadığı kadar korkuyordu hem de.

Hyunjin neşeli bir şekilde eve girip "heyecanlı mısınız gençle- burada noldu?" Hyunjin şaşkınlıkla eve bakarken jisung hızlıca dolan gözlerle Hyunjin'e bakıp "Hyunjin jeongin kriz geçiriyor nolur yanına git!"

Hyunjin hızlıca jeongin'in yanına gitmişti. Jeongin'e baktığında elinin kanadığını ve yerde küçük küçük camlar olduğunu gördü. Hyunjin hızlıca jeongin'in yanına eğilip yanaklarını avuçlarının içine aldı.

Hyunjin Baş parmağı ile jeongin'in yanağını okşuyor onu rahatlatmaya çalışıyordu. "Noldu,noldu bebeğim söyle bana hadi"

Jeongin hiçbir cevap vermeyip hıçkırarak ağlamaya devam etmişti. Hyunjin jeongin'i kendisine çekip sarıldı ve saçlarını okşadı.Jeongin'de karşılık vermişti.

"Noldu güzelim? hadi anlat bana" jeongin'in ağlaması daha çok artarken "O,o gitti bir daha gelmeyecek!"

Hyunjin ne demek istediğini anlamamıştı ama şu an sorgulamak istemedi. Jeongin durmadan o cümleyi sayıklıyordu.

Hyunjin jeongin'in çenesinden tutup,yüzünü kendisine çevirdi "şşt! Bebeğim sakin ol. Ben burdayım bebeğimiz burada" hyunjin yavaşca diğer elini jeongin'in karnına koydu ve okşamaya başladı.

Hyunjin jeongin'in kulağına yaklaşıp kısık bir sesle konuşmaya başladı. "Sakin ol meleğim biz seni hiç bırakmayacağız. Ne ben,ne de arkadaşların. Sen benim için o kadar özelsin ki. Masum masum bakan tilki gözlerin,güneşin bile kıskanacağı gülüşün,her şeyden önce saf ve temiz kalbin. Çok şanslıyım senin gibi bir eşim olduğu için. Umarım bebeğimiz sana benzer,çünkü ben sana bakmaya doyamıyorum ona da bakmaya doyamam"

Jeongin'in ağlaması durmuş,geriye sadece iç çekişleri kalmıştı. Hyunin'in yaydığı sakinleştirici feromonlar işe yaramıştı.Jeongin düşündü onu gerçekten bu kadar çok mu seviyordu? Sadece sözleri ve kokusu onu aşık edebiliridi.

Jeongin yavaşca hyunjin'in göğüsünden ayrılıp,gözlerine baktı. Hyunjin bu dolu bakışların altında ezileceğini düşündü. Elini yanağına koyup yavaşca ıslaklığı sildi.

Jeongin ağırca konuşmaya başladı "hyunjin~" hyunjin jeongin'in yanağını okşamaya devam ederken "efendim bir tanem söyle"

Jeongin iç çekip konuşmaya başladı "annem ben 10 yaşındayken öldü daha doğrusu öldürüldü,hem de babam tarafından. Gözümün önünde annemin boğazını kesti. O an aklımdan çıkmıyor bilmiyor musun? annemin ölmek istemiyorum feryadları,babamın hâlâ anneme bağırması. Bilmiyorum belki engel olsaydım bunlar olmayacaktı belki de her şey benim suçum. O gün orada şok geçirmeseydim annem melek olmazdı. Annemi kaybettiğim gibi ondan kalan son şeyide kaybettim!"

"Hayır bebeğim böyle düşünme sen daha çok küçüktün. Kendini,anneni nasıl koruyacaktın ki? Hem merak etme hepimiz arar buluruz kaybettiğin şeyi tamam mı? Ama ağlama lütfen seni böyle görmeye dayanamıyorum"

Jeongin kafasını sallayıp tekrar sokuldu büyüğüne. Kokusu onu güvende hissetirmişti. Hyunjin jeongin'in boynuna yaklaşıp mühür yerine bir sürü kelebek öpücükleri kondurdu. Jeongin sadece gözlerini kapatıp dudaklarını hissetmişti.

İkiside birbirlerine iyi geliyorlardı. Hyunjin mühür yerini öpmeyi bırakmış jeongin'in kokusunu yarın yokmuşcasına içine çekti. Bu tatlı koku nasıl bağımlılık yapabilirdi ki?

Kapı büyük gürültüyle açıldı içeriye giren Felix'ti. Elinde ise jeongin'in kolyesi vardı. Hızlıca jeongin'in yanına gelip kolyeyi jeongin'e gösterdi. Jeongin gülümseyip kolyeyi Felix'in elinden aldı.

Kolyeye gülümseyerek baktı ve bir öpücük kondurdu. "Hep benimlesin anne biliyorum. Sen beni asla bırakmasın"  kolyeyi boynuna takıp tekrardan bir öpücük kondurdu.

Jeongin kafasını hyunjin'e çevirip baktı. Belki de o kadar kötü değildi. Kafasını yavaşca yaklaştırdı ve yanağına bir öpücük kondurdu. Geri çekilip elini yanağına koydu ve okşadı.

"Her şeye rağmen yanımda olduğun için teşekkür ederim~"

Ay bu bölüm hiç böyle olmayacaktı.

Ama neyse bu bölümde gayet güzel oldu bence

Bu arda biraz erken oldu diyen ver mi ona göre yazacağım çünkü.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir sizleri çooook seviyorummm ❤️😍

Oy ve yorum yapmayı unutmayın görüşürüzzzzz~

Aniden,, hyunin omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin