Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Eğer iyileşmezlerse o da yaraların şerefsizliği"
Hyunjin'in yanakları kan olmuştu. Hyunjin yavaşca ellerini jeongin'in ellerine koydu ve kanayan yerlere baktı.
Avuç içi kesik kesik,her kesikten damla damla kan akıyordu. Hyunjin ayağı kalkıp jeongin'e yardım ederek ayağı kaldırdı.
Hyunjin Felix'e dönüp "siz gidin biz sonra geleceğiz" Felix kafasını sallayıp son bir kez jeongin'e sarıldı. "Seni seviyorum minik tilki'm" jeongin'de gülümseyip ona sarılmıştı tabi ellerini değdirmeden.
Felix jeongin'den ayrılıp odadan çıkmıştı. Hyunjin jeongin'i yatağa otutdurup (doğrumu hiç bir fikrim yok) ilk yardım çantası aldı.
İçinden krem, tentürdiyot ve bir bez çıkardı. Islak bir peçete ile jeongin'in elindeki kanları sildi. Eline tentürdiyotu aldı ve bir pamuğa döktü. "Eğer acırsa şöyle tamam mı?" Jeongin kafasını sallayıp hyunjin'e bakmaya devam etti.
Hyunjin işini dikkatlice yaparken son olarak iki eline de bezi sardı. Jeongin bu sessiz ortamı bozup "yaralarımı öper misin? Küçükken annem ben hep düştüğümde yanıma gelir bütün yaralarımı öperdi sonrada 'yaraların daha çabuk iyileşecek' derdi"
Hyunjin ona masum bakışlar atarken iki elinide tutup avuç içini iki üç kez öpmüştü. "Umarım daha çabuk iyileşirler"
Jeongin gülümseyip "eğer iyileşmezlerse o da yaraların şerefsizliği" hyunjin odaya hafifi bir kıkırtı bırakıp ayağa kalktı. "Eh! Hadi gidelim o zaman"
Jeongin'de yataktan kalkıp eline bavulunu almaya çalıştı fakat hyunjin onu durdurmuş jeongin'in bavulunu kendisi almıştı.
İkiside hızlıca arabaya binip toplanma alanına gittiler.
______
Gelecekleri yere geldiklerinde ikiside hızlıca arabadan inip arkadaşlarının olduğu yere gitmişlerdi.
Seungmin jeongin'i görür görmez hemen yanına koşup,sarılmıştı "iyi misin? Özür dilerim yanında değildim" jeongin'de karşılık verirken "önemli değil seungmin iyiyim, yani hyunjin sayesinde"
Seungmin kafasını kaldırıp Hyunjin'e minnet dolu bakışlar attı. Hyunjin'de gülümseyip hafifçe kafasını salladı.
Jeongin ve Seungmin birbirlerinden ayrılıp diğerlerinin yanına gittiler. Fakat bağırış sesleri geliyordu. Üçü de hızlıca yanlarına varmışlardı.
Bağıran minho idi tahmin edersiniz ki jisung'a bağırıyordu. Hyunjin minho'ya dönüp "noluyor? ne anırıyorsun lan!" Minho sinirle hyunjin'e dönüp "bak beni deli etme hyunjin peçete yersin!"
Hyunjin korkarak iki elini ve kafasını iki yana sallamıştı. Jeongin hafifçe kıkırdayıp jisung'a döndü "noldu jisung?" Jisung jeongin'e dönüp "ya yanlışlıkla elimdeki içeceği üzerine döktüm ona bağırıyor sabahtan beri!"
Jeongin minho'ya dönüp "cidden bunu için miyidi?" Minho yine jisung'a bağırarak"parasını öde lan!" Jisung 'hah' layıp "of atlı üstü ne kadardır ki 200 lira bir şey" (o sırada Gucci giyinen minho)
Minho yüzüne bir sırıtış ekleyip jisung'un üstüne yürümeye başladı "bu tişört tamı tamına 21.865 lira ödeyebilecek misin?" (Cidden araştırdım djdndhh)
Jisung'un ağızı şaşkınlıkla açılırken bu parayı nasıl ödeyeceğini düşünüyordu. "Kuru temizleme göndeririz" minho narsist bir kahkaha atıp tekrardan somurtmaya başladı "madem ödeyemiyorsun o zaman 1 ay boyunca kölem olacaksın"
Jisung bir şey söyleyecekken minho söze atlayıp sözünü kesmişti "olabilir misin demedim olacaksın dedim bitti!" Minho biraz geriye çekilip otobüse doğru yürüdü. jisung ise somurtarak arkadaşlarına bakıp o da otobüse gitti.
Jeongin ise hyunjin'e bebek ile ilgili bir şeyler anlatıyordu. "İşte 1 hafta sonra kontrole gideceğim" hyunjin heyecanla jeongin'e "ben de gelebilir miyim? Nolur nolur!" Jeongin gülümseyip "tabii ki de sonuçta sen de onun babasının"
"Evettt! Çocuklar kalkıyoruz haydi yerlerinize!" Müdürün sesi geldiğinde dışardaki bütün öğrenciler kendi otobüslerine binmiş, kendi koltuklarına oturmuşlardı.
Jeongin başka bir sınıftan wooyoung ile oturuyordu. Hyunjin ise yuna ile.. (Şimdi sıçtı)
Hyunjin yuna'ya dönüp hiç masum olamayan bir gülümseme verdi. "Seninle sonunda karşılaştık shin yuna" yuna biraz gerilmişti fakat bunu dışarıya yansıtmadı.
Yuna gözlerini devirip "ne oldu Hwang Hyunjin" hyunjin yüzündeki gülümsemeyi silip sertçe yuna'nın çenesini tutu "seni öldüreceğim bunu biliyorusun değil mi?" Hyunjin yuna'nın kafasını serçe ittirmişti. Yuna'nın kafası cama çarpıp birazda olsa kızarmasına sebep olmuştu.
Hyunjin'in önündeki yeonjun, Hyunjin'e dönüp "çok gerginsin bir papatya çayı? Hyunjin sinirle soluyup "belanı benden bulma yeonjun adam gibi otur yerinde!"
Yeonjun üzgün bakışlarıyla önüne dönüp elindeki papatya çayına baktı. Hyunjin derin bir nefes alıp yeonjun'un omuzuna dokundu "tamam lan ver içeyim!"
