2. Bölüm

97 41 132
                                    

Karanlığın Diğer Tarafı adlı kurgumun 2. Bölümün'den Merhabalar!

Bu bölüm biraz uzun ama bundan sonra ki bölümlerde yüksek ihtimalle uzun olacak.

Keyifli okumalar dilerimm
Umarım beğenirsiniz. :)

Çıkış zili çaldığında tam çantamı toparlamıştım ki kolumdan tutulup dışarı sürüklendim. Beni sürükleyen Barış'a döndüm. "Bir şey mi oldu?"

Kafasını iki yana salladı. "Yok olmadı. Sadece sizin oralarda bir işim var seni de bırakırım diye düşündüm." Aslında ehliyetim vardı. Hatta garajımızda arabam da vardı. Ama babam kullanmama izin vermiyordu. Başıma iş alırım diye ya da kendi başına iş almamak içindi.

Omuz silkip "Olur." dedim. Barış'la birlikte otoparka yürümeye başladığımızda telefonumu çıkartıp her gün beni almaya gelen şoförümüze gelmemesi gerektiğiyle alakalı bir mesaj yolladım.

Gri Jeep'in önüne geldiğimizde çantamı arka koltuklara fırlatırken yolcu koltuğuna geçtim. Barış'ta sürücü koltuğuna geçtiğinde arabayı çalıştırdı.

Otoparktan çıktık. Çok geçmeden bir kaç kere bana dönüp baktığını hissettim. "Söyle ne söyleyeceksen. Kalmasın içinde." Histerik bir kahkaha attı. "Beni iyi tanıyorsun."

Hafifçe omzuna vurdum. "Ee oğlum 10 yıl oldu neredeyse. Seni değil de kimi iyi tanıyacağım başka?" Kafasını salladı. "Doğru."

Yola çevirdi kafasını. "Şu Karmen meselesi-" lafını kestim. "O mesele kapanmıştı sanki. Hem de bir daha açılmamak üzere." Tek kaşım havada dönmüştüm ona. "Biliyorum kapanmıştı ama bir şeyi merak ediyorum."

İzin ister gibi dikmişti açık kahvelerini üstüme. Kafamı salladım sorması için. "Sen ne düşünüyorsun?" Anlamadığımı belirten bir ifade takındığımda yandan bir bakış atmıştı. "Yani seni dikizlemesinin nedeni ne sence?"

Aslında aklımda bir ihtimal vardı ama çok düşük bir ihtimaldi. Ailem ve okul müdürü dışında kimse bilmiyordu bunu. Arkadaşlarım bile. O nasıl öğrenebilirdi ki.

Düşüncelerimi yansıtmadım Barış'a "Açıkçası bir şey düşünmüyorum. Düşünmemi gerektirecek herhangi bir durum bile yok ki ortada. Sadece bakıyor bu yani." Düşünürmüş gibi bir ses çıkardı.

"Anladım."

Sonrası oldukça sessiz gecti. Evimin önüne geldiğimizde teşekkür ettim ve indim arabadan.

Anahtarımla evin kapısını açtım sessizce. Aynı sessizlikle kapattım. Tam odama çıkmak için merdivenlere yönelmiştim ki duyduğum sesle olduğum yerde durdum.

"Neden şoförü geri yolladın?" Babamın buz gibi sesi olduğum yerde titrememe neden olurken yavaşça ona döndüm.

"Barış bırakacaktı da, o yüzden." Kaşlarını sanki yeterince çatmamış gibi daha çok çattı. "Umarım dikkatli davranıyorsundur onların yanında. Özellikle Barış'ın yanında. Babasıyla oldukça güzel bir ortaklık içerisindeyiz biliyorsun. Belli etmiyorsun değil mi?"

Merdivenin ucuna iyice yaklaşmıştım. İçim çığlık çığlığa yakarırken sesim aksine kısık ve sakin çıkıyordu. "Hayır, herhangi bir şey belli etmiyorum."

Kendi kendine mırıldandığı şeyleri duymadım. Ama nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle tekrar konuştum.

"Her seferinde bunu sormaktan sıkılmıyor musun? Belli etmiyorum işte hiçbir şeyi, itibarın zedelenmiyor merak etme. Her gün tekrarlamana gerek yok."

KARANLIĞIN DİĞER TARAFI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin