5. Bölüm

57 23 27
                                    

5. Bölümden Selamlarr

Uzun zamandır bölüm gelmiyordu ama şimdi buradaa

Keyifli okumalar

"Hemen müdürün odasına!"

Hocasının bağırışıyla yerinden zıplayan kız elindeki telefonu hızlıca sıranın altına saklamaya çalışmıştı ama anlık korkusu yüzünden elleri titremişti ve telefonu yeri boylamıştı. Saklamaya çalışırken kendini ifşa etmişti. Gerçi hocasının çoktan anladığını öfkeli bağırışından ve bakışlarından anlamıştı. Sınıftaki herkesin gözü ondaydı, utanmıştı. Rezil olduğu düşüncesiyle daha da gerilirken yanındaki arkadaşının destek verici dokunuşundan rahatsız olup omzundaki eli itti sertçe. Yeri boylamış ve ekranı çatlayan telefonunu alıp sınıftan hızla çıktı.

Elindeki son model telefonu daha çok yeniydi. Yarın doğum günüydü ve babası ona bu telefonu almıştı. Tabii sözde haberi yoktu, babasıyla annesinin konuşmasını dinlemeseydi olmayacaktı da. Ona telefon aldıklarını öğrendiğinde oldukça sevinmişti çünkü şuana kadar hiç olmamıştı. Bir ortaokul öğrencisinin telefon kullanmasını yanlış buluyordu ailesi. Abisinde vardı ama. Ve kendisinden sadece 1 dakika önce doğmuştu. İkizlerdi. Ama gel gelelim abisi ona abi demesi gerektiğini çokça dile getirdiğinden kızda alışkanlık olmuştu.

Abisinin telefonunu bazen kullanırdı ama zar zor verirdi o da. Bu yüzden ona telefon alındığına çok sevinmiş ve sabırsız olduğundan dolayı ailesinden bugün istemişti. Ve sonuç olarak okula getirdiği ilk telefonunu daha ilk gününden kaptırmıştı. Şimdi ailesine ne diyecekti. Oflayarak müdürün odasının yolunu tuttu. Bir kat aşağıya inerek koridorun sonuna kadar yürüdü. Köşeden dönüp müdürün odasının bulunduğu diğer koridora girdi. O sırada loş koridora yansıyan ışığı görünce o tarafa yöneldi. Güneş ışığı, kapısı hafif aralık olan müdürün odasından koridora sızıyordu. Aynı zamanda içeriden konuşma sesleri de geliyordu. Müdürün meşgul olduğunu anlayıp tam geri dönecekti ki duyduğu sesle durdu kaldı.

"Peki neden ki? Ben bu okulu seviyorum, arkadaşlarımı çok seviyorum. Burada kalmak istiyorum. Lütfen baba. Daha yeni alışmışken bozma düzenimi."

Bu ses ona çok tanıdık geldi. Meraklanmıştı. Çok durmadan sessiz adımlarla kapıya yaklaştı. Kafasını hafifçe öne çıkartarak içeriyi süzdü büyük mavi gözleriyle.

Müdürleri her zaman ki gibi masasında değildi, aksine ayaktaydı ve oldukça gergin gözüküyordu. Karşısında ki koltukta oturan bir adam vardı. Bu adamı tanımıyordu ancak babasıyla aynı yaşta olduğunu düşünmüştü. Adamın gözleri oldukça yorgun bir şekilde yanında oturan kızın üstündeydi. Kızı gördüğünde gözleri kocaman açılmıştı. Çünkü bu kız bugün okula gelmemiş olan arkadaşıydı. Ve üstünde okulun forması yoktu. Nedenini merak etti. Her ne kadar bunun çok yanlış olduğunun farkında olsa da arkadaşının söylediği okulla alakalı sözlerin amacını bilmek istiyordu.

"Sen hala nasıl arkadaşlarımı çok seviyorum diyebiliyorsun? Her şeyi öğrendiklerinde onlar seni sevmeyecekler."

Tanımadığı adamın arkadaşına bağırmasıyla irkilmişti. Anladığı kadarıyla bu adam arkadaşının babasıydı. Yoksa ona böyle bağıramazdı. Babası olmasaydı şimdiye çoktan olaya el atmıştı ama bu durumda karışmazdı. Gitmeyi ve daha fazla dinlememeyi düşündü ama merakı hemen engel oldu. Ayrıca garip şeyler döndüğü belliydi. İçinde ki merak duygusu her zaman ağır basardı onda.

"Böyle deme baba, onlar bana sırtlarını dönmezler. Ayrıca neden gideceğim ki okuldan?"

Arkadaşının dedikleriyle kaşları çatılmıştı. Birincisi, neye sırtlarını dönmeyeceklerdi? İkincisi, ne demek okuldan gidecekti? Onun okuldan gitmesini istemiyordu. En yakın arkadaşlarından biriydi. Seviyordu onu, çok seviyordu. Hem ona asla sırtını dönmezdi ki. Neden dönsün?

KARANLIĞIN DİĞER TARAFI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin