7. Bölüm

38 19 18
                                    

BEN GELDİİM!

Bu bölümü o kadar garip bir ruh halinde yazdım ki yaşananlara ben bile yetişemedim. Her şey o kadar anlık gelişti yani...

Umarım beğenirsinizz.

İyi okumalarr
:)

Sarsak adımlarla ilerleyen kız önünü görmüyor gibiydi. Bulanıktı etraf. Gece ağlayarak uykuya dalmıştı, muhtemelen bu yüzdendi. Sabah ise zar zor kalkmıştı ve kendine hiç özenme gereği duymadan çıkmıştı evden.

Üzerindeki okul kıyafeti kırışıktı. Saçları kabarmıştı. Göz altları şişik, gözleri kızarıktı. Kızarıklığın altındaki açık yeşiller yine bomboş bakıyordu. Sınıfın kapısını açtı ve içeri girdi.

Herkes kendi işindeydi. Gözleri arkadaşı Aslı'nın sırasına döndü. Boştu. Onun sıra arkadaşı oradaydı ama. Göz göze geldi onunla. Onun bakışları da boştu ama göz göze geldikleri anda bir kin, nefret, öfke kaplamıştı.

Korkarak gözlerini kaçırdı Lavin. Kendi sırasına, yani onun arkasına doğru ilerledi. Arkadaşının ona sataşabileceğini düşünüyordu. Bu yüzden gözlerine bakmamaya çalışıyordu. Sırasına oturana kadar bir tedirginlik içindeydi ama beklediği şey olmamıştı. Arkadaşı ona sertçe bakmaktan başka bir şey yapmamıştı. Garipsedi bu durumu.

O gün son derse kadar kalkmadı yerinden. Kalkamadı. Kimseyle iletişime girmedi. Onunla konuşmaya çalışan bir kaç sınıf arkadaşı olmuştu ama onlarla da konuşmamıştı. Önünde oturan Selin de kimseyle konuşmuyordu. Kendisine de bir şey demiyordu. Garipsedi yine ama anlam veremedi hiçbir şekilde.

Son derse yeni girdiklerinde hocalarının gelmesini bekliyolardı. Zilin çalması üzerinden bir iki dakika geçmemişti ki sınıflarındaki hoparlörlerden gelen sesle herkesin sesi kesilmişti.

"Tüm 7.sınıflar konferans salonuna! Tüm 7.sınıflar konferans salonuna!"

Onların döneminde sadece üç sınıf vardı zaten ve neden böyle bir şey yapıyorlardı, anlamlandıramamıştı.

Sınıftakilerin çıktığını görünce mecburen yerinden kalktı ve diğerlerini takip etmeye başladı. Konferans salonunun önüne geldiklerinde herkes kapıdan girerken Selin'in başka bir yere yöneldiğini farketti. Garipsedi. Arkasından baktı bir süre ama sonra çok durmadan önüne döndü ve içeri girdi.

Salonda çok kişi yoktu. Zaten onların dönemindekilerin sayısı öyle çok fazla değildi. Koltuklara bakındı ve kimsenin yanına oturmak istemediğinden en arkadaki koltuğa geçti.

Herkes yerleştikten sonra sahneye müdürün ya da herhangi bir öğretmenin çıkmasını bekliyordu ama şu an sahnede olan kişi çok daha farklı biriydi.

O, Selin'in abisiydi. Aslında ikiziydi ama Selin ona 'abi' dediğinden kendisi de öyle alışmıştı. Aynı yaştaydılar. Ama o, farklı bir sınıfta okuyordu. Onunla da bazen konuşurlardı, bazen yanlarına geliyordu. Lavin onun genellikle Aslı için geldiğini düşünüyordu çünkü ona bakışlarını yakalamıştı bir kaç kere. Aslı ondan hoşlanıyordu, biliyordu ama çocuk da Aslı'ya karşı boş değildi, kendisine göre.

Sahneye çıkan çocuğun yüz ifadesi sertti. Gözleri boş bakıyordu. Onun da, diye düşündü. Elindeki mikrofonu çok sıkı tutuyordu. Sanki o mikrofon olmasaydı elini o kadar sert sıktığı için kırabilirdi.

"Öncelikle şimdiden herkesten özür diliyorum size bunları anlatacağım için ama herkesin bilmesi gerektiğini düşündüm. Sonuçta dikkatli olmalıyız değil mi? Her an herkesin başına bir şey gelebilir, ki geldi de. Daha fazlası yaşanmamalı, diye düşündüm."

KARANLIĞIN DİĞER TARAFI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin