You Push Too Hard

992 112 41
                                    

Bölüme başlamadan önce ilk kez okuyan ya da ikinci kez okuyan okuyucularıma bir bilgilendirme yapacağım. Elimde hazır yazılı 13-4 bölüm var, bunları baştan düzenleyerek yazıyorum. Yani bölüm yazmam şuan 10-20 dakikami bile almıyor müsait olmadığım için düzenleyemiyorum genelde.
Ve son olarak takip ederseniz sevinirim, genelde panomda bölüm ile ilgili bilgilendirme ya da gelecek bölümlerle ilgili ipuçları paylaşıyorum.
---------------------------------------------
Jeongin'in ağzından

Sabah kalktığımda yastığa(?)sarılmış bir şekilde uyuyordum. Kafamı yastık sandığım sanarak koyduğum yerin onun göğsü olduğunu gördüm. O geceden sonra beni bırakmamıştı.
Hareket etmeye çalışınca daha sıkı tuttu.

*hyung?*

Dediğim ile biraz ellerini gevşetti ve uykuku bir şekilde konuştu.

"uyandın mı?"

"evet."

Biraz gergindi ve bana baktı.

"hâlâ ağrın var mı?"

"biraz."

"bugünlük derse alma istersen."

Güzel bir teklifti ama dersten geri kalmak istemiyordum.

"ama öğretmene söylemedik, gelir birazdan."

"ben haber veririm, sen merak etme."

"teşekkürler hem de dün gece için...farkında değildim"

Ben utançla başka yerlere bakarken gözlerime baktı ve gülümseyip saçlarımı okşadı.

"önemli değil, tamam mı? Hem bilincin açık değildi hem de ağrın vardı. Şimdi ben aşağı iniyorum sende gel birazdan."

Ona küçük bir gülümseme verdim.

"tamamdır ."

Yavaşca kollarını benden çekip odasına gitti. Bende yavaşca kalkıp lavaboya gittim. İşlerimi bitirip aşağı indim, onu hazırlanırken gördüm. İşe gidecekti.

"gidiyor musun hyung?"

"evet, akşama doğru geliceğim. Sen kahvaltını yap."

"tamam hyung görüşürüz."

İçeri gidip masaya oturdum, çok aç olmadığım için odama gittim. Öğretmenin verdiği kaynak kitabından yeni konuya biraz göz attım ve yatmaya geri döndüm. Gözlerim kapalı dinleniyordum, 1-2 saat uyuduktan sonra uyanıp yatakta kıvranmaya devam ettim. O sırada diğer koruma  geldi. Bu Max değildi, Min'di. Yaş farkımız biraz daha azdı.

"küçük bey?"

"efendim Min hyung?"

"uyuyorsunuz sandım, bir isteğiniz var mı?"

"sağol hyung, bir şeye ihtiyacım yok. Seungmin hyung ne zaman gelicek?"

"şuan saat dört, eğer acil işi çıkmaz ise saat altı gibi evde olur."

"tamam hyung, tekrardan sağol."

"bişey değil efendim."

Çok naif bir insandı ama yine de efendim demesini sevmiyordum.

"hyung, efendim demesen?"

"bay Kim'in emri."

"peki."

Dediğim ile tekrar odanın kapısını açarak çıktı. Bende tekrar uyumaya başladım.

¬saat 6¬

My Fox ¬; SeungIN;¬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin