6. Bölüm Mucize Nesil

646 73 164
                                    


Köreltilmiş kalplerin 6. Bölümüne hoş geldiniz.

Geçen bölüm biraz kısa gibi geldi gözüme o yüzden telafi niyetine bu bölümü biraz daha uzattım .

Geç oldu sizi bekletmek istemiyorum yorumlarınızı bekliyorum .

Gözünüze yazım yanlışları çarparsa satır arası yorumlarda söylerseniz sevinirim hemen düzeltirim.

Takip ve oylarınız için teşekkür ederim <3

Sizi özlemiş gibi hissediyorum:))

İyi okumalar........


2014 günümüz /İstanbul

Yalnızlık , tek tabanca olmak , etrafında kimsenin olmaması ne demek asla öğretilmemişti bana . Ben doğduğumdan beri etrafımda altı çocuklaydım. Bu altı çocukla gerektiğinde acılarımızı , çektiğimiz işkenceleri paylaşırdık , gerektiğinde de oyunlarımızı .

Bizim mutlu olduğumuz anlar oyun oynadığımız anlardan ibaretti. Biz sadece oyun oynarken mutluyduk çünkü oyun oynarken istediğimiz hayatı yaşayabiliyorduk . İstersek doktor istersek aşçı oluyorduk ama hiçbir zaman denek olmuyorduk .

Normal bir hayat yaşayan insanları taklit ediyorduk ama normal hayatın ne olduğunu bile bilmiyorduk . Bildiklerimiz Zeliş'in bize anlattıklarıyla sınırlıydı. Bize hep " dışarısı çok güzel ." derdi . "O kadar güzel ki , sizin kadar güzel. " derdi . Haklıydı dışarısı bizim kadar güzel . Bizim gibi kusurlu çocuklar kadar güzeldi. Kusurlu çocuklar güzel değildi.

11 yaşındayken tanıştığım bu bünya haksızlıkların , adaletsizliğin , eşitsizliğin ve daha birçok şeyin olduğu biryerdi. Dünya kusurlu çocuklar kadar güzeldi çünkü kusurlu çocuklar güzel değildi .

Kendimi hep ' kusurlu ' olarak tanımladım . Kusurlu değildim belki ama diğerlerinden farklıydım . Üstelik bunun sebebi insanlardı. Bu insanları bana sağladığı tek güzel şey ise benim gibi olan diğer altı kardeşimdi.

Dediğim gibi yalnızlığın ne demek olduğunu 11 yaşıma kadar bilmiyordum çünkü hep yanımda kardeşlerim vardı , tek tabanca olmak nedir bilmiyordum çünkü kardeşlerim vardı , etrafında kimsenin olmaması ne demek bilmiyordum çünkü etrafımda daima kardeşlerim vardı .

Kardeşlerim vardı . Hep vardı . Hep olucaktı. Geçmiştede vardı , gelecekte de olacaktı. Onlar hep benim yanımdalardı. Aramızdaki bağ kan bağından çok daha öteydi . Bizi birbirimize bağlayan şey , yaşanmışlıklar ve kaderin birbirine sımsıkı sarıldığı o noktaydı.

Şimdi yanımda Balvin'le ortaklığımız duyurulurken kulağım bütün seslerden , sonbaharda yapraklarından yavaş yavaş arınan ağaçlar gibi uzaklaşıyordu . Karşımda büyük deri kaplamalı kapının hemen önünde bekleyen o dört kişi beni bu ortamdan tamamen soyutlayacak kadar uzaklaştırmış şaşkınlık bedenimi esir almıştı.

Kardeşlerim buradaydı , gelmişlerdi . Her zaman olduğu gibi yine yanımdalardı. Belkide artık şaşırmamam gerekiyordu ama ben onları ne zaman yanımda görsem şaşırmaya devam ediyordum. Bunca yıl araya rağmen davetimi kırmamış ve gelmişlerdi .

Ne zamandan beri orada dikilip , sahnede ortaklığımızın açıklanmasını dinlediklerinden haberim bile yoktu. Gözlerimin saniyelik kapıya kaymasıyla gözlerimin birleştiği bu dört silüet , şaşkınlıktan bedenimin kaskatı kesilmesine sebep olmuştu.

Karanlıkta kalıyorlardı. Şu anda , büyük davetin verildiği bu alanda ışık tutulan tek yer sahneydi diğer yerler hafif bir loş ışıkla aydınlatılıyordu. Fakat duruşları bile biz buradayız , yanındayız , hep yanındaydık şimdide yanındayız dercesine adete bağırıyordu .

Köreltilmiş Kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin