Köreltilmiş Kalplerin yeni bölümüne hoşgeldinizzz..Bayramınızz kutlu , bol harçlıklı olsun. <3
Yazım yanlışı görürseniz yorumlarda belirtirseniz çok mutlu olurummmmm.
İyi okumalar ..
.....
2014 (Günümüz) İstanbul/ Konvera Laboratuvarı
Hayat acımasızdır. Fazlasıyla acımasızdır . Herkese karşı böyledir , sadece bazılarımıza karşı biraz daha fazladır bu durum. Ne yazık ki ben o ' bazıları' kısmına giriyorum.
Hayat benim için acımasızdı çünkü , beni daha bebekken ailemden ayrı düşürmüştü . Hayat benim için acımasızdı çünkü , ismime inat suyu seven bana yüzmeyi küstürmüştü . Hayat benim için acımasızdı çünkü o suda bana defalarca işkence çektirmişti .
Böyle bakınca bunların sebebinin hayat olmadığını çok iyi anlayabiliyordum . Birsürü daha çünkü sayabilirdim. Çünkü oyun oynatmamıştı, çünkü çocukluk yaşatmamıştı , çünkü bir çocuğun kaldırabileceğinden çok daha fazla acı vermişti . Çünkü , çünkü , çünkü ...
Bunların sebebi hayat değilse neydi peki? Kimdi yada ? Bizi denek olarak kullanan Albret miydi bütün bunların sebebi , yoksa Albret'in deneği olmak için gönüllü olan annelerimiz mi? Projeye bağış sağlayan devletin ne kadar payı vardı bu durumdan , yada Albret'in bu projeyi yaratmasını sağlayan ilham kaynağının ?
Bir salak gibi , kader deyip geçiştirmeli ve her şeyi 'Hayat bir sınavdır. Sizin sınavınız da bu . ' diyerek tüm suçu ilahi bir varlığa atan insanlara inanmalı ve bütün sorularımı yok mu saymalıydım ?
Bütün bunların, bu olanların sorumlusu kimdi? İntikam almamız gereken kişi Albret , yer de Konvera Laboratuvarı mıydı yoksa biz sadece geçmişimizi mi yok etmeye çalışıyorduk?
Bütün bu olanların sorumlusunu bilmiyordum ama bu hikayenin en masumları bizlerdik. Asla masum diyemeyeceğiniz bizler bu hikayenin en masumlarıydık. Bu hikaye öyle pis bir hikayeydi ki hikayenin en masumları bile masum değildi.
Konvera laboratuvarındaki bu insanlar , 4'ü ölü 11 çocuğun hayatlarını daha doğmadan karartmışlardı. Yaptıkları tek şey bu da değildi üstelik.
Çok eskiden bir anı hatırlıyorum . Bilim insanları tarafından zorla uyandırılıp sürüklenerek -1. kata götürülmüştüm. O zaman bu kadar gizli değildi buranın girişi. Göz taraması kimlik taraması falan yoktu yani . Kimse gitmek istemezdi zaten -1'e . Benimse laboratuvardaki en uğrak noktalarımdan biriydi.
Zorla sokmuşlardı beni boş havuzun içerisine . Merdivene yetişemiyecek kadar kısaydı o zamanlar boyum. Birinden yardım almadan çıkamazdım bile boş havuzun içerisinden .
Ben ne olacağını beklerken , Albret girmişti içeriye . Arkasından da ellerinde not defterleriyle iki kişi. O iki kişiden biri Barçın'dı .
Gözlerimi onlara diktiğimi hatırlıyorum. Korku yoktu gözlerimde sadece tükenmişlik vardı. Ben o zaman 6 yaşında bile değildim muhtemelen , ama diyelim ki yaşım 6 .
6 yaşındaki çocuğun gözlerinde tükenmişlik vardı. O zaman ölüm fikri yeni yeni filizlenmişti aklıma. Daha sonra çocuklar için yaşamalısın demiştim tabi . Onlar için , onları korumak için hayatta kalmalısın. Yapamadım. Onları koruyamadım . Kaçtım. Bir korkak gibi kaçtım. Neyden , kimden kaçtığımı bile bilmemden kaçtım. Tek başıma da kaçmadın yanımda Balvin'i de sürükledim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köreltilmiş Kalpler
Science Fiction" Ruhlar bilmez belki ama , kalpler bilir kırılmanın ne demek olduğunu ." Tam gözlerimin içerisine bakarken yutkundu ,adem elması hareketlendi ve sözlerine devam etti. "Kalp kırılır , paramparça olur ve bu parçalar ruhu yaralar . Senin ruhun o...