bölüm 10

717 12 0
                                    

zeynep'in gidişinden günler geçmişti. İçimdeki huzursuzluk , tedirginlik az da olsa son buldu. O gün bizi Seyfettin ağa barışmış sandı. Çünkü olayların üstüne birbirimizi affettiğimizi düşünmüştü..

Sabah olmuştu güneşin tepede olduğu her yerin ışıl ışıl olduğu bir güne uyandım. Koltukta uyanmasam daha güzel olabilirdi her neyse..
üstümü giyip aşağa indim halime anne  kahvaltının hazırlanmasına yardım ediyordu.

"günaydın ana"

"günaydın kızım, nasılsın"

"iyiyim ana sen nasılsın"

"Allah daha iyi etsin...Araz nerde"

"uyuyor"

tamam dedikten sonra bende kahvaltıya yardım ettim.. Sofrayı kurduk herkes yavaş yavaş gelmeye başladı. Arazda gelmişti yüzüme dahi bakmadı triplerde beyefendi. Umrumda değilsin araz.
En son ağa geldi sonra yemeğe başladık.

"maraz abi neden yemeğe inmedi"

"maraz erkenden kalkıp işe gitti"

bişey demedim. Yemekten sonra ağa işe gitmişti. Çok canım sıkılmıştı ama yiğit kurtarıcım oldu.

"yenge çarşıya çıkalım mı bugün"

"çok iyi olur evet çıkalım"

üstümü giymek için odaya çıktım. Araz'da hazırlanmıştı belli ki oda bir yere gidicekti ama nereye?. Sormak istemedim dolaba gittim elbisemi alıp banyoda giydim.

 Sormak istemedim dolaba gittim elbisemi alıp banyoda giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"OHA ZEHRA!"

"ne oldu araz"

"nereye gidiyorsun sen"

"yiğitle çarşıya çıkıyorum ve bundan sanane?"

"çıkamazsın"

"pardon?"

"zehra bu giydiğinle çıkamazsın"

"sana sormadım"

diyip kapıya yöneldim ama araz benden önce davranıp kapıyı kilitledi.

"sana bu elbiseyle dışarı çıkamazsın dedim"

"bende sana kapıyı ac diyorum"

"açmazsam ne olur"

"görmek istemezsin"

"Allah Allah hadi görelim"

arazın gözünün içine baktım ellerini tuttum

"napıyosun sen"

cevap vermedim..Ani bir hareketle elini dişledim hemen kapıyı açıp çıktım arkamda sadece bağıran bir araz vardı.
Hoşuma gitmişti yiğiti alıp çıktım. Demirlemi gidicektik cidden bu benim için ölüm gibi bişeydi çünkü ondan iğreniyordum.

"Çarşıya gidiyoruz demir"

"tabi efendim hemen"

bir süre ilerledikten sonra çarşıya geldik.
Neden herkesin gözü üzerimizdeydi.

"yiğit bunların neden bize baktığı hakkında bilgin varmı?"

"gelinimiz olduğun için yenge babamın şanını biliyorsun."

"hmm anladım canım hadi alışveriş vakti"

"evettt"

Neredeyse her mağazaya girmiş zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamıştık, telefonuma baktım araz tam 30 kez aramis bir de mesaj atmıştı.

"OHA araz 30 kez aramış"

"Çıldırmıştır şimdi hemen ara"

arabaya gittik eve dönüyorduk arazı aradım.  Telefonu açmıştı

"ZEHRA NERDESİNİZ NEDEN TELEFONA BAKILMIYOR"

"sakin ol araz duymamışım telefon sessizde"

"sen gel görüşücez seninle"

diyip kapattı. Sinirlenmesi de hoşuma gitmedi değil hahah.

Arazdan;

sinirden çatlamak üzereyim tam 30 kez aradım ya ama senmisin bana bunu yapan sen görürsün zehra boran.

zehradan;

sonunda eve gelmiştik. Salona geçtim anneme geldik demem için.

"anne biz geldik"

"hoşgeldinizde mağazalarda bisey kaldımı kızım"

"kaldı kaldı hahah bisey demiyorsan odama geçiyorum"

"araz deli oldu kızım haberin olsun"

"olsun anne alıştım ben"

diyip odanin kapısını açtım araz yatağın üzerinde oturuyordu içeri girdim çemkirmeye başladı.. Beklediğim tepki buydu

"bir daha o telefona bakmamazlık yapma zehra yoksa hic iyi olmaz"

"amma da abarttin arazz bise yok işte burdayım"

"boso yok oroz..sen görürsün zehra boran"

"görürüz araz boran"




Aşk-ı ArzeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin