Bazen o kadar yanlız hissediyorum ki ölülerle konuşabilme fikri aklımın en ücra köşelerinde yer alıyor.Hayal dünyamda kendimle uğraşırken beni yanımdan dürten Neşe kendime gelmemi sağlamıştı.
"Az kaldı dedikleri yere geleceğiz yavaştan uyan olur mu?"
Ah doğru şu an yarışmadaydım.Ferman Bey'in dediğine göre 3.etap farklı bir mekanda olacaktı.Bunun sebebi bundan böyle yarışmanın kayda alınacak olması mı yoksa bu etabın formatı mıydı bilemiyordum.Ferman Bey'in konuşmasından sonra sırayla bir otobüse yerleştirildik buradaki her şey gibi otobüsler de epey fiyakalıydı fakat firmanın logo renginden dolayı otobüsler kan rengiydi, dışı ürkütücü olsa da içi beyaz ve ferahtı.Otobüse bindiğimizde yarışmadan sorumlu diğer ekip üyeleri de otobüsteydi geriye beş koltuk kalmıştı biz Neşe ile ikili olan koltuklardan birine geçerken bu kalan üç kişi için büyük bir sorun oluşturmuştu çünkü kalan koltukladan biri ikili diğeri ise Ferman Bey'in yanındaydı. Baran sitem ederek bağırdı.
"Bütün bir yol bu barzolar ile gitmem ben, ne vardı sizden biriyle otursaydım."
Neşe ve beni işaret ederek konuşmuştu fakat hiç şansı yoktu.Miraç devam etti.
"Hadi çabuk karar verelim de bitsin bu çile."
Koray ikisini de dinlemeden Ferman Bey'in yanına oturdu.Kalan ikili ise önce birbirlerine baktılar sonra yüzlerini buruşturup aynı anda konuştular.
"Ölürüm daha iyi."
"Ölürüm daha iyi."
Çok komiklerdi sanki şu an karşımızda iki koca adam değilde iki çocuk duruyordu.Arkadan gelen uyarı ile ikili mecburi yan yana oturmuştu, biz onların önünde Ferman Bey ve Koray ise onların arkasındaydı.
Yola koyulduktan sonra ise herkes kendi derdindeydi Ferman Bey ve Koray çok ciddi birşey konuşuyormuş gibi bir yüz ifadeleri vardı fakat arkadaki ikili sağ olsun onların didişmesinden konuştuklarından tek kelime bile anlamamıştım sadece bir ara Ferman Bey'in ağızdan 'sır' kelimesinin çıktığına oldukça emindim. Önüme döndüğümde Neşeyi kulağında kulaklık ile uyurken buldum bende camdan yeşil manzarayı izlerken uykunun kollarına bırakmıştım kendimi.
İşte şimdi varmış olacağız ki Neşe beni uyandırmıştı.Uyanır uyanmaz ilk duyduğum şey Miraç ve Baranın atışmasıydı fakat benim odağım onların arkasındaki ikilideydi malum Ferman Bey 'sır' ile neyi kastetmişti merak ediyordum. Aşağıya indiğimde karşımızda duran koca stadyumu gördüm eğer üzerinde kocaman pankartlar ile 'ETKİ' yazmasa 3.etabın burada olacağına inamam pek mümkün değildi. Aramızdan ilk Miraç konuştu.
"Her ne kadar bazen anlaşamasak da bu etabı güzelce tamamlayın lütfen, size güveniyorum."
Sanırım burada olmanın bizi gerebileceğini düşünerek böyle bir cümle kurmuştu, sert duruşunun arkasında oldukça yumuşak bir kalbi vardı. Neşe gülümseyerek kafasını sallarken Baran konuştu.
"Bu kadar yol seni boşuna çekmedim ben, kaybeden olursa azarımı yemeye hazır olsun "
Onun dediğine gülerken ben devam ettim.
"Elbette geçeceğiz, elinizden geleni ardınıza koymayın buna sende dahil Miraç."
Miraç dediğime hafiften gülümsemişti. Son olarak Koray konuştu.
"Bu etap her ne hakkında olursa olsun buralara kadar boşuna gelmediğinizi unutmayın ayrıca kolay elenen rakip sevmem."
Bu dediğine gelen tepkiler çığ misaliydi aramızda en nazik olan Neşe bile ona göz devirmişti ben ve diğerleri ise histerik bir gülüş atmıştık tüm bunlara karşı ise o sadece gülmeyi tercih etti.
Şimdiyse 3.etap bizi tam karşımızda bekliyordu.
10.Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKLİT
General Fictionİyi birisi olmak istiyordum; pamuk kadar yumuşak, kar kadar beyaz ve yön gösteren bir pusula kadar doğru olmak istiyordum. İşte inancım bu kadar saf ve masumdu eğer iyi insan ben olursam kötü asla var olmayacak sandım çünkü pusulanın da arada yönün...