KAOS

10 5 0
                                    

Birilerini akıllarında karakterize edenler bazen onlar tarafından ters köşe edilebilir sonuçta insan değişken bir varlıktır.

Az önceki malum zorlu oyundan sonra Ferman Bey bizlere balonun olduğu yeri tarif ederek birer bilet verdi.Sorulacak birçok soru vardı örneğin neden daha önceden balonun yapılacağı yeri öğrenmemiştik veya biletleri neden daha yeni alıyorduk herhangi bir cevabı yoktu.Bu yarışmada çoğu şeyin bir cevabı olmadığı için çokta irdelemedim açıkçası.

Topluca malum balonun olduğu yere doğru yola çıktık otele yakın bir yer olduğu için yürüyerek on dakikada varmıştık bu on dakika içerinde kimse konuşmadı galiba oyun ufak bir gerginlik yaratmıştı.Çok katlı bir binanın önüne geldik, kapının önündeki takım elbiseli iki koruma biletleri kontrol edip bizleri içeri aldı. Uzun ve hafif kırmızı ışıklandırması olan koridordan geçerken oluşan gergin ortamı kıran Baran oldu.

“Ortam gazinodan farksız.”

“Sende biraz gamsız.”

Ona ilk cevap veren Miraç olmuştu ikili tekrar didişmeye başlarken Neşe bana dönüp kulağıma fısıldadı.

“Diğer beş yarışmacının da burada olma olasılığı çok yüksek dikkatli olmalıyız.”

Neşe’nin bu cümlesi hakkında birçok
şüphem vardı fakat her şeyden önce beni uyarması üstüne üstlük biz gibi birliktelik içeren bir cümle kurması ister istemez sorgulamama sebep oluyordu. Normal bir durumda Neşe’nin bu cümlesi oldukça nazik olarak karşılanabilirdi tabi bir yarışmada olmasaydık. Ne nezaket ne de güven bu yarışmanın harcı olan hisler değildi.

Dediğini onaylar bir biçimde kafa salladım sonuçta konuşmayı havada bırakmak mantıklı olmazdı. Bu sırada Koray’ın gözlerinin bizde olduğunu fark ettim. Öndeki birbiri ile uğraşan ikili dışında burada kimse gardını düşürmemişti tabi onlarında gardını düşürdüğünü söylemek yanlış olurdu. Koridorun sonunda siyah bir kapıya ulaştık üzerinde yılan işlemeleri olan kapı oldukça canlıydı.Koray elini kapıya atıp ufak bir konuşma yaptı.

“Gardınızı düşürmeyin unutmayın bir yarışmadasınız buradan çıkana kadar can güvenliğiniz bile kendi elinizde ona göre.”

Ve uzun kapılar yavaşça açılırken bembeyaz ışıklar dışarı doğru vurmaya başladı.Kapkaranlık bir koridordan böylesine ışıl ışıl bir salona çıkmak epey şaşırtıcı oldu.Biz yavaşça içeri girdikçe salonun odasındaki devasa cam avize ve süslü işletmeleri olan beyaz masalar daha net bir hale geldi.İçeride klasik müzik çalıyordu.Eraftaki bütün masalar boştu ortadaki pistin biraz ilerisinde duvar kenarındaki masa hariç Masadaki tanıdık yüzler kendilerini epey belli ediyorlardı malum hepsinin gözleri kapıdan giren bu guruba odaklanmıştı bakışlarındaki kana susamış düşmanlığı sezmek pek zor değildi.Miraç konuştu.

“Daha başından çizgiyi çekip bizi de düşman ilan etmişler aman ne güzel.”

“Düşüncelerini saklamayacak kadar cesurlar ya da amatör mü demeliyim?”

“Boş versene-“

Tam Baran koraydan sonra devam edecekken Neşe konuştu.

“Düşünceleri her neyse bizi ilgilendirmez ilk sorun çıkaranlar biz olmayacağız.”

Neşe çok haklıydı şu an sorun çıkarmak en büyük hatamız olurdu.Yavaşça bize ayrılan masaya oturduk ne yazık ki diğerlerinin tam yanındaki masaydı.Başka bir masaya geçmek için birkaç çalışana sormayı denesek de Ferman Bey’in isteği üzerine böyle oturmak zorundaydık.İki tarafta da soğuk rüzgarlar esiyordu.

“Buraların havası bi kötüleşti sanki.”

Karşı masadan gelen hafif bıkkın bir tonda söylenen bu cümle bizim masadaki herkesin kafasını o yöne çevirmesine sebep oldu.Masadaki gerginlik artık yerini ham bir nefrete bıraktı.Düşmanca gözler iliklerimize kadar hissediliyordu.

TAKLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin