Katilin Rolü

11 5 0
                                        

İnsanlar çoğu zaman neye inanacaklarını bilemezler ve deli gibi aramaya başlarlar çünkü ihtiyaçları vardır. Peki böylesine büyük bir iştahla aradıkları inancı bulurlarsa ne mi olur? Korkulan şey yani gözlerini kör eden bir bağlılık olur.

Baran aklımda soru işaretleri yaratırken onun bakışlarının ise ben ve Miraç arasında gelip gittiğini gördüm oldukça düşünceli bakıyordu. Ben onu çözemezken onun da ikimiz arasında çözemediği bir şey olduğu kesindi.Peki tam olarak ne? Miraç ve benim aramda ortak olan tek şey ikimizin de katil rolünü almasıydı tabi ya! ‘katil rolü’ başından beri bu rol hakkında bir gariplik vardı, benim çözemediğim bir gariplik o sırada Neşe konuştu.

“Açık konuşacağım yalnızca birbirimize bakarak oyunu kazanamayız sırayla herkese kendini açıklama ve savunma şansı vermeliyiz.”

Baran devam etti.

“Neşe haklı taklitçi rolünün sahibi şuan bu durumdan bir güzel yararlanıyor olmalı.”

“Ne kadar etkileyici madem öyle aynı sıradan konuşmaya başlayabilirsiniz.”

Ferman Bey’in cümlesini onayladıktan sonra ilk Baran konuştu.

“Bildiğiniz gibi tek bahçıvan benim bu da taklitçinin ben olmadığını söylemem için yeterli.”

Masadakiler de Baran ile aynı fikirdeydi sonuçta taklitçinin kazabilmesi için masada bulunan mesleklerden birini taklit etmesi gerekiyordu.

“Fakat önemli olan taklitçinin kim olduğunu bulmak.Dürüst olmam gerekirse mesleklerini sonradan söyleyen Miraç ve Ferman Bey oldukça şüpheli.”

Baran’ın bu söylediği de oyunun kurallarına göre mantıklıydı sonuçta taklitçi masadakilerin mesleklerini elindeki kağıttan tahmin etmeye çalışsa da işini garantiye almak için kendinden önceki kişilerden birinin mesleğini söylemesi oldukça yüksek bir olasılıktı.

Baran’ın konuşması boyunca Miraç Baran’a ufak bakışlar atıyordu bu bakışmalar uzun değildi fakat oldukça derin bir anlama sahip gibiydi devamında Miraç Baran’ın konuşması bittiğinde Baran’a bir soru yöneltti.

“Bulunduğun masayı hafife alıyorsun Baran sence buradaki insanlar sırf garantici olmak için sert oynamaktan çekinir mi?”

Baran bu soru ile bir süre sessiz kaldı. Sessizliği Koray bozdu.

“Sıra bana geldiği için konuşmaya dahil olacağım.”

Koray’ın bu cümlesi dikkatleri ona yöneltti benim dikkatim ise oyunun başından beri ondaydı.Bir şeyler saklıyordu, eğer ne sakladığını bulabilirsem taklitçiye de yaklaşacağımı hissediyordum.Koray cümlesine devam etti.

“Garantici olmak veya sert oynamak bunların hiçbir önemi yok.”

Miraç ve Baran Koray’ın bu sözlerine karşı çekingen bir tavır takınmıştı ikili onun ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.İlk konuşan Baran oldu.

“Şu demek istediğini biraz daha açabilir misin acaba Koray?”

“Eğer taklitçinin yerinde olsaydınız ve elinizde yararınıza binlerce seçenek üreten bir koz olsaydı ne yapardınız?”
Bu soruya Miraç cevap verdi.

“En uygun şekilde yararlanmaya çalışırdım.”

“Peki en uygundan kastın ne?”

Koray Miraç’a ardı arkası kesilmeyen sorular yöneltmeye başlamıştı. Bu soruya ise Miraç karamsar bir cevap verdi.

“Bilemiyorum, duruma göre değişir.”

“Aynen öyle, yalnızca duruma göre değil zamana, kişiye, mekana birçok şeye göre değişebilir.”

Hala bir şey bulamadığı için kafası karman çorman olan ve bu konuşmanın bir yere varamamasından dolayı dayamayan Neşe konuşmaya dahil oldu.

“Pekala sabrımın sınırındayım yani sonuç olarak ne demek istediğini öğrenebilir miyiz Koray.”

“Kısacası sığ bir mantığa dayanarak taklitçiyi ararsanız sonunda hüsrana uğrarsınız. Kartlar açıldıktan sonra kimse artık sizin tanığınız kişi değil kurallar ise birer hikaye oldu.”

Koray’ın bu cümlesi konuşmaya katılmama yardımcı olmuştu çünkü tam da onun düşündüğü gibi düşünmem bir kenara aynı zamanda ondan şüpheleniyordum. Eğer bu kısma dahil olursam ağızından laf bile alabilirdim.

“Çok doğru bir noktaya parmak bastın sevgili Koray oyun başladıktan sonra herkes kendi rolüne göre yol aldı bende rolüm gereği şüpheci davranmalıyım değil mi? Mesela taklitçi neden sen olmayasın.”

Bu lafımın arasına beklenmedik bir şekilde giren Ferman Bey oldu.

“Sizce Koray Bey’in katil rolüne sahip olan sizi inandırması ona bir yarar sağlar mı?
Sonuçta siz katilsiniz yanlış anlamayın güven açısından söyledim.”

Bak sen şu yaşlı kurnaz tilkiye, tüm konuşma boyunca oldukça sessiz kalıp tansiyonun gerildiği dakikalarda sinsice araya giriyor.Konuşmamın arasına girmesinin mutlaka bir sebebi olmalı bunu öğrenmek içinde en az onun kadar kurnaz ve iki yüzlü olmalıydım.

“Yanlış hatırlamıyorsam oyunun amacının taklitçiyi aramak olduğunu söylemiştiniz ve iki kişi yalan söylemeyeceğimize göre katil diye bir meslek var.”

Cümlem bittiğinde Ferman Bey’e doğru baktım işte tam o vakit ilk defa kurduğum bir cümleden pişmanlık duymuştum. Ferman Bey hafif hayal kırıklığı ve hafif kızgın gözlerle bana bakıyordu.

Kızgındım oldukça kızgın.Öfkem Ferman Bey’e değil onun böyle bakmasına sebep olan kendimeydi.Ferman Bey ise bakışlarını hiç ayırmadı o baktıkça ben neyi yanlış yaptığımı anlamaya çalışıyordum. En sonunda sessizliği bozdu, dışarı bir nefes verip konuştu.

“Doğru oyunun amacı taklitçiyi bulmak Mahpeyker Hanım fakat ikinci kısmı bir daha düşünmenizi tavsiye ederim.”

İkinci kısım? “katilin bir meslek olduğunu söylediniz.” Bir dakika katilin bir meslek olduğundan hiç bahsetmiş miydi ki? İşte bu! Katil bir meslek değil roldü.Ferman Bey bana bakarak gülümsedi fakat tek gülümseyen oydu sanırım masadakileri de haberdar etmem gerekiyordu.

“Katil bir meslek değil bir rol o yüzden Ferman Bey oyunun başında oyunda katil diye bir meslek yok dedi.”

Tüm masa bu haber ile iyice karıştı katil bir roldü fakat masada bir meslek olarak yer almayışı masadakilerde soru işaretleri bıraktı. Tüm masa kargaşa içindeyken ilk ses yükselten Miraç oldu.

“Ne derseniz deyin iki kişi de aynı role sahip olduğuna göre katil bir rol olarak masada yer alacak asıl soru taklitçinin bundan ne kadar haberdar olduğu.”

İste şimdi aynı sayfadaydık diğerleri ihtimalleri değerlendirirken ben neden Koray’ın Miraç ile ikimiz arasında göz gezdirip durduğunu anlamıştım. Eğer kağıtta bazı kafa karıştırıcı unsurlar varsa ve katil bir meslek olmadığı için kağıtta yoksa eminim ki Koray ben ve Miraç’ın bu rollere neden ve nasıl sahip olduğumuzu sorguluyordu. Kısacası taklitçi kesinlikle Koray’dı.

17.Bölüm Sonu

TAKLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin