Eğer birisi körü körüne inanıyorsa yapılması gereken inancından vazgeçirmek değil inancın kendisi olmaktır.
Koray hakkında düşündüklerim doğruysa eğer şimdi diğerlerini de bu konuda ikna etmeliydim.Miraç'ın çıkışından sonra masa oldukça sessizdi bu durumda yapılması gereken en doğru şey sakin bir ses tonuyla gerçeklere dikkat çekmek olmalıydı.
"Masada aynı role sahip olan bir tek ben ve Miraç değiliz dikkat etmenizi rica ediyorum daha da önemlisi bu konuda aklınızı karıştıran Ferman Bey'i de unutmayınız."
Benden sonra Neşe soru yöneltti.
"Yani Ferman Bey mi taklitçi?"
Neşe'nin sorusuna ilk yanıt Miraç'tan geldi.
"Koray'dan sonra konuştuğuna göre taklitçi olması oldukça mümkün."
Bu sırada Koray'ın aşağıdan hafif sırıttığını fark ettim tam da istediğim gibi. Miraç'tan sonra Baran konuşmaya dahil oldu.
"Tüm sonuçlara bakıldığında Ferman Bey'in olması en doğrusu ama bir şeyler eksik gibi."
Bu sefer Koray konuştu.
"Dikkatli olmakta fayda var."
Koray gerçekten çok kurnaz oynuyordu eğer bize olan bakışlarını yakalamasam belki bende ona inanıyor olabilirdim. Fakat şuan önemli olan Koray'ın Oscar'lık oyunculuğu değil masadakilerin oylarını kendi yönüme çekmek için ortaya koymam gereken kral oyunculuktu.
"Bunun bir hırsız polis oyunu olamaması gerekiyordu."
Yalnızca bir cümle ile masadakiler ne dediğimi anlamazken Koray'ın gözü seğirmişti.Bu saniyelik hareketi tüm gerçeğini gözler önüne sermiş ve ikinci kozum için yolu açmıştı.
"Biraz anlamsız bir cümle kurduğum için kusura bakmayın ama sanırım itiraf etmeliyim ben bir polis memuruyum."
Final sözleri söylendi ve tamamen istediğim gibi müthiş bir gösteri sergilendi. Tüm her şey Koray'ın düşünmeden yaptığı bir saliselik ayaklanışı ve diğerlerinin ona karşı olan şaşkın bakışları ile başladı. Koray kendini ele verdiğini anladığı vakit geri yerine yerleşirken bana bir soru yönetmeyi de ihmal etmedi.
"Nasıl anladın?"
Sorduğu sorunun birçok cevabı vardı en başında Ferman Bey kozlarını bu kadar açık oynayacak birisi değildi zaten tüm oyun boyunca da bizi parmağında oynatmıştı.Bir diğer sebep ise oldukça sığ ve inanması güç bir sebepti.Fakat bazen insanlar sırf sığ ve hayalperest oldukları için başarılı olurlar bende aynı şekilde Koray'ın taklitçi olduğunu bulmuştum.Bu söyleyeceğimden ileride pişman olacak olsam bile bir kere olsun kendim olmak istedim ve düşünmeden Koray'ı yanıtladım.
"Gözlerinden"
Koray duyduğu kelime ile ilk başta oldukça şaşırmıştı gözleri birazda olsa şaşkınlık ile aralanmıştı daha sonra şaşkınlığı gülümsemeye dönüştü oldukça sıcak bir gülümsemesi vardı tıpkı güneşten bir parça gibi.Sanırım hayatımda ilk defa birinin daha fazla gülmesini istemiş ve buna şahit olmak için her şeyimi verecek gibi hissetmiştim.Bu sırada Baran heyecan ile bir cümle kurdu.
"Şimdi taklitçi Baran mı?"
Odağımı Koray'dan çekip Baran'a döndüm ve yanıtladım.
"Evet taklitçi Baran."
Bu sefer Ferman Bey konuştu.
"Sanki Koray Bey'in neden taklitçi olduğunu öğrenmek için daha detaylı bir açıklamaya ihtiyacımız var."
Bu sefer Koray lafa dahil oldu."Son anda yaptığım birkaç hata sayesinde Mahpeyker beni oldukça fena bir şekilde yakaladı özetlemek gerekirse kağıdımda katilin yazmadığını anladı daha sonrada kağıtta yazabilecek bir meslek tahmin edip polis mesleği hakkında yem attı.Sonuçta kağıdında diğer meslekler yazılı olan tek kişi taklitçiydi yani ben.Anlayacağınız Mahpeyker polis olduğunu söylediğinde kağıda baktığım için çoktan kaybettim.
Koray'ın cümlesi bittiğinde Neşe hayrete düşerek konuştu.
"Bu kadar şeyi sadece bakışlarından mı anladı yani bu nasıl mümkün olur bende masadaki herkese baktığıma emindim oysa ki."
Neşe haklıydı masada oda oldukça az konuşup diğerlerinin yüzünü incelemeyi seçmişti lâkin bakmak ile analiz etmek arasındaki farkı anlamamıştı.Bir şeye bakarsa insan onun dışarıdan nasıl gözüktüğü hakkında birçok bilgi sahibi olabilir ama bir şeyi analiz ederse insan o kişinin içerisinde ne döndüğünü çözebilir.İşte ben ve Neşe arasındaki fark bu kadar basitti. Ona da durumu açıklamak için kısa ve öz bir cümle kurdum.
"İçi ve dişi bir olmayanı sadece bakarak çözemezsin Neşe."
Neşe hafif kızarıp başını eğdi bu sırada bende cümlemi tamamladım.
"Yüksek potansiyeli olan insanlar bazen başarı için sadece bir adıma ihtiyaç duyar ufak bir tavsiye."
Cümlem bittiğinde Neşe hızla başını kaldırıp bana baktı bende bakışına göz kırparak cevap verdim.Neşe gülümserken bu sefer Miraç konuştu.
"Vay anasını oylamaya bile gerek kalmadı kendiniz yazdınız kendiniz oynadınız resmen."
Miraç'ın bu cevabına gülerken birinin hakkını teslim etmeyi de unutmadım.
"Daha çok Ferman Bey'in oyunu mu desek."
Bu dediğime Ferman Bey gülerek cevap verdi.
"Sizin gibi yarışmacılara bu tarz bir oyun oynamak yakışırdı basit oyunlar söz konusu bile olamaz tabi katili bir meslek olarak kabul etmeniz pek planımda yoktu."
Masadakiler Ferman Bey'in bu cümlesine oldukça sesli bir kahkaha ile cevap verdi bazıları hariç. Oyun sona geldiğinde Ferman Bey kazananların isteklerini bir sonraki gün alacağını söyledi ve bizlere bundan sonraki balo için iyi dileklerde bulunup ayrıldı.
Birçok gerçeğin ortaya çıktığı bu çılgın oyundan sonra şimdi sırada gidilecek bir balo vardı.
18.Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKLİT
Ficción Generalİyi birisi olmak istiyordum; pamuk kadar yumuşak, kar kadar beyaz ve yön gösteren bir pusula kadar doğru olmak istiyordum. İşte inancım bu kadar saf ve masumdu eğer iyi insan ben olursam kötü asla var olmayacak sandım çünkü pusulanın da arada yönün...