15

700 63 37
                                    

Lee Minho

Sonunda Taehee eve geldi. Yüzümü telefondan kaldırdım. Salona girince kollarımı iki yana açtım.

"Sonunda! Nerelerdesin sen?"

"Ahjung'u aramak için Aera'nın yanına gittim."

Daha sonra yüzüne aniden bir sırıtış yerleşti. Gözüm dudaklarına yayılan ruj izine takılınca hemen atladım. Onunla dalga geçme fırsatını kaçırır mıydım hiç?

"Ruju biraz fazla kaçırmışsın. Üstelik yakışmamış bu renk sana."

Utançla telefonunun ekranını yüzüne götürdü ve hemen sildi. Oturduğum koltukta yayılıp imalı bakışlarımı ona yönelttim.

"Ne iş?"

"Neden bahsediyorsun?"

"Rujunun markası diyorum. Neymiş söylesene ben de kullanayım."

"Geç sen dalganı geç."

"Kiminle öpüştün?" Dedim heyecanla.

Utanarak eliyle yüzünü kapattı.

"Çok şaşıracağın biri! Sakın bana dalma ama bak."

"Ahjung olmadığı sürece sıkıntı yok." Dedim.

"Aera."

Duyduğum isim ile şaşkınlıkla ayağa kalktım.

"Aera ile mi öpüştün sen!"

"Aman Tanrım evet!"

"Ama nasıl oldu bu? İnanamıyorum."

"Hem de onun evinde." Ellerini beline koyduğunda açılan ağzımı elimle kapattım.

"Siz ne kadar ileriye gittiniz?"

"Sadece öpüştük."

Daha sonra kendini koltuğa bıraktı mutlulukla.

"Hala dudaklarını hissedebiliyorum. Müthiş bir his. Aera'dan gerçekten çok hoşlandım. Hele ki beni öptüğü an... Kalbim o kadar hızlı çarptı ki anlatmam mümkün değil. Sanırım önceden de farkında olmadan ondan hoşlanmaya başlamışım."

"Biraz ani olmadı mı sence de?"

"Hiç de bile. Bundan böyle Aera'nın dudakları sadece bana ait! Aynı zamanda benim dudaklarım da ona." Yüzüne keyifli bir sırıtış yerleştirdiğinde iç çektim.

Madem Aera'yı seviyordu bunu bilmeye hakkı vardı.

"Dostum... Keyfini kaçırmak istemem ama geçen gün Hajun onu öpmüş."

Yüzündeki aptal aşık sırıtış aniden silindi. Yerini öfke aldı.

"Ne yapmış dedin!?"

"Onu öpmüş işte. Bir de aşkını itiraf etmiş. Ancak içini biraz olsun rahatlatacaksa söyleyeyim; Aera onu direkt itmiş ve reddetmiş. Bir saniyelik bir öpücükmüş zaten."

Tae sakinleşmemişti. Hemen ayağa fırladı.

"O embesil herifi öldüreceğim! Yaşamının son günü olacak bugün!"

Tae kapıya doğru yürüdüğünde onu durdurdum. Kaslı bedenine ve öfkeli yüz ifadesine bakılacak olursa bunu gerçekten yapma potansiyeli vardı çünkü.

"Sakin ol Tae. Emin ol bunu yapmayı ben de çok istiyorum ama yapamayız. Hajun'un elinde çok güçlü bir koz var; bizim kızların en yakın arkadaşı. Eğer ona zarar verirsek kızları da kaybederiz."

"Çok sinir bozucu! Ama ilk fırsatta o herifin canına okuyacağım."

Tae tekrardan oturdu.

"Cidden ondan hoşlanıyor musun?"

𝐻𝒾𝓂. /𝐿𝑒𝑒 𝑀𝒾𝓃𝒽𝑜/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin