20

712 69 53
                                    

"Bugün derslere girmeyeceğim. İyi hissetmiyorum." Dedim mutfakta, ayak üstünde simit parçası kemiren Aera'ya.

"Seninle kalmamı ister misin?"

"Hayır. Finallerin yaklaşıyor, gitmelisin."

"Peki o halde. Ama bak bir şey olursa kesinlikle arıyorsun beni. Kapıyı da öyle herkese açma. Hepimizin anahtarı var. Kapıyı çalan kişi kargocu olsa bile açma. Anlaştık mı?"

"Anlaştık anne." Güldüm.

"Çıkmıyor muyuz Aera?" Yanımıza gelen Tae benim saçımı okşayıp Aera'yı dudağından öptü.

Dudağından...

Dün akşam Minho ilk öpücüğümü almıştı!

O anı hatırladıkça heyecandan bayılacak gibi oluyordum. Ne yapacağım?

O ikisi el ele evden çıktılar. Dur biraz... Minho gitmiyor mu onlarla?

Doğru ya. Bu sabah hiç odasından çıkmamıştı. Hasta mı ki acaba?

Gidip baksam mı?

Sapık mısın sen Ahjung? İki de bir çocuğun odasına girmeler falan. Özel hayata saygın olsun biraz.

Ah, evet bekleyeyim en iyisi.

Kapı açılma sesi geldiğinde hemen toparlandım. Kendimi mutfak tezgahına yaslayıp elimdeki kahveyi içmeye başladım. Umarım yeterince umursamıyormuş gibi görünüyorumdur!

O görüş alanıma girer girmez elim istemsizce dudaklarıma gitti.

Minho dağınık saçlarını kaşıyarak mutfağa girdi. Yüzüme bakmadan "günaydın" dedi ve buzdolabının kapağını açtı.

Bu neydi şimdi? Dün gece beni öpüyor ama ertesi sabah görmezden mi geliyor?

Bütün erkeklerin özetisin Minho!

Sinirle bardağı bırakıp kapıya doğru yürüdüğüm sırada arkamdan seslendi.

"Gitmiyor musun bugün?"

"Hayır."

"O halde ben de gitmiyorum."

"Saçmalama. Gitmelisin."

"Seni evde tek başına bırakacağımı mı sandın? Hele ki dünkü olaydan sonra."

Dün akşamı hatırlayınca birden gerildim. Ancak bunu üzerimden atmalıydım.

"Kahvaltı için ne istersin?"

"Bırak şimdi kahvaltıyı. Dün hakkında mı konuşsak?" Dedim hemen.

"Dün hakkında?"

Ona rüya olmadığımı söylemek istiyordum. Bilmeliydi.

"Şey... Aslında..."

Birden telefonu çaldı.

Telefonunu tezgaha indirip beni dinlemeye koyuldu.

"Telefonuna baksana." Dedim hemen.

"Senden önemli değil."

Yüzüne tatlı bir sırıtış yerleştirdiğinde yutkundum.

"Bence bakmalısın. Belki önemli bir şey söyleyecektir."

Bıkkınlıkla iç çekti ve telefonu açtı.

"Efendim?"

"Sana beni böyle şeyler için arama demiştim."

"Evet o güvende."

"Hayır gelemem. Dışarı çıkmak istemiyorum."

Biraz sonra telefon kapandığında tekrardan bana döndü.

𝐻𝒾𝓂. /𝐿𝑒𝑒 𝑀𝒾𝓃𝒽𝑜/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin