387 36 40
                                    

Günlerden Perşembe:

Yazardan:

Sabah olmuştu ama ikili hala uyuyordu. O sırada kütüphane görevlisi Xingqiu geldi. Kapıya geldiğinde kapının açık olduğunu fark etti. Panikle içeri girdi. Gördüğü manzara ile sakinleşip içi ısınmıştı. Xiao ve Aether birbirine sarılıp uyumuşlardı. Çok tatlı duruyorlardı onları uyandırmak istemiyordu ama mecburdu. Uyandırmadan önce fotoğraflarını çekip sonra uyandırmayı denedi.

Xingqiu: Hey! Xiao! Aether! Hadi kalkın sabah oldu.
Xiao: Hmmm.... Sabah mı oldu? Mmm...
Xingqiu: Günaydın Xiao.
Xiao: Günaydın Xingqiu.
Aether: Mmm...
Xingqiu: Uykucu şey.
Xiao: *gülümsedi*
Xingqiu: Şey Xiao senden bir ricam olabilir mi acaba?
Xiao: Ah tabikide buyur.
Xingqiu: Benim başkan Alhaitham gelmeden önce bilgisayardaki kayıtları düzenlemem gerekiyorda Aether'ı sen uyandırabilir misin?
Xiao: Tamam uyandırırım sen işlerini hallet görüşürüz.
Xingqiu: Görüşürüz!

Xiao gözleriyle bir güzel uyuyan Aether'ı süzdü. Süzmek ne demek resmen taciz etti.

Xiao'dan:

O çok güzeldi her şeyi çok güzeldi. Onun tek bir hücresi için ölürdüm. Ona dokunmak istiyorum ama yapamam. Yapmamalıyım. Xiao yine konudan saptın gidiyorsun. İşine odaklan Xingqiu senden Aether'ı uyandırmanı istedi ve şimdi bu isteği yerine getir.

Yazardan:

Xiao Aether'ı uyandırmak için oturduğu yerden kalktı ve Aether'a yaklaştı omzundan hafifçe dürttü. Ses yada haraket yoktu. Bir kaç kez daha dürttü. Yine aynıydı.

Xiao: Uyan hadi Aether sabah oldu.
Aether: Hmmm... Sabah mı? Mmm....

Bu sefer yüzüne hafifçe dokunmayı düşündü tam öyle yapacakken Aether kalktı. İkili burun burunaydı. Xiao korkudan kendini yere atmıştı. Aether kırmızının her tonuna dönüşüyordu. Xiao'nunda Aether'dan bir farkı yoktu. Patırtı sesleri duyan Xingqiu hemen koşarak gelmişti yanlarına. Onları o halde görünce kendini tutamadı ve gülme krizine girdi. Xingqiu gülünce Xiao ve Aether'da gülmeye başlamıştı. Xingqiu ne olduğunu sormustu ikiside çıtını çıkarmadan gözlerini Xingqiu'dan kaçırmışlardı. Xingqiu ne olduğunu az çok anlayıp daha çok gülmeye başlamıştı. Üçlü orda gülerken kütüphaneye başkan Alhaitham girdi. Alhaitham'ın girmesiyle herkes sunmuştu.

Alhaitham: Merhaba çocuklar. Ne yapıyorsunuz burada?
Xingqiu: Ah merhaba efendim. Hoş geldiniz. Ee şey Xiao kitap alayım derken yere düştüde ona gülüyorduk efendim.
Xiao: Oh evet boyum üst raflara erişemedi maalesef.
Alhaitham: Anladım. Xingqiu dışarıda Chongyun adında biri var. Seninle konuşmak istiyormuş. Bir bak istersen.
Xingqiu: NEE CHONGYUN MUUU???!!!!
Aether: Hey sakin ol Xingqiu. Bu çocuk kim sevgilin falan mı?
Xingqiu: Hıh bu sizi hiç ilgilendirmiyor ben gidiyorum.
Aether: *güldü*
Alhaitham: Pff peki. Bende bay Kaveh ile görüşmeye gidiyorum görüşürüz çocuklar.
Xiao ve Aether: Tamamdır bay Alhaitham.

Aether'dan:

Bay Haitham 2 sene önce okulumuzda kütüphane görevlisi olmak için gelmişti. Türkçe öğretmeni Lisa'yla önceden anlaştıkları için hemen işe başladı. Kendisi öğretmen değil ama öğretmen gibidir bizim için. Çok bilgilidir çoğu konuda. Yardıma ihtiyacımız olduğunda ilk ona gideriz. Çoğu kişi için bir baba gibidir. Benim içinde öyle...

Xiao'dan:

Ah bu adamı seviyorum ya. Hayatımı kurtardı resmen. O gelmeden önce hayatımın en stresli anlarını yaşıyordum. Neyse bu anı asla unutamayacağım.

Xiao: Eee ben lavaboya gidiyorum sende kardeşinin yanına git merak etmiştir.
Aether: Aaa haklısın. Sınıfta görüşürüzzz.
Xiao: Görüşürüz.

Ehe-Hatalarım varsa özür dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ehe-
Hatalarım varsa özür dilerim.

lovers'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin