5

652 54 131
                                    

Gözlerini yavaşça araladı Asi. Evet, yine sabah olmuştu. Ama bu sabah farklıydı, abisini görebileceği günün sabahıydı çünkü bu sabah. Normal, sıkıcı ve sıradan hayatından az da olsa uzaklaşıp abisinin kollarının altında iyi hissedebileceği günün sabahı. Beklemeden yatağından kalktı ve banyoya gidip soğuk bir duş aldı. Üstüne rahat kıyafetler giydikten sonra siyah göz çevresini kapatıcıyla kapatmaya karar verdi. Şu sıralar doğru düzgün uyuyamıyordu ve bu göz çevresini iyice koyulaştırıyordu. Abisinin onu böyle görmesini hiç istemiyordu.

Dün akşamdan hazırlamış olduğu limonlu kek kabını yanına aldı ve evden çıktı. Asansördeyken aklına kekten Emre'ye de götürebileceği geldi. Sonuç olarak abisi dışında hayatında olan tek kişi Emre'ydi ve onu sevmişti. Emre iyi biriydi ve iyi insanlar keki hakederdi.

Apartmandan çıktıktan sonra doğruca çapraz apartmanın kapısına doğru yürüdü ve yukarı çıkıp Emre'nin kapısını tıklattı. Kapıyı Emre ve Emre'nin sıcak gülümsemesi açtı. "Selam" dedi Emre.

"Ben kek yaptım." Emre anlamsızca Asi'ye bakarken Asi de bir anlığına ne kadar salak olduğunu düşündü. Gözlerini kapattı ve kelimeleri kafasında toparlamaya çalıştı. Sonra da o kelimeri ağzından dışarı sırasıyla döktü. "Ben kek yaptım, sana da getirdim." Gözlerini açtığında Emre'nin ona gülümsediğini gördü. İki yana uzanmış olan dudaklarından kelimeler zar zor dökülebildi Emre'nin. "Ciddi misin? Teşekkür ederim." duraksadı. "Ee şey, gelsene içeri."

Gelemezdi ki Asi. Abisinin yanına gitmeliydi. "Benim işim var aslında ya." Emre anlamış olduğunu belli ederek başını iki yana salladı. "Peki," dedi. "Görüşürüz o zaman." Vedalaştıktan sonra Asi oradan ayrıldı.

-♧-

"Asi!" kafasını sesin geldiği yöne çevirince abisini gördü Asi. Hemen yanına gitti, sıkıca sarıldı. Boş masalardan birine oturdular. Asi kek kabını Hürkan'a uzattı, sonra kendine de bir dilim aldı. Hürkan dolu ağzıyla konuştu "Özlemişim."

"Kimi? Beni mi kekimi mi? Hürkan sırıttı ve ağzındaki keki yuttu. "Eh şimdi düşünmem laz-" Asi'nin Hürkan'ın omzuna attığı hafif sert yumruk susmasına sebep olmuştu. Ellerini iki yana teslim olurmuşcasına kaldırırken konuştu Hürkan, "Pekala özür dilerim, seni özledim."

"Abi onu bunu bırak da sana bir şey anlatacağım şimdi." Hükan meraklı gözlerle Asi'ye bakarken Asi konuşmaya devam etti "Yaklaşık 1 hafta öncesinde gece 3 gibi terasta oturuyordum. Böyle genç yaşlarda bir arkadaş grubu geldi bağırıp çağırmaya başladı. Tam onlara bağırarak sövecektim ki bizim sol çapraz apartmandan biri pencereye çıkıp bağırdı onlara. Sonra çocuğu aşağıya çağırdılar ama hani 4,5 kişi falanlar öldürürler çocuğu. Ben de indim aşağı. Bunlar çocuğu dövmeye başladı ama gitsem elimden bir şey gelmeyeceğini bildiğimden bende polis sireni sesi açtım apartmanın kapısının ordan. Sonra kaçtılar ben de ambulansı aradım hastaneye gittik birlikte."

Hürkan şok olmuş bir şekilde Asi'yi dinliyordu. "Yemek Sepeti yanında, aklındaysa kapında" Hürkan bir yandan gülüyor, bir yandan reklam müziğini söylemeye devam ediyordu. Asi'nin yargılayıcı bakışları karşısında sustu. Gurur duymuştu kardeşiyle. "İşte benim kardeşim ya." deyip elini Asi'nin tokuşturması için yumruk yaptı. Asi de kendi elini yumruk yaptı ve tokuşturdular. "Bu arada çocuğun adı ne? Tanıyorumdur belki" diye sordu Hürkan. Asi "Emre" deyince Hürkan düşündü. "Nasıl biri olduğunu tarif etsene biraz." Hürkan bir dilim daha kek aldı. "Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü. Ve hatta gözleri çok güzel."

Hürkan kekini yuttuktan sonra konuştu "Sol çapraz apartman demiştin değil mi?" Asi kafasını onaylarcasına iki yana salladı. "Muhtemelen çocukken yakın arkadaşım olan Emre o." Asi'nin gözleri parladı. "Ciddi misin? Küçükken hep birlikte takılırdınız; hatta bir keresinde bana 'Sen büyüyünce Emre'yle evleneceksin gör bak' demiştin, ben de sana yumruk atmıştım ne diyor bu diye. O Emre bu Emre mi?" Hürkan Asi'nin bu kadar çok şey hatırlamasına şaşırmıştı, ama bir yandan da iyi hissetmişti. "Evet," dedi. "O Emre'yle anlattığın Emre aynı kişiler."

İkisi son kalan kek dilimini bölüşüp sessiz sedasız ama şaşkın bir şekilde yediler. Gelen anonsun ardından Asi artık ayrılmaları gerektiğini anlayınca sıkıca sarıldı Hürkan'a. "Gitmesem olmaz mı?" Hürkan azıcık geri çekilip Asi'nin alnına düşmüş olan saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Son 5 ay kaldı, o zaman hiç ayrılmayacağız." Hürkan Asi'ye tekrar sarılınca Asi son kez abisinin kokusunu çekti içine. Bir ay çok uzun görünmüştü gözüne.

Asi cezaevinden ayrılıp evine gelince kendini koltuğuna attı ve televizyondan rastgele bir kanal açtı. Yalnızlıktan bıkmıştı. Biraz sesin ona iyi gelebileceğini umdu ve ağırlaşan göz kapaklarını kapattı. Uykuya dalması pek de uzun sürmemişti.

Çalan zil sesi Asi'yi uyandırınca hemen doğruldu ve koltuktan kalktı. Havanın kararmış olması dikkatini çekmişti, ışıkları yaktı. Ve kapıyı açmak üzere yürüdü. Kapıda elinde bir kapla birlikte Emre duruyordu. "Selam!" Asi şaşkın yüz ifadesini düzeltirken konuştu "Selam." Ne yapması gerektiğini bilmiyordu Asi. Emre ne için gelmişti? İçeri mi davet etmeliydi onu? Asi bunları düşünürken Emre tekrar konuştu "Ben pasta yaptım, dedim Asi'ye götüreyim birlikte yiyelim. Nasıl fikir?" Asi gülümsedi. Mutlu olmuştu ve iyi hissetmişti. "Olur," dedi. "Gelsene içeriye."

Emre koltuğa oturunca Asi de Emre'nin elinden aldığı pasta kabıyla mutfağa gitti. Emre salonda tek kalmıştı. Gözleriyle etrafı inceledi; solmak üzere olan birkaç bitki, saat 5 üzerinde durmuş olan saat ve kapalı olan perdeler. Sanki ev yıllar önce terk edilmiş gibiydi. Emre'nin gözleri televizyona kayınca televizyonda winx club'ın açık olduğunu gördü. Şaşırmıştı. Asi winx club mu izliyordu cidden? Sırıtmasına engel olamadı.

Asi elinde iki tabakla salona geldi ve Emre'nin yanına oturdu. Sonra da tabaklardan birini Emre'ye uzattı. Asi pastayı tadınca Emre ona meraklı gözlerle bakmaya başladı. Vereceği tepkiyi merak ediyordu. "Nasıl olmuş? Beğendin mi?" Asi ağzındaki pasta lokmasını yuttuktan sonra konuştu "Evet, çok güzel olmuş."

Aradan geçen birkaç sessiz dakikanın ardından Asi sessizliği bozdu. "Hani geçen gece demiştin ya 'bu aslında bizim ilk karşılaşmamız değil' diye. Heh işte ben hatırladım onu." Emre merakla Asi'ye bakarken Asi tekrar konuştu. "Hürkan Gügen. Tanıdık geldi mi?" Emre'nin gözlerindeki merak yerini parıltıya bırakırken konuştu "Evet, çocukluk arkadaşımdı. Neden ki?"Asi gülümsedi ve konuştu "Abim o benim."

ANHEDONİ -MentorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin