Gözlerimi açtığımda Güzel bi sabaha gözlerimi aç-
Hayır hayır.
Geceydi.
Ağğhh bu nee?
Hemen ayağa kalktım. Ne de olsa, Enerjim çoktu sanırım çok uyumuştum.
Telefonumu elime alıp saate baktığımda, saat 20:49 du.
Gerçektende bir hayli uyumuşum. Bazılarımızında kaçış yöntemi budur işte.
Bir dakika bir dakika? Ben ne zaman buraya gelmiştimki?
En son oyunda uyukluyordum.
Ama buraya geldiğimi hatırlamıyorum.
Haydaa sakın Batu beni taşımış olmasın
Ofya daha ilk günden kendimi nasıl rezil ettim.
Oflayarak yatağa geri oturdum olan enerjiminde içine etmiştim zaten.
Telefonu kenara koydum sonra siyah sweetimin cibinden kulaklığımı da çıkardım.
Havada sıcaktı bende böyle giymiştim
Neyse dedim ve kulaklığımı da telefona taktım.
Daha sonra sevimli şarkımı açıp dinlemeye başladım.
Səncə nədən?
İşte buydu.
Şarkı azericeydi ama sözleri anlamlıydı.
Hemde çok.
Dizi şarkısıydı.
Ve ben o diziyi izlemiştim.
Bir kadın hakkındaydı.
Aysel di kızın ismi
Kadın intihar ediyordu.
Ama sevdiği adam için ses kayıtları bırakıyordu.
Neden kendini öldürdüğü hakkında .
Çok sevmiştim.
İlk bölmüne türkçe diğerlerine azerice izlemiştim.
O zaman anlamıştım yalnız olduğumu bir kere de.
Çünki ben öldükten sonra intikamımı alıcak biri bile yoktu.
İntihar hah.
Kızın bir repliği vardı onu hala çok seviyorum.
İntihar bir günde verilen bir karar ne de bir günde vazgeçilesi bir karar değil.
İntihar öyle bir karardırki onu ne bir günde verebilirsin ne de bir günde vazgeçe bilirsin.
Haklıydı
Şarkını açtım.
Yalnızlığımla birlikte dinlemeye başladım.
Ademle, Havvanın şarkısını.
Böyle isimlendiriyorlardı bir birlerini
Bu şəhər insanları öldürür axı səncə nədən?
Her insanın ölmesinin bir sebebi vardı bunu etrafımıza borçluyduk.
Cismimi asıram ruhumu atıram pəncərədən.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dört Yapraklı Yonca şansı
General Fiction"Anne bu kızı istemiyoruz duymuyormusun bizi ha?" diye bağırdı sustum. Çünki başlarsam sülaleden çıkardım... Bu sefer bana dönüp "Ya Sen istenmediyin yerde kalacak kadar yüzsüzmüsün?!". Lan günah benden gitti be. Şimdi ben sizin...