6. BÖLÜM

71.5K 1.5K 568
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

Sude yanına oturan Hazal' la gülümsedi. Genç kız üniversitede sağlık bilimleri bölümünde okuyordu. 

"Nasılsın abla?"

"İyiyim canım, sen nasılsın? En son yaşananlara epey canım sıkıldı. Kim bu adam Hazal? Nerede görmüş seni?"

Hazal sıkıntılı bir nefes verdi, çekinerek annesi ve babasına baktı. Duyulmamasını ister gibi yengesine yaklaşıp anlatmaya başladı.

"Şeyma' nın düğünü vardı bir iki ay önce, arkadaşım. Orada görmüş, birkaç kişiye sormuş soruşturmuş beni. Karşıma çıktı bir gün; önce normal konuştu, pek bir saygılıydı. Ben de güzel bir dille reddettim. Okulum var, çalışırım kısacası senin beklentilerini karşılayamam dedim. Ses etmem, benim beklentim yok, yeter ki yanımda ol falan diye yalvardı resmen koca adam karşımda. İnanmadım pek tabii, burada bilinen bir ailenin oğlu çünkü. Onun beklentisi olmasa ailesinin olur, az mı duyuyoruz görüyoruz abla burada yaşananları Allah aşkına? Sonra ısrar etmeye, gittiğim her yerde yolumu kesmeye başladı. En son sarılmak için üstüme yürüyünce Samet abim görmüş. Dövdü sokak ortasında adamı; o da yedirememiş, abimi sıkıştırmış bir kenarda bacağına ateş etmiş. Annemler de arabayla bıraktırıyor artık beni her yere, tedbir amaçlı. Ne yapacağı belli olmaz diyorlar."

"Onlar da kendilerince haklılar tabii, bir tane kızları var. Ah be kuzum, keşke söyleseydin ya abine baştan. Ona anlatamıyorsan beni arasaydın, ben bir şekilde anlatırdım çekindiysen. Olan olmuş ama sen yine de dikkatli ol." 

"Olurum olurum. Zaten ben olmasam annemler maşallah ellerinden gelse fanusa koyup çıkaracaklar dışarı!"

Sude gülerek kollunu sıvazladı Hazal' ın. Hazal içeri giren kadınla sabahtan beri içini kemiren soruyu dayanamayarak sordu Sude' ye:

"Abla, sen biliyor musun şeyi?" dedi gözleriyle hafifçe Ümran' ı işaret ederek.

Sude sonunda birinden duymak istediği olayın kendisi sormadan dile getirilmesiyle rahatladı.

"Neyi?"

"İşte Ümran' ı?"

Hazal' a bakarak başıyla hafifçe bahçeyi gösterdi.

"Sen bir gelsene benimle."

Hazal kadının hiçbir şey bilmediğini anladığında kırdığı potu düzeltemeyeceğini fark etti. El mahkum anlatacaklarının abisinin hoşuna gitmeyeceğini biliyordu. Araf ayaklanan kız kardeşi ve karısıyla bakışlarını o tarafa çevirdi. Karısının ortamdan sıkıldığını düşünerek sesini çıkarmadı.

Bahçeye çıkıp kamelyaya oturdular. Sude hızla kadına dönerek meraklı gözlerle baktı. 

"Kim bu kadın? Niye gerildi Araf bu kadar Hazal?"

Hazal bakışlarını kaçırdı.

"Abla ben sen biliyorsun diye konuştum öyle. Abim anlattığımı duyarsa kızar. Onun anlatması daha iyi olur aslında."

Sude kaşlarını çatarak baktı genç kıza.

"Aşk olsun Hazal. Tamam abine söyledim, gece anlatacağım diyor. Ama ben geceye kadar beklersem kuruyacağım bu gidişle. Anlat, söz kimseye söylemeyeceğim, çaktırmayacağım bildiğimi."

Hazal gözleriyle kapıyı kontrol etti, gelen giden olmadığını gördüğünde sıkıntılı bir nefesle:

"Tamam anlatacağım, ama söylemek yok vallahi abim okur canıma!"

"Söylemeyeceğim, söz."

"Ümran, abimin eski sevgilisi."

Duyduğu şeyleri sindirmekte zorlandı Sude. Bugün o kadına ağladığında acımış, o kadın yüzünden sürekli gözleri dalmıştı, onu düşünüyordu. Devam et dercesine baktı Hazal' a.

ARAF (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin