21. BÖLÜM

45.3K 1K 259
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

1 YIL ÖNCE

"Offf Araf nerede kaldın?" diye söylendi Sude ağzının içinde.

Hiç bilmediği bir şehirde, çarşının ortasında kayınvalidesiyle tartışacak raddeye gelmişti. Kadın her seçimine karışıyor, kendi istediğini aldırmaya çalışıyordu. Annesi durumdan hiç hoşnut değildi, sürekli kadına yerini bildirmeye çalışıyordu. Ağlayacak raddeye gelmişti genç kız. Araf işlerini halledip öyle geçecekti yanlarına. Onun yokluğunu fırsat biliyordu Gulâzer Hanım. Yine de kendi istediklerini almıştı Sude. Kadının suratı beş karıştı, sinirli sinirli dolanıyordu etrafta. Çoğu şeyi halletmişlerdi, sabahtan beri çarşıda geziyorlardı. Nevresimleri seçerken telefonu çalınca sonunda diyerek açtı.

"Araf neredesin Allah aşkına?"

"Geldim bebeğim, neredesiniz?"

"Gümüşkalkan diye bir mobilyacıdayız. Çabuk gel lütfen."

"Tamam yakındayım."

Telefonu kapatıp tartışan iki kadının yanına geçti Sude. Gulâzer Hanım kaşlarını çatıp kendisine çevirdi küçümser bakışlarını.

"Sen ne diyorsun gelin hanım?"

"Kızım, Gulâzer Hanım' ın gösterdiği nevresimler çok eski moda. Yine karar senin ama ısrarla bunları koyduruyordu sepete."

Sude derin bir nefes aldı, nevresimlere baktı. Gulâzer Hanım' ın deyimi yerinde cenaze örtüsü gibi olan nevresimiyle yüzünü buruşturdu. Beyaz, sade ama şık duran nevresimi aldı eline.

"Bu olacak."

Gulâzer Hanım sinirle ağzını açacağı sırada Araf' ın içeri girmesiyle cümlesini yutmak zorunda kaldı. Yüzüne sahte samimiyetsiz bir gülümseme kondurdu. Kollarını açarak yanına yaklaşan adama sardı.

"Annem, hoş geldin oğlum."

"Hoş buldum. Bebeğim?"

Gulâzer Hanım' ın ayrılmasıyla adama sarıldı Sude, kulağına yaklaştı.

"İyi ki geldin yoksa kafayı yiyecektim."

Araf ne oldu der gibi baktı kıza. Sude omuz silkerek başıyla hafifçe Gulâzer Hanım' ı işaret ettiğinde bezgin bakışlarla kafasını iki yana salladı Araf. Elini kızın beline sararak yorganlara bakmaya başladılar. Gulâzer Hanım Araf' ın gelişiyle hiçbir şeye karışamamasından oldukça mutsuzdu. Kollarını göğsünde bağlayıp koltuğa geçip oturdu.

"Anne, bu mu bu mu sence? Hangisi yakışır acaba?"

"Siyah olan iyi durur canım."

"Tamam o zaman ya, bunu da alalım. Beğendin mi aşkım?"

"Tercih senin bebeğim. Senin beğendiğin her şeyi beğenirim ben."

Sude gülümseyerek diğer eşyaları seçti. Evleri hazırdı, Araf' ın evine geçmeyi tercih etmişlerdi. Sude tekrar masraf olmasına gerek olmadığını söylemişti. Bazı yerleri değiştiriyorlardı yalnızca. İşleri bittiğinde çıktılar mobilyacıdan.

Düğünlerine iki gün vardı. Dün dini nikahları kıyılmıştı. Gulâzer Hanım misafirleri bahane ederek birlikte uyumalarına engel olmuştu. Her şey hazırdı düğün için. Gelinliğini İstanbul' da Araf' la beraber seçmişlerdi. Buraya geleli bir hafta oluyordu, Sude şimdiden bir asır geçmiş gibi hissetti. Eve girer girmez yemek masasına oturdular, alışverişte günü akşam etmişlerdi. Sude her yerinin ağrıdığını hissediyordu, çok uykusu vardı. Yemekler yendikten sonra balkona oturdular çay içmek için. Çalışanlar herkese çeşit çeşit ikram dağıtırken Araf elini çenesine dayamış, ortamdan soyutlanmış kıza baktı. Eline uzanarak ayağa kalktığında ona dönen bakışlarla herkese iyi geceler dileyip odasına çekiştirdi Sude' yi. İtiraz edecek vakti olmadı Gulâzer Hanım' ın. Odaya girdiklerinde esnedi Sude.

ARAF (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin