27.06.2022 - mezuniyet gecesi
Arap'a dehşet içinde bakarken neler olduğunu anlayamacak kadar şokta hissediyordum. Ellerim titremeye başlamıştı, içten içe kendimi sakinleştirmeye çalışırken "Arap, seni arıyorduk biz de." dedim.
Cevap vermeden olduğu yerde sallanmaya devam ediyordu. Kıpkırmızı gözlerini elleriyle ovuştururken zar zor konuştu. "Zeyno, oraya gitme."
"Arap, çığlık sesini duymadın mı sen? Bize ihtiyacı var." dedim dehşetle. Bir anda yere çökünce birkaç saniye sonra hıçkırıklarını duydum. Ormanın derinliklerinden gelen acılı bir çığlık sesiyle bir adım daha atacakken kolumdan çekildim ve sertçe yere düşürüldüm. Arap bir eliyle ağzımı kapatarak hıçkırıklarının arasından konuşmaya başladı. "Beni dinle, dinlemek zorundasın."
Bu durum beni iyice korkutmaya başlamıştı ki Arap devam etti. "Bana diyordunuz ya bu çocuk hiç büyümeyecek mi diye. Benim büyümeme izin vermediler ki Zeyno."
Sert bir rüzgar eserken titredim. Aynı zamanda Arap'a çaktırmadan telefonuma ulaşmaya çalışıyordum. Yere düşerken elimden kaymıştı.
"Ben 10 yaşıma kadar tecavüze uğradım." Duyduğum şeye inanamazken kafamı iki yana sallayıp Arap'ın çoktan yaşlar akan gözlerine diktim gözlerimi. Gerçek olmasın istedim. Ağzımı oynatarak bir şeyler söylemeye çalışsam da elini daha çok bastırdı. Dudaklarını ısırarak hıçkırıklarını engellemeye çalıştı. "Abim yıllar sonra benim intikamımı alacak işte. Aynısını o herifin kardeşine yaşatacak. Bana kimseyi ormanın içine yollamamamı söyledi." Sanki söyledikleri gerçekten içini rahatlatacakmış gibi, yüzünde huzurlu bir ifade vardı.
Abisi onu kandırıyordu. Ormandaki çığlık Duru'ya aitti ama o kafayla bunu ayırt edemiyordu bile. Ellerimi elinin üstüne koyarak ağzımdan çekmeye çalıştım ama bana izin vermedi.
"Şimdi sen onun ne günahı var diyeceksin kesin. Benim ne günahım vardı lan!" dedi kontrolünü kaybederek. "10 yaşında küçücük bir çocuğun ne suçu olabilir? Hangi suçun bedeli bu kadar ağır ödetilir?"
Duyduklarıma inanamıyordum ama Arap'ın bir şekilde kandırıldığına emindim. Bacağımı yavaşça kaldırıp bacaklarının arasına tüm gücümle tekme attım. Acıyla inleyip, elini ağzımdan çekerken bağırdım. "Duru! Ormanın içindeki ses Duru'dan geliyor Arap!" Yüzünde hiçbir değişiklik olmadı. Hayal kırıklığıyla ona baktım. "Ona nasıl güvenirsin, sen böyle biri misin?"
Söylediklerim onu sinirlendirmiş olacak ki hırçın bir tavırla konuştu. "Duru'yu karıştırma! Abim demişti seni kandırmaya çalışacaklar diye." Zar zor ayağa kalkıp tekrar kolumdan sıkıca tuttu. "Hiçbiriniz beni yargılayamazsınız, bunu yaşamayan kimse beni anlayamaz!"
Arap'tan ilk defa korkuyordum. O güler yüzlü, komik çocuk şu an bir canavara dönüşmüştü.
Abisi, aşık olduğu kıza tecavüz ediyordu ve o bunun farkında bile değildi.
Bir süre bekledikten sonra var gücümle onu iterek ormanın içine doğru koşmaya başladım. Arkamdan bağırsa da onu umursamadan çığlık seslerini duyduğum yere ilerledim.
Bir yandan da çaresizce telefonumu çıkarıp Çağrı'nın numarasına tıkladım. Telefon saniyeler sonra açılırken kulağıma güzel sesi doldu. "Güzelim?"
"Çağrı, ne olur yardım et!" dedim koşmaya devam ederken. Şu an ona her şeyiyle çok ama çok ihtiyacım vardı.
Günümüz