27.06.2022 - mezuniyet gecesi
Çağrı'dan
Arap'ın bizi getirdiği yere bakıp sinirle söylendim. "Lan kimse yok burada, nereye getirdin bizi?"
Arap'ın gözleri kayıyor, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu. Anlamadığım şeyler mırıldanırken onu bir ağaç köşesine bırakıp çevreye bakınmaya başladım. Kocaman bir uçurumun kenarındaydık, Arap'ı oldukça uzak bir noktada tutuyordum çünkü bu kafayla aşağı düşmesi işten bile değildi.
Gözlerimi gecenin uçsuz bucaksız siyahlığından alıp oldukça derin görünen denize çevirdim.
Ben yüzme bilmezdim ve sudan korkardım. Zeyno ise benim tam tersime bayılırdı. Bana kaç kere yüzme öğretmeye çalışsa da öğrenememiştim.
Aklıma Zeyno geldiğinde gülümser gibi olsam da telefondaki endişeli sesini hatırladığımda düşüncelerimden sıyrılıp etrafa göz gezdirmeye başladım.
Konumumuz gereği hem kimsenin göremeyeceği hem de her yeri görebileceğimiz bir noktadaydık. Biraz uzaklaşıp yardım çağırmayı istesem de Arap'ın sesiyle tüm ilgimi ona vermek zorunda kaldım. Bütün vücudu titremeye başlamıştı. Birkaç saniye sonra yana eğilip kusmaya başlarken ne yapacağımı bilemez bir halde korkuyla Arap'ı yerden kaldırmaya çalışıyordum.
Ona seslensem de beni duymuyor, yerinden kımıldayamıyordu. Yardım aramak için hızla ormanın içine koştum. Benim hemen uzağımda görüş açıma giren Fırat Amca'yla gülümsedim. "Fırat Amca!"
Sesimi duyunca yanıma hızlı adımlarla geldi. "Çağrı, sorun ne?"
"Seni Allah gönderdi." dedim büyük bir rahatlamayla. "Yardımın gerek. Duru kayıp, Zeyno'ya ulaşamıyorum ve Arap bir çeşit kriz geçiriyor."
Konuşmamı dinleyip kolumu sıvazladı. "Zeyno iyi, sen bana Arap'ın yerini göster." dedi babacan bir tavırla.
Zeyno'nun iyi olmasıyla iç çekerek mutlulukla Fırat Amca'yı Arap'ın yanına götürmeye başladım. İlerlerken kulağıma gelen siren sesleriyle kaşlarımı çatarak konuştum. "Neden ambulans geliyor ki?"
"Duru öldü Çağrı."
"Ne?" dedim adımlarım duraksarken. Şok içinde yüzüne baktığımda gerçek olmaması için içimden dualar etmeye başlamıştım. Yüzündeki sert ifadeyle şaşkınlığımdan sıyrılıp konuştum. "Nasıl oldu bu? Neredeler şimdi? Benim oraya gitmem lazım Fırat amca."
Fırat Amca kafasını olumsuz bir şekilde salladı. "Önce Arap'ı alalım, bana yardım etmen gerek Çağrı."
Paramparça olmuş kalbimle ve sonsuz merakla çaresizce kafamı salladım. Duru; benim kardeşim gibiydi, Arap'ın aşık olduğu kızdı. Nasıl olurdu bu?
Uçurumun kenarına geldiğimizde ağacın dibinde baygın duran Arap'a ilerlerken Fırat Amca'nın kolumdan tutmasıyla adımlarım duraksadı.
"Önce konuşmamız gereken bazı şeyler var evlat."
•
Günümüz— yazardan.
Cemre, karşısında dikilmiş onu izleyen hayatının aşkına dolu gözlerle bakıyordu. "Berk?" dedi gerçekliğinden emin olmak istercesine. Berk gülümseyerek Cemre'ye birkaç adım attı ve kollarını açarak sevgilisine sarıldı. "Buradayım birtanem, bizi kimse ayıramaz artık."