26

6.7K 340 535
                                    


İlerledikçe ilerliyordum. Bir ritim tutuyor, önce sağ sonra sol ayağımı ilerletiyordum. Yol bitmek bilmiyordu ki eve bir türlü varmıyordum. Kafamdaki binbir senaryo gerçeklik algımı bozuyordu.

Bir an durakladım "Ya Arda'yı buldularsa?" diye sordum seslice.

Ardından ilerledim "Amaaannn bana ne be? Çokta umrumda." dedim.

Tekrar durup "Ya-" dedim ama "Sus artık aptal kafam nolacaksa olsun sana ne off" dedim ve tekrar ilerlemeye başladım. Bu sefer durmayacaktım inanıyordum buna. Arda falan umrumda değildi. Belki dövüldü belki canı yandı belki yüzü gözü yara içindeydi ama- Ama ben... Tamam tamam kızmayın umrumda değil unuttum onu. Bak Arda'yı unuttum. Arda'nın dövülmesi umrumda değil- AMK UNUTAMIYORUM BEN YA.

Yine aklıma girmeyi başarmıştı ama geriye dönüp hatalar yapmak istemiyordum. Mutsuz mutsuz ilerlerken arkamdan bir süredir duyduğum ayak seslerine dikkat kesildim. Gerçekten uzun bir süredir beni takip ediyordu. Yavaş yavaş hızlanmaya başlayan nabzıma aldırış etmemeye çalıştım ama gerçekten korkuyordum. Eve gidiş yolum aslında pek tekin değildi. Bir anda rastgele biri çıkıp beni bıçaklayabilirdi ve bu birçok kez yaşanmıştı.

Sadece bu senaryoyu düşünmemeye çalıştım ve aklıma gelen bir fikri uygulamaya geçtim. Biraz ilerledikten sonra bir anda köşeden döndüm ve azıcık uzaklaştıktan sonra arkamdaki kişiyi bekledim.

Bekledim...

Bekledim...

Ama gelen giden yoktu. Korka korka duvarın köşesinden çizgi filmleri andıracak şekilde baktım. Beni duvara kolunu yaslamış bedeni bana dönük olan Arda ve o berbat serseri sırıtışı karşıladı. "Birine mi baktın?" diye sordu bana.

Onu görmezden gelip aslında dümdüz ilerlemem gereken yoldan eve yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini yine adım seslerinden anlamışken "Beni görmezden gelemediğini biliyorum." dedi "Emre'yi gördüğün gibi mesaj attın bana he? Yoksa bana aşık mısın ibne?".

Bir cevap vermeden ilerliyordum ki kolumdan beni duvara ittirdi. Ellerini iki yanıma koyup beni duvarla arasına hapsettiğinde "Ne yaptığını sanıyorsun?" demiştim ama psikopatça bir ifadeyle bakıp "Kes sesini. Asıl sen beni görmezden gelerek ne yaptığını sanıyorsun?" serserice gülüp "Canının yanmasını mı istiyorsun aptal?" dedi. Sinirlerim doruk noktasına ulaştığında gerçekten bu durumlardan bıktığımı iliklerime kadar hissettim.

Onun benden uzaklaşmasını sağlayıp "Rahat ver artık." dedim ama "Nah veririm." diyerek kolumdan sertçe tutmaya başladı. "Bıktım senden yeter!" dediğimde gözlerim yaşarmaya başlamıştı.

Ondan kurtulmak adına yaptığım hamlelerin ardından İnek'imi gördüm. Çok huzursuzdu. Tüyleri diken diken olmuştu ve tısladığı buradan belli oluyordu. Onun önünde ise orta yaşlı bir adam gördüm. Elinde bir sopa vardi ve tam o an, gözlerimin önünde... Biricik İnek'ime vurmak üzereydi. Arda bir şeyler söylüyordu ama onu duymuyordum bile. Zaman bir anda durmuş gibiydi, eğer adam gerçekten o kediye vurursa hayat benim için bitmiş olacaktı.

Bir anda kendimden bile beklemeyeceğim bir şekilde Arda'nın ellerinden kurtuldum. Öyle bir hızla koştum ki belki flash bile bu hızda geçemezdi beni. Hemen İnek ve adamın arasına girdim. Adam tam vurmak üzereyken beni gördü. Hemen durup "Lan napıyorsun aptal velet? Siktir git önümden!" diye bağırınca sinirlerim doruk noktasına ulaşmıştı. "Asıl sen napıyorsun ya? Gerçekten bir kediye vuracak kadar alçaldın mı? Kedi lan o kedi! Senin vurabileceğim bir çuval değil!" diye bağırdım.

ZorbardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin