Özel 1

2.4K 157 140
                                    


Arda

Bazen duygular gizlenemeden dökülür dudaklardan. Söylenen sözler bazen can yakar bazen gönül yakar. Melih'i görmek için yanıp tutuşurken gelmediği için ara sıra geliyordum okula. O da Cihangir ve Mert gelmemi istediği içindi.

Karne günü ise belki gelir diye gelmiştim okula. Onu görmek için deliye dönmüştüm adeta. Bu durum kendimden nefret etmeme sebep olsa da, biliyorum kalbim ihanet edecek bana. Bakacağım sonra ona, söveceğim geçmişte tüm yaptıklarıma.

Bir iç çekerek ilerlemeye başladım. Bizimkiler sınıfta takılırken onu göremiyorum diye nedenli nedensiz sinirleniyordum. Bu yüzden belki biraz kafam dağılır diye gidip bir sigara yakmıştım. Zaten okuldaki son günümdü. Küçük bir tur atıp etrafı dolaştım. Ardından tekrar sınıfa, bizimkilerin yanına dönecekken kalbim delicesine atmaya başaldı.

Melih'im tam önümde yürüyordu. Onu öylesine özlemiştim ki bu, içimde hem sinire hem de üzüntüye sebep olmuştu. Ona nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Birçok şey değişmişti hayatımda. Ona duygularım ve fikirlerim gibi. Yine de kendimden fazla taviz vermeyip onu duvarla kendi arama aldım. Bu ani harekete karşı afallayıp yüzüme baktığında çokta şaşırmamış gibiydi. O an sanki ne hissettiğimi anlamaya çalışır gibi yüzümü süzdü. Öyle bir bakıyordu ki o gözleri, dalıp gitmiştim o güzelliğine.

Sessizliğin bir fayda etmeyeceğini anladığım an biraz yaslandım ona ve "Kaçacak mısın böyle?" diye sordum. Bu lafım okula gelmemesineydi. Ona onu sevdiğimi söylediğim günden beri gelmeidği için böyle bir itafta bulunuvermiştim işte. Öylece "Evet." dediğinde bir garip hissettim kendimi. Sadece "Evet"i mi layık görmüştü bana? Ona duyduğum özlem ve bana söylediği bu basit kelimeyle biraz sinirlenmiş gibi hissediyordum. Ona "Buna izin verdiğimi kim söyledi?" diye sordum.

Sanki Melih sadece benimmiş gibi hissediyordum. Ona öylesine sahip olmak istiyordum ki elimden bir an olsun kayıp gitmesini istemiyordum. Söylediğime alayla gülüp "Senden izin mi alacaktım birde?" diye sordu. Amacı neydi bilmiyorum ama bu davranışları beni sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyordu. Eğer onu sevmeseydim şuan bunları asla söyleyemezdi bile. Ardından aklıma benim onu sevdiğim aklıma geldi.

Sahi seven insan sevdiğine nasıl davranırdı? Bağırır mıydı ona, kızar mıydı mesela? Daha önce hiç sevmemiş biri, sevmeyi nasıl öğrenirdi? Belki de sevmek bir ayrıcalıktır. Herkesten özel kılmaktır, sevmek. Bende onu özel kılmalı mıydım?

Elimi boynuna götürdüm ama sıkamamaya özen göstererek hafifçe kaldırdım. Ona "Gitmeni istemiyorum." dedim. Hatıramda kalanlar dahilinde tek bir kişiye bile bu sözleri sarf etmemiştim ben. Kimseye böyle yaklaşıp diğerlerinden farklı davranmayı denememiştim. Bende öğrenebilirdim sevmeyi. Bende tadabilirdim bu duyguyu.

Bunu söylediğim gibi kirpiklerini usulca kırpıştırdı. Ardından "Ama ben gitmek istiyorum." dedi. Sanki kalbinde farklı bir his dudaklarından farklı bir istek geçiyordu. Beni affetmeyeceğini biliyordum. Ama öyle ki beni sevmesini de deli gibi istiyordum.

Gözlerindeki heyecanı ve ışığı görürken benden uzaklaşmak istediğinin de farkındaydım. Bu zamana kadar hep canını yaktığımı ve kalbini birçok kez kırdığımı da unutmuş değildim. Bu yüzden bu sefer isteğini yerine getirecektim. Hiç istemesem bile ondan uzaklaşıp "Git o zaman." dedim. Yaptığıma anında pişmanlık duymuştum ki elimi kanamasını ister gibi sıkıyordum. Cidden böyle aptalca bir duruma düştüğüme inanamıyordum.

Melih'in ise kafası karışmış gibiydi. Bu davranışımı beklemiyordu sanki. Kafasını eğerken ilerlemeye başladı. Böyle bir durumda arkasından öylece bakacağımı sanmıyordum. Sadece bir kez olsun duygusal ilerleyip ona isteğimi söyleyecektim. Biliyorum ki eğer isteğimi belirttiğim kişi Melih'se beni asla yargılamazdı. O mükemmel bir insandı, melek gibiydi.

ZorbardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin