23

319 47 138
                                    

bu bölümde çoğu şeyi düzene soktum, oy verip boool boool yprum yaparsanız sevinirim 😭😭

———

Bazen çok nadir dahi olsa etrafınızda olup biten çoğu şeyin bir yalan olduğu, olan biten çoğu şeye müdahale etmek istediğiniz lakin edemediğiniz oluyor muydu? Şahsen bırakın bazıları, ben çoğu zaman birçok şeye müdahale etme isteğiyle dolup taşıyordum.

Şimdi de etrafımdaki yalanları öğrendiğim, büyük bir baş ağrısıyla günü selamladığım sıradan olmayan anlardan biriydi. Sıradan olmayan diyordum çünkü bana endişeli gözlerle bakan kız kardeşim, elinde ıslak bezle bana şaşkınlıkla bakan Himiko ve her şeyden bağımsız olarak bana olan en uzak koltukta oturan kont oldukça anlamsız geliyordu.

"Neler oluyor?" diye sordum anlamsız bakışlarımı aptal aptal etrafta gezdirirken, ciddi manada şu an neyin gerçek neyin sahte olduğunu anlayamıyordum.

"Hatırlamıyor musun?" diye sordu Himiko gözlerini büyültürken, cevap vermediğimde ciddi olduğumu anlamış olmalı ki elindeki ıslak bezi yerine geri koymuş ve ellerini beline yerleştirerek dudaklarını aralamıştı.

"Seninle konuşup ayrılma planı yaptıktan hemen hemen bir saat sonra, baygın olduğunu öğrendik Ai ile. O sırada da kontun muhafızları bizi bulmuş, ne yapmamız gerektiğini anlatıyordu. Her şeyi bırakıp yanına gelmek zorunda kaldık."

Kaşlarım çatılırken elim boynuma gitti, boynumdaki kolyenin varlığı kaşlarımın şaşkınlıkla havalanmasına neden olurken irislerim konta kaydı. Gerçek gibiydi, kolyeyi boynumdan çekişi ve boynumun acıyışı öylesine gerçekçi gelmişti ki hangisinin rüya olduğunu algılayamıyordum.

"Boynumda iz yok mu?" diye sordum her şeyden bağımsız olarak. Himiko kafasını olumsuz anlamda sallarken, kaşlarım daha da çatıldı ve aklıma Todoroki geldi.

Mide öz suyumu, neredeyse boğazımda hissedecek gibi olurken vücudumu sıktım. Rüya dahi olsa bunu yapmış olmam kendimden iğrenmeme neden olmuş, tüylerimi diken diken etmişti. Açıkçası konttan başka hiçkimse ile böyle bir şeyi yapmayı düşünemiyorken, böylesine iğrenç bir şeyin hayalini dahi görmüş olmak fazlasıyla kötü hissettirmişti.

Derin bir nefes aldım, Himiko Ai'yi yanına almış ve "Biz gidelim, dışarıda bekliyor olacağız. Ayrıca bu akşam kontluğa geri döneceğiz, haberin olsun." demişti gülümseyerek. Onu onaylamama dahi vakit kalmadan hızla burayı terk ederken artık Izuku ile başbaşa kalmıştık.

Zaman kaybetmeden "Nasıl oldu da bayıldım?" diye sordum yakutlarımla onu delecekmiş gibi bakarken. Zümrütlerini elindeki belgeden ayırıp anlık olarak bana baksa dahi "Seni öptükten sonra ayağın takıldı, düştün ve kafanı taşa çarptın." demişti oldukça stabil çıkan sesiyle.

Yanaklarım utançla kızarırken, kalbimin teklediğini hissettim. Beni öptüğünü hatırlıyordum fakat şu anlık için gerisi koca bir karanlıktı. Sahi, gördüğüm rüyada bile Izuku beni öptükten sonra direkt muhafızlar tarafından götürülüyordum. Yani bunun gerçek olma ihtimali saçmalıktan ibaretti.

"Todoroki ile birlikte olmadığıma o kadar rahatladım ki.."

Dudaklarımdan anlık olarak fırlayan kelimeler, idrak ettiğimde gözlerimin büyümesine neden olurken hızla bakışlarım tepkisini ölçmek adına konta çevrildi.

Obedience | Katsudeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin