25

226 36 54
                                    


finali birkaç bölüm erteliyorum malesef, oldu bittiye gelmemesi için.

———

Kont Izuku Midoriya, ölmüştü.

Ve içimde muhakkak bir yerde paramparça olmuş olmalıydı ki ben ağlayamıyordum yahut hâlâ şokun etkisinde olmalıydım ki, tepki veremiyordum.

"Cesetleri ateşe atın, buradaki herkesten kurtulun."

Kül kokusuyla karışık kan kokusu, yüzümü yakıp geçen sıcaklık, insanların çığlıkları ve vücudumdaki sızılar içimde teker teker fırtınalar kopmasına neden olurken, bunu dışıma yansıtamıyordum.

Şoktan açılmış gözlerimle yalnızca, önümde bacaklarımdaki kesiklere pansuman yapan doktora bakıyordum ve derin düşüncelere dalıyordum.

Izuku ve ben, diye düşünüyordum mesela;

biz birbirimize hiçbir şey olamadık.

Gözlerim doldu, dudaklarım titredi ve sol gözümden ufak bir damla gözyaşı kirli yanaklarımı yakarak doktorun nasırlı ellerine düştü. Bununla birlikte doktor anlık bir durgunluk yaşasa dahi çok beklemeden hareketlerine devam etti.

Todoroki'nin olduğuna emin olduğum adım sesleri ise gittikçe yaklaşırken o midemi bulandıran, kusmak isteyebileceğim raddesine getirten o ses doldurdu kulaklarımı.

"Sana söyledim, benimle dur ve rahatça izle dedim. Yanımdan kaçıp gitmeseydin eğer yaralanmazdın, kimse yaralı kraliçeyi istemez."

Öfke anlık olarak beynime sıçrarken "Sen ne saçmalıyorsun!" diye bağırdım doktoru ittirerek "Bir köleden kraliçe mi olur? Hâlâ ne saçmaladığının farkında değilsin, imparatorluğun sonunu getirdin ve hâlâ söylediğin şeylere bak!"

Öfke tüm vücudumu mengene misali sararken bakışlarım Todoroki'yi buldu, öyle ki eğer olsaydı bakışlarımla öldürebilecek bir nefretle bakıyordum ona şu anda.

"İnsanları neden önemseliyim? Ben kralım ve ben ne dersem o olur Katsuki, sözlerim kanundur."

Kaşlarım sinirle çatılırken Todoroki konuşmasına devam etmişti.

"Ben senin gönlünde yer edinmek istedim," dedi adım adım bana yaklaşırken "ihtişamlı çiçekler ekmek, sana gelen her yolda yalnızca kendim olmak istedim."

En sonunda baş ucuma gelip, elinin tersiyle yanağıma dokunurken "Ben yalnızca seninle birlikte, mutlu olma-."

"Sen kontluğu yıkmak için gittiğin o yolda beni yalnızca bir basamak olarak kullandın Todoroki." dedim hissizce, stabil bir tonda cümlesini bölerek.

Cümlemle yüzünü buruştururken "Basit bir köle işime yaramazdı sen yalnızca ban-" demeye çalıştı lakin yanımda duran sert bandaj kutusunu alarak, ona fırlatmam ve bacağına çarpmasıyla cümlesini tamamlayamadan susmuştu.

"Neden beni de öldürmedin?" diye haykırdım gözlerimden yaşlar akarken. Bir süre önce yanından kaçmaya çalıştığım adam için şu an da öldüğü için ağlamam ve ruhumdan bir parça alınmışçasına üzülerek, içli içli ağlamamı anlamlandıramıyordum.

Obedience | Katsudeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin