35 14 0
                                    

Sabahın aydınlık ışığı ile gözlerimi araladım.
Aydınlık bize umudu vaat etmez miydi ancak ben çok uzun zamandır kendimi,umutlarımı kaybetmiştim annemin gitmesi, babamın umursamaz tavırlarıyla ben çoktan yok olmuştum aslında.
Boş bir kalpten farkım yoktu eğer farkım olsa hayattan çok daha keyif alırdım umutlarım olurdu.
Peki ya umutlarımı aydınlığa çıkaracak birisiyle karşılaştıysam?
İşte o zaman herşey bambaşka olur.

Göğüsümde hissettiğim ağrıyla düşüncelerimden vazgeçtim.

Yattığım yerden doğrulurken yanıma istemsiz kolumu uzattım varlığı yokladım ancak yanım boştu.

Gerinirken kenardaki koltukta uyuyan Yadini gördüm.

Keskin yüz hatları ile cezbediciydi.
Yüz ifadesinde çok farklı anlamlar vardı derin.

Depderin.

Gözüm ona dalmışken kıpırdandı bir anda onu izlediğimi görürse diye panik yaptım.

Hemen ayağa kalkıp üzerimi düzelttim elimle daha sonra saçlarımın kabaran yerlerine bastırdım parmak uçlarımı, Yadin onu bu halde görse kızdan ürkerdi.
Korkunç ve komik görünüyordu çünkü.

Kendini tutamadı daha evdeki odaları bilmiyordu pek fazla mutfağa gidip bir bardak su içti ceketini kısa geceliğin üzerine geçirip dışarı çıktı.

Hava güzeldi derin bir nesef çekti içine ruhunu arındırmak istercesine.

Ancak unutuyordu,unutmasada umursamıyordu güneş ona zarar veriyordu...

Omzunu silkti umrumda değildi.

Güzel bir bahçesi vardı evin ahşaptan olan oldukça hoş duran ikili pufa oturdu.

Etrafı izledi uzun uzun.

Annesi gelmişti aklına,hiç çıkmıyordu ki zaten.

Bugün neden böyleydi herşeyi gereğinden fazla düşündüğünü fark etti.

Düşüncelerini bölen ise arkasından ağzını kapayan bir el oldu.

Kız kafasını arkasında ki vücuda yaslayıp kaldırdı.

Hayatında her zaman nefretle anacağı gözleri gördü.

"Güzel bebeğim"dedi pis sesiyle.

Sıktığım dişlerimi gevşettim elini ağzımdan çekmişti.

"Şeref yoksunusun sen"

Pis pis sırıtıyordu.

Beni oturduğum yerden kaldırıp evin duvarının dibine getirdi.

"Güneş bize zarar"

Kahkaha attım.

"Sen ne yüzsüz birisin be.
Gelip bana burda seni düşünüyorum,sana değer veriyorum nakaratları çekme sen kendini ve etrafındakileri kandırmaya çalışan bir pislikten farksızssın.
Şimdi siktir git!"

Elleriyle saçıma dokundu ancak hızla vurdum.

"Çok konuşuyorsun bebeğim" dediğinde bana çok yakındı arkamdaki duvara yaslamıştı beni.

Nasıl olsa ondan alıcak büyük bir intikamım vardı şuan susmalıydım oyuna devam.

Dudaklarıma baktı uzun bir süre ardından eli belime giderken beni sertçe öpmeye başladı.

Piç,bencil,haysiyetsizin önde gideniydi öpüşünün ardından göğüsümde ki yarada elini hissettim yumruk yapıp yaranın üzerinde kıvırınca canım o kadar yanmıştı ki onun kurnaz zekasına bir kere daha sövmeden yapamadım.

Yaramı deşmek için gelmişti.

Yüzüme son kez bakıp hemen koşarak uzaklaştı.

Şuan sinir krizi geçirmem gerekiyordu ancak acı çekiyordum.

Evin ilerisi denize açılıyordu.

Gidip köprünün uzun ahşabına oturdum ve ayaklarımı sarkıtıp cebimi yoklayıp bir dal sigara çıkardım.

Hemececik yakıp içime çektim.

Yüz hatlarım acı ve sinirle gerilirken tahtada adım sesleri duydum.

Gelip yanıma oturdu elimde gördüğü sigarayı sinirle kavrayıp kenara bastı ve söndürdü.

"Sana da günaydın"dedim.

Yüzüme ters ters bakarken bi müddet sessiz kaldı.

"sabahın bu saatinde tek başına bahçeye çıkıyorsun" dedi ancak cümlesi bitmeden böldüm onu.

"Ee yani?"

"Üstüne üstlük karnın aç ve zıkkım içiyorsun" dedi kenarda söndürdüğü izmariti gösterirken.

Sigaradan zıkkım diye bahsedince kendimi tutamayarak hafiften güldüm.

Omuz silktim.

Sustum. Sustu. Sustuk.

Kalkıp eve yürüdüm çünkü başıma şiddetli ağrının girmesi iyi şeylerin habercisi değildi.

Yadin de kaşlarını çatmış arkamdan geliyordu.

Odaya girip çeketimi kenara fırlattım daha sonra üzerimde ki geceliği karşımda duran Yadini dikkate dahi almadan bir çırpıda çıkardım kollarımın arasından.

Yüzümün buruşması aynı zamanda Yadinin hızla bana yaklaşmasıyla afalladım.

Yaram çok fena bir şekilde sızlıyordu.

Yadin göğüsümde ki yaraya dokundu dişini sıkarak parmağını kaldırıp eline bulaşan kanı gösterdi.

Ne! Kanıyor muydu?

"Bu ne?" derken sesinde hesap sorar bir ton hakimdi.

Yarama dokunan elini avucumun arasına alıp kendimden uzaklaştırdım.

"Yok bir şey" deyip arkamı döndüm dolaptan uygun bişeyler bulup üzerime geçirdim.

"o siktiğim yaptı demi ben uyurken buraya geldi birde bana yok bişey diyosun!" diye bağırdı.

Ama öyle bir bağırmıştı ki komidinde duran cam bardağın titrediğini görmesem bile hissetmişim.

Kenarda duran çantadan malzemeleri alıp yaramı temizledi.

Hızlı adımlarla kapıya giderken arkasından gittim diyeceklerimi bile söyleyemeden kapıyı sertçe çarpıp çıkmıştı.

Kimdi bu adam?
Benimle neden bu kadar ilgileniyordu?
Kendisini benim özel korumam filan olarak mı görüyordu?
Üstelik tanımadığı biri için neden büyük şeyler yapıyordu?

Aklımda binlerce soru işaretleri varken yaptığım tek şey boş boş oturup ardından onu beklemekten başka bişey olmadı.

~~~

Yazar:ayşe a.

Umarım beğenirsiniz.

Kurguyu tavsiye etmeyi unutmayın

Fikirlerinizi benimle paylaşın. 🤍

Yıldızları parlatmayı, yorumlarınızı bekliyorum.

Destek olursanız sevinirim :)

gecenin uğultularıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin