0.4

250 19 13
                                    

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu-küçüğümBölüm adı: Hüzün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu-küçüğüm
Bölüm adı: Hüzün

_______________________________________

Yemek yedikten sonra salona geçmiştik. Televizyondan öylesine bir kanal açmış izliyorduk. Ben tekli koltukta o ise karşımdaki koltukta oturuyordu.

Bir süre sonra telefonu çalınca izin isteyip gitmişti. Benimde canım sıkıldığı için evi gezmeye karar vermiştim. Zaten mutfağın yerini ve giyinme odasının yerini biliyordum. Giyinme odasının yanındaki odaya girdim. Sanırım çalışma odası. Pek fazla karıştırmak istemediğim için çıktım.

Başka bir odanın kapısını açmıştım. Burasıda odası olabilirdi. Her taraf siyahla dekore edilmişti. Çift kişilik kocaman birde yatak vardı. Camlar tavandan yere kadar uzanıyordu ki sanırım da sadece bu oda böyleydi.

Odadan çıkmıştım birde yatak odasının yanında bir oda vardı. Barlas bana seslenmişti "arda!" Kokuyordum ne oldu da bağırmıştı ki.

"Ne oldu barlas!?" Dedim. Sustu yüzünde endişeli, korkmuş bir ifade vardı. "Ne var söylesene barlas!","annen ve baban trafik kazası geçirmiş". Ne dedi. Ben yanlış duymuş olmalıyım değil mi ? Ne diyordu, hayır hayır hayır hayır olamazdı ben yanlış duydum.

"Deme şaka de barlas! Ne diyorsun sen farkında mısın","hastaneye kaldırılmışlar hemen gidelim çabuk",t-tamam". Hızlıca üstüme montumu giymiştim elime telefonumu alıp kapıdan barlas ile beraber çıkmıştım. Arabaya doğru koşuyorduk, barlas sürücü koltuğuna geçmişken bende yan koltuğa geçmiştim.

Yaklaşık yarım saat sonra hastaneye varmıştık. Acilden içeri girdiğimizde gözüm annem ve babamı arıyordu. Görmüştüm ne oluyordu orda annemin yüzüne beyaz bir örtü örtüyorlardı babam ise ona kalp masajı yapıyorlardı, zeynep o neredeydi. Kulağımda bir ses yankılanmaya başlamıştı düz ve tiz bir ses ekranda çizgiler.

Dizlerimin üstünde daha fazla duramayarak kendimi yere bırakmıştım. Benimle beraber biri daha yere çökmüştü iki kol sarmalamıştı bedenimi. Gözlerim kararıyordu kapatmak istemiyordum ve kapanmıştı bedenim dayanamıyordu bu kadar acıya.
.
.
.
Uyanmıştım gözlerimi zar zor açabilmiştim. Yanımda barlas sandalyede uyuyordu eli elimdeydi. Karşı koltukta ablam ve Akif eniştem oturuyordu. Oturmak istediğim için kıpırdanmıştım ki barlas hemen gözlerini aralamış bana endişeli bir şekilde bakıyordu. Sahi annem ve babama ne olmuştu.

"Barlas annem ve babam nerde çabuk söyle" bağırmam ile ablam ve eniştem uyanmıştı."Bak arda sakin olman gerekiyor lütfen","istemiyorum sakin falan olmak annem ve babam nerde söyle bana barlas yalvarıyorum". Sustu konuşmadı,ablam bana seslendi "arda..." Dönüp ona bakmıştım gözleri kızarmıştı. "Onlar gitti" nasıl gitti nereye gittiler,beni bırakmaz annem. "Peki zeynep nerde" ablam daha çok ağlamaya başlamıştı olamazdı.
.
.
Morga ilk ben girmiştim. Adam üç tane ceset gösterdi bana. Annemin yüzünü açmıştı ilk, hâlâ ne kadar da güzelsin annecim. Saçlarını sevdim annemin yüzümü saçlarına gömdüm annemin kokusunu son kez çektim içime yokmuşçasına. Ellerini tuttum soğuk olması gereken elleri sıcaktı sanki hala. Anne geri dön valla hiç söylenmeden markete gideceğim yemin ederim.

Babama dönüp baktım sonra, küçüklüğümde tam bir baba oğul olup sonrasında sanki iki yabancıymış gibi olan biz. Söz baba derslerime daha çok çalışıp seni gururlandıracağım geri dön.

Zeynep,daha küçük değil misin be miniğim. Hani ezberlediğin şiiri okuyacaktın neden sustun şimdi. Yapmayacak mısın bana birdaha resim,odama girip en sevdiğim boyaları almayacak mısın artık. Artık istediğin gibi odama girmene izin veriyorum gelsene geri.

Dönsenize artık çok olamadı mı, nerdesiniz...

Çıkmıştım morgdan bir hemşire gelmişti yanıma elinde annemin, babamın,ve zeynebimin eşyaları vardı. Üstüme toprak atıldı şimdi.

Ablam girdi benden sonra. Yarın yıldız ailesi gömülüyordu. Tüm üzüntüsü, hüznü ile. Yıldız ailesi gökyüzünden yere iniyordu ve artık sadece iki yıldız kalmıştı. Koca gökyüzünde yalnız iki yıldız.
.
.
.
/Ertesi gün/
Amcam vardı,ben vardım eniştem vardı, barlas vardı. Elinizdeki tabutu taşıyorduk. Kollarım o kadar güçsüzdü ki şu an. Bacaklarım o kadar dermansız. Gözlerim acıyordu yaş kalmamıştı artık. Ben neyle ıslatayım bu toprağı o zaman.

Acıyordu kalbim Kendi ellerimle toprağa veriyordum cennet kokulumu, miniğimi. Annem bıraktı oğlunu,küçüktüm hala hani anne. Neden bıraktın o zaman küçük oğlunu. Ne yapayım ben şimdi.

Herkes gitmiş bir tek ablam, eniştem ve barlas kalmıştı.

"Arda...düğün zamanı haber ederim ben sana eve dönmeyeceğim haberin olsun zaten bugün temizlendi ev." anlıyorum ben olsam bende kalamazdım o evde. Eniştem ablamı teselli ederken gitmişlerdi. Barlas kalmıştı bir tek. "Hayat acımasızdır değil mi ? Bizim gibilere dar bu dünya".

Barlas sarıldı bana. Ağladı benimle birlikte, konuştuk beraber. Kucağına aldı beni kollarımı boynuna sarıp çenemi omzuna koydum yavaşça ve ağlamaya devam ettim,omzu ıslanmıştı ancak kızmamıştı bana.
_______________________________________

Yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim beğendiyseniz oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın 💖

BxB// BAŞIMIN BELASI(Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin