16

908 82 5
                                    

"ya Jeon jungkook" Jimin sabahın ilk ışıklarında gözlerini sevgilisinin öpücükleri ile açmak isterken bir su bardağı su ile açmıştı.

"Uyan uykucu prens kahvaltı hazır" Jimin ağlamaklı surat ifadesini bozmadan lavaboya adımlamış aynı zamanda sevgilisine seslenmişti. "Öpseydin uyandırdım" dudaklarını büzerek konuşuyordu ve bu jungkook'un asla karşı koyamadığı bir şeydi.

Dolgun dudaklardan bir buse çalmış ve daha fazla minik olanın nazını çekmemek için aşağıya inmişti.

Biraz cilve biraz flört ve bol öpüşmeli bir kahvaltının ardından ikili kendilerini han nehrine yakın bir cafe'ye atmışlardı.

Bugün Jimin jungkook'a sana aşığım diyeli tam bir yıl oluyordu. Bunu kesinlikle kutlamaları lazımdı. Jungkook çalan telefonunu görmezden gelip sadece jimin'e odaklanmak istese de artık pes etmiş ve açmıştı telefonu.

"Ne istiyorsun jeongguk? İşim var" Jimin jeongguk'un ne dediğini duymasa da tahmin edebiliyordu. Son 6 aydır rutin haline gelen bir durumu, sevgilisine ne hediye alması gerektiğini soruyordu.

Her buluşmalarından önce jungkook'u arar ve fikir isterdi. Jungkook Jimin'in bu durumdan rahatsız olacağını düşünsede -ne olursa olsun eskiden aşık olduğu adamdı- Jimin asla rahatsızlık göstermiyor aksine çoğunda yardımcı oluyordu.

Jeongguk ile jungkook barışalı da 8 ay olmuştu. Jeongguk gerçekten pişman olmuştu ve onlar aynı kandı. Jungkook kardeşine kıyamamıştı.

"Bin kere kolye aldın jeongguk çocuk bunaldı artık. Sen en iyisi ona bu sefer güzel bir gül buketi yaptır. Az olsun öz olsun" kısa süre sonra kapanan telefon ile jungkook telefonu komple kapatıp tamamen tüm odağını jimin'e vermişti.

Onlar mutluydu ve Rum geçmişi bir kenara atarak barış sağladılar.

Ve böylece bu hikaye de burada bitti.

FilterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin