(YAZARIN ANLATIMIYLA)
iki genç adam evden çıktılar . Onlara emanet edilen, bakmakla yükümlü oldukları bir kız çocuğu vardı . Genç adamlar kız çocuğuna bebekler , elbiseler, oyuncaklar almak için yola koyuldu. Şehirden uzakta oldukları için yol biraz uzun sürdü. Her gördükleri oyuncakçı da durup en az üç dört oyuncak alıp çıkıyorlardı. Bu son oyuncakçıydı. İçeri girdiler ve dolaşmaya başladılar. Berk elinde tuttuğu atlı karıncayı hayretle izliyordu her bittiğinde tekrardan başlatıyordu . Bu genç adam çocukluğundan beri sorumluluk sahibi olduğu için hiç oyuncağı olmamıştı. Peluş ayıcıklarin arasından Uras ,Berke baktı. Ne kadar da mutlu gözüküyordu. Bir atlı karınca oyuncağı bile bu adamı bu kadar mutlu ediyorsa, çocukken asla mutluluk hissini yaşamamış demektir. Sevgisiz büyüyen bir çocuk zaten ne kadar sevgi görmüş olabilir ki ?
"İstersen sana da onu alalım ben de kendime su tabancası aldım ve küçük el silahları. Çocukluğumda annem çok ses çıkardığım için kırmıştı şimdi ise onu telafi ediyorum akşama var mısın kapışmaya ?" Berk içten öyle bir gülümsedi ki ilk defa kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu.
"Hem bunu alalım hemde senin dediğin kapışmayı da kabul ettim. Akşama bittiniz siz ." Uras heyecanla Berke sordu ." Siz derken ?" Berk heyecanla devam etti ." Erenler gelmeyecekler mi ?" Sesi net bir şekilde "hayır " dedi . Berk buna aldırış etmeden tekrardan atlı karınca oyuncağını dinlemeye başladı. Bir insanın çocukluğunu elinden alıp ona sorumluluk yüklerseniz o insan gün geçtikçe daha da hayattan kopacaktır. İnsanın en güzel anıları çocukluk ve gençlik anılarıdır. Bu iki genç adamın bütün anılarının katili anneleridir . Bir kere olsun başını okşamayan ,ona yemek yapmayan,onunla oyunlar oynamayan insana bunca zaman anne dediler. Hayal kırıklığından başka bir şey değil...
Kasaya yöneldiler ve ellerindeki oyuncakları kasaya bıraktılar. Berk elindeki atlı karıncayı bırakmak istememişti. İlk defa hayallerinden biri gerçekleşmişti ,ilk defa oyuncağı olmuştu . Küçük bir çocuk gibi Uras 'a baktı . Uras anlamış olacak ki başka bir atlı karınca getirdi ve Kasiyere uzattı.
"Bunu geçin lütfen ama arkadaşımın elindekini alacağız onun barkodu yokmuş. " Kasiyer gülümsedi ve atlı karıncayı da kasadan geçirdi. "Toplam 758 lira nakit mi kartı mı?"
"Kart ." Dedi Uras ve cebindeki cüzdanını çıkarttı. Onlarca kartı vardı . Her hangi birini çıkarttı ve Kasiyere uzattı." Temassızı var mı ?" Dedi Kasiyer Uras kafasını salladı ve kartı okuttu . Böylelikle oradaki işleri de bitti . Oyuncakçıdan çıktılar ve arabaya yöneldiler. Uras elindeki poşetleri arkaya koyarken Berk de ön koltuğa geçti. Hala elinde sımsıkı tuttuğu altı karınca oyuncağını bakıyordu. Uras işini bitirdikten sonrası kapıyı kapatıp ön koltuğa geçti . Berk elinde tuttuğu oyuncağı bırakmadan Uras 'a sarıldı. Uras hiç beklenmeyen bu sarılmaya anında karşılık verdi. Bir abi edası gibi sırtını sıvazladı.
"Geçti gitti Berk kimse sana sorumluluk yüklemeyecek ,kimse seni dövmeyecek ,geçti gitti söz veriyorum sana sen Ömür'ü korurken bende seni koruyacağım. Canımdan çok senin canını düşüneceğim hadi artık toplarlan o gece bana kafa tutan Berk nerede ?" Berk kafasını dikleştirdi ve urastan ayrıldı. "Burdayım olum alt tarafı bi sarıldım hemen adamlığımı kaybedecek değilim ya ." Uras içten bir şekilde Berk 'i kendisine çekti ve başına bir öpücük kondurdu. Berk o an kendisinin yıllarca yapmakla yükümlü olduğu abilik görevini uras'ta hissetti. Uras ondan iki ay büyüktü. Bu onu abi yapardı.
"Ay bu kadar romatizim yeter yola koyulalım Ömür bizi bekliyor . Asu hanıma da herşeyi anlattım." Dedi Uras .Berk bir şey demedi ve önüne döndü. Yol boyunca sadece atlı karıncasına baktı. Geldiklerini bile fark etmemişti. Arabadan indiler ve poşetleri taşımaya başladılar. Berk ',in bir elinde altı karıncası bir elinde de altı poşet vardı . Hiç zorlanmadan kapıyı çaldı ve açılmasını bekledi. Kapıyı ellili yaşlarına yeni girmiş beyaz saçlı ela gözleri artık ölmeyi bekleyen bir kadın açtı. "Hoşgeldiniz çocuklar ne zahmet ettiniz . Buyurun içeri geçin." İki genç adam içeri geçtikten sorna Ömür mutfaktan çıktı ve Berk'e sarıldı.
"Kahramanım , iyiki geldin seni çok özledim." Berk ne yapacağını şaşırdı ve kız çocuğunu kucağına aldı , sarıldı. Uras şaşırmış bir edayla sordu." Berk'e neden kahramanım diye sarıldı?"
Asu hanım konuştu.
"Çünkü herşeyi Ömür 'e anlattım . Abisinin kötü biri olduğunu ve abisinin cezasını verenin de Berk olduğunu söyledim. Çünkü sen benimle hiç iç açıcı konusmadin. Sanki yarın ölme planin varmış gibiydi." Uras duydukları karşısında Asu hanıma gülümsedi ve Ömür 'ün yanına gitti . Ömür korktuğu için Berk 'in arkasına geçti . Berk bu hareketi beklemediği için gülmeye başladı. Arkasında bulunan Ömür 'ü kucağına aldı ." Bu abiden korkmana gerek yok bu benim arkadaşım Uras tabi sen ona başka bir isim bulabilirsin."
"Yani beni dövmez dimi ?" Berk bir kahkaha daha attı.
"Hayır abicim bu ponçik sürat sana zarar vermez ona ne isim düşündün?"
"Gamzeli prens olsun bende bir prensesim çünkü sen beni prensten kurtar ve kahramanım ol . Güzel masal dimi ?" Uras bu lakabı beğenmiş gibi Ömür'ün yanağından bir makas aldı . Berk ise ömür'ü yere bıraktı." Madem masal güzel bize de uygulamak düşer ." Uras mesajı almıştı . Ömür'ü kucağına aldı ve kaçmaya başladı.
"İmdat beni kurtaracak bir kahraman yok mu? İmdatttt ." Diye bağırdı ömür. Berk o sırada arkalarından koşuyordu." Yettim prensesim o prensten kurtaracagim sizi ." Uras yavaşladı Berkin onlara yetişmesi için . Uras koltuğun arkasında Berk ise önündeydi." Bırak prensesimi ."
" O benim krallığımimin prensesi olacak . Sen de kimsin?"
" Ben Balkanların en güçlü ,en kaslı, en yakışıklı, ve en karizmatik adamı üçüncü prens Berk Yılmaz . Asıl sen kimsin?" Ömür gülmeye başladı.
" Ne gülüyon kız cimcime yalan mı söylüyoruz şurada güçlüyüm , yakışıklıyım sonuçta."
"Ben ona gülmedim bu prens senden daha yakışıklı o yüzden güldüm." Uras içten bir gülümsemeyle Ömür 'ün yanağını öptü. Berk bozulmuş olmalı ki koltuğa oturdu.
" Ben oynamiyacagim ." Dedi . Küçük çocuk gibi mızmızlandı."Olum amma abartin lan gel buraya ."
"Sen daha yakışıklısın ben ise çirkinim git sen kurtar ömür'ü." Hemen söze atladı ömür ve Berkin yanına gitti . Elleriyle Berkin yüzünü tuttu.
"Abi ,kahramanım ,bitanem, yakışıklım hadi ama ben öyle demek istemedim. Hem biliyor musun o abi senin kadar hızlı kosamiyor. Hem benim kahramanim saçları daha güzel ." Berk bu iltifatlar karşısında ömür'e sımsıkı sarıldı. Abilik ona çok yakışmıştı. Uras da yanlarında bulunan tekli koltuğa oturdu ve gözlerini kapadı.
Uras 'ın uyumasını fırsat bilen Ömür ve Berk çoktan üst kata çıkmış evcilik oynuyorlardı. Berk çay içmek için ömür'e geliyor ve sohbet ediyorlar. Berk kafasına taktığı taç ile çok şahane gözüküyordu . Kaç saattir bu halldeydi bilinmez ama yorulmuşa benziyordu.
"Kız işte bizim Fadime var ya o sana çirkin demiş ." Diye söze atıldı Berk ,sahte kahvesinden bir yudum aldı .
"Hangi Fadime o kendisine baksın ." Diye karşılık verdi ömür . Berk bıyık altından gülüyordu. Tam bir şey söyleyecekti ki kapı açıldı. Uras içeri girer girmez gülmeye başladı. Berk'in muhteşem pembe kanatları altında küçük bir eteği ve kafasına taktığı taçla çok güzel gözüküyordu. Berk Uras 'in geldiğini görür görmez hemen üstünü çıkartmaya başlamıştı ki ömür onu durdurdu .
"Abi neden çıkarıyorsun ne güzel oynuyorduk hem bana yeni komşu da geldi ."diyerek uras'ı gösterdi. Berk işte bu işten keyif almıştı. Uras ise kaderine isyan ediyordu. Ömür dolabını açtı ve sarı kanatları uras'a getirdi. Gerçekten bu kocaman adam ,herkesi acımadan öldüren adama sarı kanat takılacaktı öyle mi ?
"Ömür abicim ben bunu giymesem olmaz mı ben erkek misafir olayım."
"Nerede görülmüş kadınların arasında erkek, giymek zorundasin yoksa oynayamazsın." Uras gülümsedi . Zaten böyle giderse oynamacaktı. Berke göz kırptı ve odadan sessizce çıktı.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAKET
Teen FictionBazen insanlar sizin canınızı sıkar veya size zarar verebilir elbet bir bedeli olacak o da İNTİKAM . Okuldaki salgına mi bulaşmasinlar yoksa katilden mi kaçsınlar . Bu kitap hem gerilim hemde çokça kan barındıran bir kurgu . Ters köşe görmeye hazır...