Jisung'dan
"Ne vuruyorsun oğlum lan, etik miydi bu yaptığın ha!" Bu sefer ben onu altıma almış suratına bir tane geçirmiştim. Elimin acısıyla birlikte kıvranırken fırsatyen istifade bu sefer o beni altına almıştı.
"Sen kimsin bana vuruyorsun oğlum, sen hayırdır?" Tam elini kaldırmış bana tekrar vuruyordu ki koridordaki bir kaç kapının açılmasıyla duraksamış ama sonra hiç umrunda olmamış gibi bir tane daha koymuştu. Şerefsiz nasıl güclüyse yemin ederim tır geçmiş gibi oldu üstümden.
"Ayrılın evladım ayrılın!" Gelen hoca ikimizi birden ayırmıştı. Bıraksaydınız da çaksaydım iki tane...
"Hocam önce o başlattı." Çocuk beni göstererek suçlayınca sinirlerim tepeme çıkmıştı.
"Yok ebeni kedi yedi! Sen başlattın lan önce valla bir tane geçiririm şimdi suratına ha!"
"Derhal müdür beyin yanına gidiyorsunuz! Kaç yaşında adamlarsınız hiç yakışıyor mu yahu?" Hocam ben 14'ten sonrasını saymayı bıraktım. Sarmadı pek.
İkimizide ensemizden tutup müdür odasının kapısının önüne getirmişti.
"Oğlum bak çek şu elini kolunu!" Parmağım Minho'nun eline değince ortam yine gerilmiş ama bu gerginlik müdürün kapıyı açmasıyla son bulmuştu.
"Ulan Minho ulan Minho! Kaçıncı olayın oğlum bu, bak atacağım okuldan ailenin hatrı var diye dokunmuyorum ama bir daha affetmem ona göre." Minho gözlerinde ne bir korku ne de bir suçlulukla bakıyordu. Kaşının üstü kanıyordu biraz da burnu. Benimde durumum çok farklı değildi gerçi, dudağımı da patlattı şerefsiz ya...
Kendime nazar değmesin diye aynaya bakamıyorum gelmiş suratıma yumruk atıyor. La havle la havle.
"Hocam benim suçum yok vallahi, ben iltifat ettim geldi vurdu." Müdürün masasına ellerimi koymuş adamın üzerine eğilmiştim. Suratıma yediğim tokatla kendime gelmiştim. Vur hocam vur, sende vur zaten Jisung kim ki?
"Çıkın ikinizde dışarı görmesin gözüm!" Hızlı ve öfkeli.
"Yalnız etik değildi müdürüm!" Ayaklarımı yere vurarak çıkmıştım.
Dışarı çıkıtığımızda Minho bana ters ters bakıp konuşmaya başlamıştı.
"Dua et bir tane daha geçirmedim, geçirsem ayakta duramazdın." Aman, çok korktum. İşiyeceğim şimdi şuraya...
"Öyle mi olmuş kanka?" Tenefüs zilinin çalmasıyla herkes sınıflardan dışarı doğru akın etmeye başlamıştı.
Okul, okul değil hayvanat bahçesi mübarek.
"Lan senin suratına noldu?" Seungmin bir yanımdaki Minhoya bir de bana bakıyordu, bizimkiler ve Minho'nun arkadaşları karşı karşıya dizilmiş birbirimize bakarken soğuk rüzgarlar estiriyorduk.
"Hey anasını avradını sevdiğimin klimalarını açın gözünüzü seveyim ya... Kıçım terlemekten sırayla bütünleşti." En son aramıza katılan sırık oğlan tüm ortamı bozunca gülesim gelse de boğazımı temizleyerek kendimi toplamıştım.
"Kes sesini Hyunjin, önemli bir anın ortasındayız şu an." Minho çocuğun kafasına bir tane yapıştırmıştı. Şiddet eğilimi görüyorum ben bu çocukta... Oysa hiç etik değil.
"Bakışıp duralım mı, ne bekliyorsunuz?" Biraz zeka belirtisi gösterebileceğini düşündüğüm çocuğa bakmıştım. Boylu poslu bir şeydi maşallah, Allah sahibine bağışlasın inşallah.
"Chan bunu bir dövmüşün varya uf yani, nasıl iyi benzetmişim ama değil mi? Ne yapsam acaba seni tablolatıp odama mı assam şaheserim diye?" Çocuğun üstüne atlamaya çalışacakken bizimkilerin beni kollarımdan tutup çekmesiyle becerememiştim.
"Gel ulan, yemedi mi? Seni bir daha görürsem o zaman pişman ederim oğlum, tipsiz!"
"Habeş maymunu bir kendi tipine bak istersen?" Allah'ım sen günah yazma... Çok yalan söylüyorum bu aralar ama sen affedersin biliyorum.
"Sen kimin arkadaşına yamuk yapıyorsun lan gevşek?" Arkamdaki Felix'in konuşan çocuğa bakıp ağzının suyunu içine çektikten sonra besmele çekip derin nefes aldığını duymuştum.
"Senin arkadaşına lan var mı bir diyeceğin? O bana sataştı önce hem!" Çocuk beni tek eliyle ittirince Jeongin'in kucağına doğru düşüvermiştim. O gerizekalıda tutmayınca kıçım mermerle bütünleşmişti tabi.
"Ah- lan niye tutmuyorsun?" Herkes bana bakıp gülüyordu. Minho hepsine keskin bakışlar atınca hepsi önüne dönmüş ve susmuştu.
"Görmeyeyim bir daha seni, yürüyün gidiyoruz." Aman asıl ben seni görmeyeyim be! Doğan Güneşi batırırsın sen zebani.
"Sen gözükme asıl benim gözüme puşt!" Çok bağırmamıştım, biraz daha dayak yiyecek halim yoktu. Karizmam yeterince çizildi zaten...
Dörtlü grup arkalarını dönüp giderken bizimkilerde bana bir açıklama bekler gibi bakıyordu.
"Ne bakıyorsunuz sizde..."
"Ne yaptın lan yine?"
"Yemin ederim bir şey yapmadım oğlum! Yanlışlıkla kız dedim o kadar."
Seungmin suratıma okkalı bir Osmanlı tokadı atacakken vaz geçmişti. Zilin çalmasıyla ben tekrar nöbetçi koltuğuma bizimkilerde sınıfına gitmişti. Okul çıkışı bittiğimi hissedebiliyorum... Hiç etik değil be abi.
Yine etik olmayan bir bölüm
Umarım beğenmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💗
Bir sonraki bölümde görüşelim 💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç Etik Değil / Minsung
FanficHan Jisung okul nöbetçisi olduğu gün üst sınıfların gergin ve popüler çocuğu Minhoyu çağırma görevi ona verilir fakat Jisung Minhoyu kız sanarak çağırınca başı Minhoyla belaya girer...