Jisung'dan
"Abi bir kere ne alaka ki?" Seungmin'in sorduğu anlamsız boş beleş soruyla kafamı ona çevirmiştim. "Aga sen sakat mısın, neden kendi kendine konuşuyorsun?"
"Ha doğru la." Hıyar oğlu hıyar. Seungmin kendi kendine konuştuğunu yeni hatırlamış gibi kafa sallamış devam etmişti. "Yani sen ve Hyunjin diyorum oğlum, su ve tuvalet terliği gibisiniz o da olmadı yani kusmuk gibi bir ikilisiniz."
"Kanka kurban olayım şu iğrenç benzetmelerini kendine sakla ya nolursun." Elimde ki ballı ekmeği bırakıp midemi tutmuştum. "Ne iğrenç, midesiz bir herifsin sen ya? Gözümün önü karardı."
"Ay gözümün önü karardı, gözümün önü karardı. Ölmüyo ki ölmüyo!" Felix biraz fazla tiktok izliyor heralde.
"Ayrıca Yang Jeongin, hani sen bu çocuğu hiç sevmiyordun?" Sorduğum soruyla Jeongin masada ezilip büzülüp jöle kıvamına gelmişti. "Sıvmıyırım zıtın." Gözlerime bakmadan sözlediği şeyle kahkahayı patlatmıştım.
"Kuzenim yazdı de birde?"
"Tamam seviyorum, aslında bilmiyorum başından beri seviyordum. Yine de o gruptan birinden hoşlanmanın sana bir ihanet olacağını düşündüm bu yüzden de öyle değilmiş gibi davrandım."
Ulan şerefsiz evladıyım... duygulandım.
"Lan... Lan Jeongin, kafana sokayım oğlum senin ne kadar iyi arkadaşsın lan..." kollarımı Jeongin'e dolayınca karşıdan bize bakan Minho'yu fark etmiş kollarımı geri çekip elimi 'hayırdır' anlamında sallamıştım.
"Dilini içeri sok, maymun." Seungmin karşıdan suratıma bakarak gülünce diliminde kekolar gibi dışarda olduğunu ve tek gözümün hafif kısık olduğunu fark edip eski halime dönmüştüm.
"Oğlum böyle de olmuyor ki, işin ayrıntısı yüz ifadesi sanki böyle yapınca 'hayırdır aşkooo, bir problem varsa götümü vereyim anlaşalııımmm'' dermiş gibi oluyor. Erkek adama yakışmaz be oğlum."
"Jisung, kalk git masadan." Felix'in diğer masaları işaret eden elini birden bir el kavramış hemen yanına oturmuştu.
"Selam."
"Changbin hyung?"
Minho'da birazdan burda olur, demeye kalmadan Minho masaya damlamış tam da yanıma oturmuştu.
İti an, çomağı hazırla.
"Ooo, hiç etik değil yalnız böyle sorgusuz sualsiz masaya gelmeler?" Minho'ya dönerek söylediğim şey üzerine kılırdamıştı.
"Bence gayet etik." Sana sorduğumu hatırlamıyorum iğrenç, küçük, bulanık...
Çok geçmeden masaya diğerleri de gelince ortam anacık babacık günü olmuştu, herkes farklı bir konudan atışıyordu. Ben ve Minho sadece yeri izliyorduk.
Benim prensesin sessizliği bozacağı yok, görün şimdi seme nasıl bozuyor sessizliği.
"Ee naber?" Nasıl bozdum ama... çok hot değil miydim çıldıracağım, ne yapacağım ben bu mükemmellikle tanrı aşkına.
"Çok iyiyim, senden naber." Harbi ha, çok iyi gözüküyor. Sen hayırdır?
"İyi ne olsun... Ne sırıtıyorsun lan sen?" Minho'nun gülümsemesi daha da çok büyümüş hatta kahkahaya dönüşmüştü. Komik bir şey varsa söyle yani bizde gülelim aslan parçası.
"Hyunjin'den hoşlanmıyormuşsun?" Hah, belli oldu bu itin derdi... "Bir dinlemedin ki angut, kalkıp gittin." Minho elini omzuma atmış beni sarsmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç Etik Değil / Minsung
FanficHan Jisung okul nöbetçisi olduğu gün üst sınıfların gergin ve popüler çocuğu Minhoyu çağırma görevi ona verilir fakat Jisung Minhoyu kız sanarak çağırınca başı Minhoyla belaya girer...