Alexis: Sizce, bu konsey binasının içi nasıl?Katerina: Onu.. şu an bende düşünüyorum.
Ametis: Hadi ama en fazla, ne olabilir ki?
Rowena: Asıl soru.. en fazla, ne olmayabilir ki?
Transilvanya da sayılı konsey binası var. Ve, bunlardan sadece bir tanesi.. resmi vampirler için, o da saray gibi olanıdır. Dışı saray yavrusu gibiyken, içini de meral etmiyor değilim açıkçası?
Derin nefes alıp, kızlara baktım nedense fazlasıyla heyecanlıydım. Sadece, ben değil kızlar ve sınıf hocamız da dahildi. Hep beraber, içeri girdiğimizde bize dönen gözlerde vardı.
Etrafıma, iyice bakarken bu sabah Katerina ile çarpışan Murdo'yu görmüştüm. Murdo, ile göz göze geldiğim gibi bana bakıp gülümsemişti.
Bana gülümsediği için, bende karşılığında minik bir tebessüm ettim. Bana, tekrardan gülümseyip, yanında tanımadığım diğer iki erkeği dürttü ve bizi işaret etti. Tanımadığım erkekler bize kısa süreli bakıp, önlerine dönmüştü. Kızlara baktığımda, onlarda garip bakıyorlardı.
Herkes, yerine geçtiğinde Vampir Lideri tahtına oturmuş, herkese göz gezdirirken bende gözleri sabit kalmıştı. Çünkü, ben vampir liderinin torunuyum. Bu, benim, dedemin ve Liderimizin sırrıydı. Beni ifşa etmesi demek, düşman olan diğer vampirlerin saldırması demekti.
Ne kadar, dedemin abisi de olsa ona lider demeyi seviyordum. Sadece, tek başınayken ona büyükamca diyebiliyorum. Bana, kısa bir tebessüm sunup, benimle gelen diğer vampirlere baktı.
Lider: Hoş geldiniz, yavrularım.
Herkes, hep bi ağızdan " Hoş bulduk." Dediğinde, Liderimiz bizim sınıf hocasının yanına gelerek, bize bakmıştı.
Lider: Kızlarımı, getirerek dediğimi yapmışsın. Aferin.
Hoca: Tabi ki, dediğinizi yapacağım. Çünkü, siz çağırdınız.
Ne oluyor ya? Sanki, kendimi büyükamcama satılıyormuş gibi hissediyorum. Tamam, Liderimiz benim büyükamcam da, diğer vampirlerin de babası. Ve, yine sınıf hocamız saçmalamaya başladı.
Şaşırdım mı? Hayır. Sanki, sınıf hocamız liderine karşı çıkıyor gibi? Biraz, daha saçma sapan şeyler konuşmaya devam ederse, kellesi elinde olacak. Haberi yok.
Lider: Rowena, çok haklısın. Yanıma, gelir misin sen?
Sıçtım, hayatımın ta orta yerine sıçtım. Unutmuşum, büyükamca'mın zihin okuyabildiğini. Kesin, yanlış bir şey yaptım. Hemen, Büyükamca'ma doğru yaklaşıp, saygıyla eğildim.
Lider: Eğilmene gerek yok, normal durabilirsin.
Rowena: Tamamdır, efendim.
Geri düzeldim ve büyükamca'ma baktım, konseyde ki tüm vampirlerin bakışı da benim üzerimdeydi. Bu, beni fazlasıyla rahatsız etmişti.
Lider: Rowena, tatlım, vampirlerin ilk kuralı neydi?
Diye sorduğunda, şaşkınca büyükamca'ma baktım.
Rowena: Yıllar önce, dedem öğretti. İlk kural, Vampir liderine, diklenmemek.
Lider: Diklenirsek, ne olur?
Rowena: Kafamız, elimizde olur?
Lider: Deden, doğru öğretmiş. Şimdi, yerine geçebilirsin.
Rowena: Pekala.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Eternity is Destiny}
VampireÖlümsüz olmak bir avantaj mıydı? Yoksa bir Lanet. Bizim için ölümsüzlük ne demekti? Düş peşindeysen, düş peşime. Ölüm dediğin nedir ki; dönüşü olmayan bir tatil. Aşk dediğin nedir ki; gençliği olmayan bir katil. NOT: HİKÂYE TAMAMEN KURGUSALDIR!! ...