Maria'nın dedikleri yüzünden sofradan kalkıp odama gelmiştim. Keşke, kabul etmesydim.. ama kızlar gerçekten sevdikleriyle en azından.Balkona çıkıp, gölgelikli salıncağa oturdum ve kulaklığımı çıkarıp taktım.Telefonumdan, slow bir şarkı açıp bu gün Lucas ile yaşadığım yakınlaşmaları düşünerek tebessüm ettim. Hele de o garajda bacak arama girdiğinde ki sıcak nefesi.. LANET OLSUN NE DÜŞÜNÜYORUM LAN BEN!! Başımı iki yana sallayıp, salıncağı salladım ve tekrardan gözlerimi kapatarak şarkıya içimden eşlik etmiştim.
Bi' süre sonra kulaklığımın teki, kulağımdan çekildiğinde dizime yatana baktım. kulaklığımın tekini kulağına takmış ve dizime yatmıştı. Şaşkınca ona bakarak konuştum.
Rowena: Hayret, sen benim dizlerime yatar mıydın?
Lucas: Yo? Yatmazdım ama yatasım geldi.
Rowena: İyiymiş?
Lucas: Şey.. Rowena, senden özür dilerim.
Rowena: Neden, özür diliyorsun?
Lucas: En başından beri, eğer sizi bu işe karıştırmasaydım böyle olmazdı.. Maria'nın dedikleri yüzünden, gerçekten özür dilerim.. onun yüzünden yemekte yemedin.
Rowena: Sen.. sen beni mi izledin?
Lucas: Evet, seni ve tepkilerini izledim..
Rowena: Kafanı, bi' kaldırır mısın?
Lucas: Tamam.
Beni ikiletmeden, kafasını dizimden kaldırdığında odaya gittim ve bir yastık ile çarşaf alıp, Lucas'ın yanına geri geldim. Yastığı yaslandığım yere koyup, oturdym ve Lucas'a dizime yatması için kaş göz işareti yaptım. Lucas, anlamış olacak ki dizime geri yattı. Elimle çarşafı Lucas'ın üzerini örttüm sadece arkası açık kalmıştı.
Rowena: Şey.. sadece arkan açık. Sen örter misin?
Lucas: Tabi ki ve teşekkür ederim, eğer, ben uyursam beni burada bırakıp odaya git sen.
Rowena: Peki, tamam.
Aradan, bi' kaç dakika geçince Lucas'a baktığımda uyumuştu. Elimle kafasını kaldırıp, yastığı koydum ve evde gezinen ayak seslerini dinledim. Maria, olduğunu anlayınca kendi odası hariç tüm odaların kapısını kilitledim. Odamın önünde durmuş, kapımı açmaya çalışmıştı vazgemiş olmalıydı ki geri odasına dönmüştü.
Bende, Lucas'ı tek bırakmaya gönlüm el vermediği için, yanına yattım. Hava serindi, ama.. Lucas, ılık daha doğrusu sıcacıktı. Birden beni, belimden tutup kendine çektiğinde sırtım Lucas'ın göğsüne yapışmış biz vaziyetteydi. Bana, iyice sokulup ısıtırken başını boynuma gömmüştü.
Kulağıma, insanı delirtecek bir tonla fısıldadığında yutkundum ve elimi karnımın üzerinde ki elinin üzerine koydum.
Lucas: Sen.. çok güzel bir kızsın.. vampirsin, ölümsüzsün, fedakarsın..ve şu an benim kollarımın arasındasın. Neden? Oysa, benden daha da iyilerine layıksın..
Rowena: Şu an, sadece biraz susar mısın? Uyuyalım sadece.. lütfen, kalktığında konuşuruz bu konuları.. hm?
Lucas: Pekala..
Susup beni sıcacık tenine doğru çekti ve boynuma bi' öpücük bırakıp uyumaya devam etti. Onun bu hareketine gülümsedim ve ona doğru kolları arasında dönerek, kafamı göğsüne koyarak gözlerimi kapatarak kendimi uykuya bıraktım.
- BİR KAÇ SAAT SONRA-
Murdo: Bunları, ellemesek mi? Baksanıza, ne kadar güzeller.
Katerina: Demiştim, size? Ben, Lucawena taraftarıyım diye?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Eternity is Destiny}
VampireÖlümsüz olmak bir avantaj mıydı? Yoksa bir Lanet. Bizim için ölümsüzlük ne demekti? Düş peşindeysen, düş peşime. Ölüm dediğin nedir ki; dönüşü olmayan bir tatil. Aşk dediğin nedir ki; gençliği olmayan bir katil. NOT: HİKÂYE TAMAMEN KURGUSALDIR!! ...