45.

524 36 33
                                    

Sirius'un elleri titriyordu. Nerede olduğunu bir türlü anlamasa da çok kötü şeyler olduğunu biliyordu. Üzerindeki siyah bir takım elbise vardı ve asası yoktu. Nefeslerini kontrol altına almaya çalışırken aklında tek kişi vardı. Fiona.

Çığlık atmak adını haykırmak istesede bir türlü yapamıyordu. Sonunda köşede ağlayan James'i gördü.

" Çatalak neler oluyor?"

James hızlıca ayağa kalkıp Sirius'u yakasından tuttu. " Hepsi senin suçun. Lanet olsun, hepsi senin gücün onu bıraksaydın şimdi yaşıyor olurdu!"

Sirius neden bahsettiğini bilmese bile gözleri doldu. James bir anda yok oldu. Sirius bütün iradesini kullanarak bağırdı. " Fiona!"

Bu sefer önüne Peter çıktı. " Sen iğrenç bir korkaksın. Kendinden başka kimseyi düşünmeyecek kadar korkak ve bencil. "

Sirius çaresizce başını iki yana salladı. " Ben..ben bir şey yapmadım..."

" Onu öldürdün!" Remus korkunç şekilde yüzüne haykırıyordu. " Senin yüzünden öldü. Anlıyor musun öldü! Onu bir daha asla göremeyeceksin. Senin yüzünden onu kaybettik."

" Hayır hayır hayır..." Sirius çaresizce sayıklarken Remus da gitmişti. Walburga acıyan gözlerle oğluna bakıyordu.

" Zavallı Sirius. " Bu üzülme değildi, bu aşağılamaydı. " Sana demiştim. Birbirinizi öldürürsünüz demiştim. "

Sirius onu duymamak için geri geri kaçmaya çalıştı. Geriye attığı her adımda bir yaş küçülüyordu. Evden kaçan 15 yaşındaki genç Sirius oraya gelene kadar geri gitti.

Evden kaçan o cesur çocuk yerine korkudan titreyen biri vardı. Sirius bile kendini tanıyamıyordu. Walburga bir kaç adım daha atınca Sirius yine geriledi. Ailesine karşı gelmeye çekinen sekiz yaşındaki Sirius gelene kadar.

" İki kanı bozuk bir olursa Karanlık Lord sizi yaşatmaz demiştim. Demek sevgili Fiona'ndan başladı. Çok yazık o kızı Lucius ile evlendirebilirdik. Senin gibi bir aşağılık yüzünden ölmesi ne yazık."

Küçük Sirius bağıramayacak kadar çok ağlıyordu. Yine de başını dik tuttu. Fiona öyle olsun isterdi...

" Evden kaçıp Regulus'u benim merhametime bıraktın hemde beni bildiğin halde. Senden iyi olduğunu bildiğin için ölmesini istedin. Fiona'yı öldüreceğini bildiğin halde bırakmadın çünkü bencilin tekisin. Onu ondan vazgeçmeyi başaracak kadar çok sevmedin. Merak ediyorum onu hiç sevdin mi?"

" Her şeyden çok. " diye bağırdı sonunda Sirius. " Senin asla anlamayacağın kadar çok."

" Ama onu öldürdün."

" Hayır hiçbir şey yapmadım."

" Yaptın Sirius yaptın. Fiona Grey senin yüzünden öldü! Sen onun katilisin."

Daha fazla dayanamayan Sirius'un dizlerinin bağı çözüldü. Yere düşerken Walburga da yok oldu. Şimdi yerde yatan Fiona ve kendisinden başka kimse yoktu. Fiona Sirius'un hiç görmediği bembeyaz çok güzel bir elbisenin içindeydi. Bir gelinliğin içinde yüzü kireç gibi bembeyazdı. " Fiona?" Sesi bir fısıltı gibiydi.

Fiona hareketsizdi sadece yatıyordu. Sirius dikkatli bakmasa bile nefes almadığını biliyordu. " Çok özür dilerim... Çok özür dilerim... Seni incitmeyi asla istemedim. Çok üzgünüm."

A Little HelpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin