bilinmeyen: merhaba
siz: buyrun, tanıyamadım.
Bilinmeyen: tanırsın cnm
siz: bakın bana mesaj atmanız çok yanlış
Bilinmeyen: senin bana istek atman doğru sanki
Naber çiçeklerim, bu bölüm biraz daha tutku olacak🥰 aynı zamanda oylama ve yorum sınırı geçen bölümde yorum sınırı fazlasıyla geçti, acaba yorum sınırını mı yüksek tutmalıyım...
İyi okumalar...
Sabah kalkar kalkmaz telefonuma sarılarak Onur'a mesaj attım.
Onur: bekle kurban olduğum akşamı sende heyecan falan kalmiycak
Ben: bak engelliycem o olacak haa
Onur: hjshhzjzhz
Onur: Ben kahvaltımı yapacam sonra görüşürüz.
Ben: görüşürüz
Yataktan kalkarak pijamalarımı çıkardım ve çekmece den bir yazma çıkarıp başıma bağladım. Mutfağa giderek kahvaltı masasını hazırladım. Birkaç dakika sonra Aleyna'nın uyanmasıyla birlikte sofraya oturdum. Ona dönerek "bugün başının çaresine bakmak zorundasın" dedim. Tek kaşını kaldırarak "neden ki" diye sorunca "bu akşam Onur ile yemeğe çıkacağız da ondan" dedim. Sırıtarak onayladı.
Akşamüstü üzerime giyecek bir şeyler bakmaya koyuldum. En son yeşil bir elbise seçtim ve üzerine de yeşil bir şal seçerek giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odam dan çıkınca Aleyna'nın yanına gittim. Çok fazla stresliyim bu stresi birinin alması lazımdı. Önüne oturarak "bana masaj yapar mısın?" dedim. Sırıtarak omuzlarıma masaj yapmaya başladı.Çok geçmeden Onur'un aramasıyla birlikte yerimden kalkarak talafonu açtım.
- hazır mısın?
- hazırım.
- apartmanın önündeyim.
- daha erken değil mi?
- biraz dolaşırız diye düşündüm.
- tamam, geliyorum.
Dedim ve telefonu kapattım. Hızla koltuktan kalkarak çantamı aldım. Aşağıya indiğimde gözlerim resmen sper almıştı bu yakışıklı adamın karşısında beyaz bir gömlek, gri bir pantolon ve ceket ile çok şık duruyordu.
Yanıma gelerek kolunu uzatınca koluna girerek arabaya doğru gideceğimiz sırada alt kattaki safiye teyze pencereden başını uzatarak "apartmanın namuslu kızları dedik bağrımıza bastık, bu ne haldir yahu!" deyince, önce Onur ile anlam veremiyerek birbirimize baktık ardından da Safiye teyzeye dönerek "sanane teyze yaw, başımıza namus bekçisi kesildin! Git evine örğünü işle" dedim. Onur sırıtarak beni izliyordu. "Hadi çıkalım bizde" dedim ve apartmandan ayrıldık.
Lokantaya el ele girdik. Uygun bir masaya oturduk. Onur gülümseyerek "nasıl buldun mekanı?" Deyince etrafa göz gezdirme fırsatım oldu. Gerçekten de mükemmel ötesiydi herşey, en çok dikkatimi çeken farklı tasarlanmış olan ışıklandırma sistemiydi. Ona dönerek "çok güzel" dedim. Gözleri ışıldayarak "burası arkadaşımın, aslında ben devir almak istiyordum fakat mesleğim yüzünden öyle bir şey mümkün değil" dedi. Tam yanıt vereceğim sırada arkadan "kardeşim" diye bir ses duyulması ile oraya döndük. Onur'un yanına giderek birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar, birkaç dakika ayak üstü konuştuktan sonra adam bana dönerek "yenge mi yoksa?" Dedi.
Yemek yediğimiz sırada adam bir türlü yanımızda ayrılmamıştı. En son "ben yoruldum, artık kalkalım mı?" Dememin üzerine Onur da onaylayarak kalkamıştık. Şuan ise plajda dolaşıyorduk. Onur elini belime sarmış, ben ise kollarımı ona dolamıştım.
Ayakkabılarımı yere fırlatır gibi bıraktıktan sonra kum zemine oturmuştum. O da bana ayak uydurarak kum zemine oturdu. İtiraz eder bir tavırla "arkadaşın ilk yemeğimizi mahvetti" dedim. Onur ise "canını sıkma ben seni daha bir sürü yemeğe götüreceğim, hem daha gece bitmiş değil." Dedi. Başımı aşağı yukarı sallayarak "tamam" dedim. Tebessüm ederek elini yanağımda gezdirerek "sen daha önce hayatıma girmesin" dedi. Gülümseyerek "bilmem" dedim. Dudaklarını kulağıma yaklaştırarak "sen hep hayatımda ol" dedi ve dudaklarının bir sonraki durağı benim dudaklarım oldu. Önce küçük buseler kondurdu ardından da alt dudağımın çekiştirildiğini hissettim. Ona karşılık vereceğim sırada alt dudağımı ağzının içine alıp küçük bir ısırık bırakmasıyla ağzımdan boğuk bir inleme kaçtı. Bunu fırsat bilerek ağzımın içine dilini soktu. Dili ağzımın içine bir nevi ahenk döngü uydurmuş dönüyordu...
Bu tutkunun devamı öbür bölümde fakat sınır aşılırsa, sınır 10 oy 15 yorum
