~2~ |O Vermezse Ben Kendim Alırım|

709 70 21
                                    

İyi okumalar umarım beğenirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar umarım beğenirsiniz. Oylayıp bolca yorum yaparsanız çok sevinirim

•••

(Jisung anlatımı)

Yemeklerimizi yedikten sonra evlere dağıldık. İçimde garip bir his vardı. Kötü bir his. Umarım yarın ve sonraki günler iyi geçer.

Sonra telefonu elime adığımda okul öğrenci grubundan 138 tane mesaj geldiğini fark ettim. Gerçi bugün olanlara bakılırsa az bile gelmiş.

Ji Hyun Lisesi Öğrenci Grubu🍃


A: Acaba kim yaptı

B: Bak kim yaptıysa gitsin söylesin hocalara arada biz yanıcaz yoksa

C: Ayn kim yaptıysa söylesin, tamam bizi bugünlük kurtardı ama yarın azar yiyen biz olucaz

D: Ama çok iyiydi yaa, bi anda herkes kaçışmaya başladı falan

L yazıyor...

E yazıyor...

H yazıyor...

G yazıyor...

Ve bunun gibi daha birçok mesaj vardı.

Mesajlar bir süre daha devam etti. Sonrasında ise instagramda gezinirken uyumuşum.

Sabah alarmımın çalan sesiyle uyandım. Hazırlanıp evden çıktım. Lix, Binnie ve Jeong ile okula gittik.

İlk tenefüs aşağı konferans salonuna çağırdılar herkesi. Dünki gizli kahraman yüzünden çağrdıklarının herkes farkındaydı. Düşündüğümüz gibi yeni ve saçma kurallar koydular ve tabiki çok fena azar yedik. Tam zil çalmış sınıflara gidiyorduk ki içeri giren Bay Lee'yi gördük. Aslında sadece okula böyle olaylar olduğunda gelir. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Sonrasında ise odasına Müdür Park'ı çağırdı.

Ondan sonra ne olduğunu bilmiyorum çünkü sınıfa gitmiştik.

Edebiyat dersi vardı ve çok sıkıcıydı. Felix neredeyse uyuyacaktı, gözlerini açık tutmak için zorluyordu. (Felix ile sıra arkadaşıyız). Ben ise genellikle yaptığım gibi gizli defterime karikatürler çiziyordum. Felix ile ortaokuldan beri arkadaşız ama ona bile göstermiyordum içindekinleri. Çünkü gösterirsem çizdiklerimi saçma bulacaklarını biliyordum.

Ben dalgın şekilde çizim yapmaya devam ederken hoca gelip defterimi alıp içini göz ucuyla inceledi. Al işte en yakın arkadaşıma bile göstermedikleri hoca gördü!

Hoca saçma bulmuş olacak ki "ne gereksiz iş yapıyorsunuz siz" bakışını attı. İşte şimdi sıçmıştım.

Hoca: Bunlar ne oğlum?

Jisung: Ç-çizimlerim hocam

Sesimin titrediğine eminim.

Hoca: Ben seni geçen ders uyarmadım mı? Çizimlerini tenefüste yap bir daha görmiyim diye?!

Jisung: U-uyardınız hocam

Hoca: Defterini ve içindeki saçma şeyleri yıl sonu alırsın!

Jisung: A-ama hocam-

Hoca: Aması yok Jisung, seni uyarmıştım!

Hocanın bana garizi olduğuna eminim. Çünkü neden sadece ben? Minho'nun elinde telefon var, sıranın altında telefonuyla oynuyor ya da Ryujin uyuyor. Neden sadece ben?!

Tabiki hocaya bunu sorucak kadar cesaretim olmadığı için sadece "Hocam Minho sıranın altında telefonuyla oynuyor ve Ryujin uyuyor" diyebildim.

Hoca ilk önce Ryujin'in sırasına gidip elindeki cetveli sıraya vurup uyandırdı. Sonra ise Minho'nun sırasına gidip elinden telefonu aldıktan sonra Minho'ya yumuşak bir ses tonuyla "Biliyorsun ki derste telefonla oynamak yasak bir ara gelir benden alırsın" dedi.

Öyle bir ses tonuyla konuştu ki, sanki o değil Minho hoca?!

Tenefüs zili çaldığında Felix'le hocanın yanına gidip yalvardık.

-Hocam nolur verin bir daha söz derste çizim yapmam nolurrr

-Olmaz diyorum Jisung. Olmaz! Olmaz diyorsam olmaz!

Ne olurdu sanki verse?!

Sonra Minho, hocanın yanına gelip umursamaz bakışıyla "Telefonum?" dedi. Hoca yine bakışlarını ve ses tonunu yumuşatıp "Ahh tabi al Minho" dedi.

Cidden bıkmıştım artık bu ayrımcılıktan!

Hoca arkasında endişeyle bakan beni takmadan defterimi de alıp gitti.

Felix: Şimdi ne yapacaksın? Vermiyor

Jisung:O vermezse ben kendim alırım,

dedim nasıl yapacağımı bilmezken.

Aklımda birşeyler vardı.Akşam oluyordu. Hocalar birazdan gitmiş olucaklardı. Felix'e dönüp dedim ki:

-Birazdan herkes gittikten sonra sen kapıda beklersin, bende hemen içeri girip defterimi alırım

İkimizde yakalanırsak ceza alacağımızı biliyorduk. Ama defterimi o canavarların içinde bırakamazdım. Felix de endişeyle onaylarcasına başını salladı.

Nihayet hava kararmıştı ve herkes gitmişti. Öğretmenler odasına doğru küçük ve sessiz adımlarla ilerledik. Dün ve daha önceki olanlardan dolayı akşamları okulun etrafında bekçi dolaşıyordu. Yakalanmadan gelmiştik.

Kapıyı açtım ve açar açmaz içeride etrafı kurcalayan kafasında siyah kapüşonu olan birisini gördüm!

Sanırım bu bizi kurtaran gizli kahramandı!

Bir an şaşkınlıkla ona bakarken o da şaşırmış olcak ki ne yapacağını bilemeden arkasına döndü

•••

Umarım beğenmişsinizdir. Oylayıp bolca yorum yaparsanız çok sevinirim. Ayrıca çok fazla yazım yanlışım oluyor, okurken fark ettiklerimi düzeltiyorum ama fark edemediklerim de oluyor mutlaka. Pek fazla aldırış etmezseniz sevinirim💖


X ||MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin