1. 'Karşılaşma'

244 7 5
                                    

"Ses bir, iki, üç. Beni duyuyor musunuz?" dedim etrafıma bakarken. Kulaklıktan bir kaç saniye tıkırtı sesleri geldikten sonra Ufuk'un evet diyen sesini duydum. "Güzel. Şimdi beni iyi dinleyin. Alkım, Ufuk ve Arden (erkek) siz benim masama gelip beni tanıyormuş gibi yanıma oturacaksınız."

"Elvin, Ateş ve Aren siz iki masa ötemize oturacaksınız."

"Lavin, Asel ve Koray siz iki masa arkamıza oturacaksınız."

"Atlas, Miran (erkek) ve Aden siz tam çaprazımıza oturacaksınız. Ve son olarak," derin bir nefes alarak, evet biraz fazla kişiydik :)

"Laren, Akşın ve Miraç siz ise tam karşımıza oturacaksınız anlaşıldı mı?" dedim önümde ki bardakla oynayarak. Herkes anlaşıldı dediğinde sıra sıra gelmeye başladılar.

Herkes sırayla masalara yerleştiğinde, tam ortada duran Çetinin etrafını sarmıştık. Barda bizden başka kimse yoktu, özellikle kapattırmış'tık burayı daha demin. Herkes benden bir komut bekleyerek bana bakıyordu. Önümdeki bardakla hala oynuyordum. Bardağı elimle ittirdiğimde yere düşmüştü. Her yere, kırılan bardağın parçaları dağıldı. Yere eğilerek en büyük parçalarından birini aldım ve bizimkilere baktım.

Başımı bir kez sallamam ile hepsi ayağa kalkmış, Çetinin kafasına silah doğrultmuştu. Çetin anlamaz gözlerle onlara bakarken yavaşça ayağa kalktım. Masaya geçip tam karşısına oturdum, korkuyla bana bakıyordu. Sırayla anlatmaya başladım, yaptığı pislikleri.

"Bir çok çocuğa uyuşturucu verdin. Zorla. Küçük bir kız çocuğunu tecavüz ettin ve onun ölmesini sağladın. 8 tane çocuğu öldürdün. Zevk alarak. Söylesene çocuklardan alıp veremediğin şey ne? Gerçekten merak ediyorum. Senden yaşlarca küçük hata ve hatta senden daha akıllı olan çocuklardan neden böylesine nefret ediyorsun?" dedim sakin bir sesle.

"Hepsi sadece fazlalık. Gereksiz yere ağlarlar, gereksiz yere ilgi isterler. Bu nefret etmemin başlı başınca nedeni." dedi sırıtarak. Elimdeki cam parçasına bakarak konuşmaya başladım. "Çok merak ediyorum sen 20 yaşında mı doğdun? Hayır yani çünkü sende çocuktun, sende bunları yaptın. O zaman en başta kendini öldürmeliydin ha yanılıyor muyum?" yutkunuşuna şahit olduğumda kahkaha attım. "Off şuan sen öleceksin biliyorsun demi? Ama nasıl. Bende bunu merak ediyorum. Şimdi sana üç seçeneğim var Çetin." diyerek elimdeki cam parçasını masaya koydum.

"Birincisi, seni bu cam parçasıyla ölene kadar tüm uzuvlarını parçalayarak köpeklerime yem ederim." dedim. Anında gözünü korku sardı. Arkamdaki Atlasa doğru elimi uzattım. Elime silahı koyduğunda sertçe masaya koydum.

"İkincisi, seni bu silahla ayaklarından başlayarak, kalbine en son denk gelene kadar, hiç acımadan mermi yağmuruyla tanıştırırım." dedim. Tekrar yutkundu ve gözlerini silahtan ayırarak bana çevirdi.

Masaya doğru eğilerek ona biraz yaklaştım. "Üçüncüsü ise, sana işkencelerden işkence beğendirir'im." dedim soğuk bir sesle. Bu sefer hızla ayağa kalkarak konuşacağı sırada arkasındaki Lavin hızla diz kapağına tekme atarak onu önümde diz çöktürdü. "Yazık, yazık biraz saygın olsun bari" dedi ardından da.

Ona güldüğümde Çetine baktım ve oturduğum yerden ayağa kalkarak yere çöktüm. "Eee seçimini yaptın mı? Yaptım de çünkü benim zamanım, senin aksine çok kıymetlidir." dedim gülerek. "Sen seç. Henüz kendi ölümü mü seçecek kadar aciz değilim. Çünkü hepsi kötü ve ben ölümü mü seçecek olsaydım en güzelini seçerdim." dedi bana bakarak.

Dudaklarımda bir tebessüm belirdi ve "Güzel. O zaman sana özel ortaya karışık yapıyorum. Ne dersin?" dedim gözleri korkuyla açıldığında, konuşmasına izin vermeyerek ayağı kalktım ve arkamı dönerek. "Ateş, bunu depoya götürün, malzemeleri hazırlayın" dedim. Masaya döndüğümde cam parçasını gördüm. Ateşe döndüğümde Çetini kaldırdığını gördüm. Cam parçasını elime alarak. "Ha bu arada bunu da malzemelerin arasına koyun. İlk bunla başlayacağım" dediğimde kafasını sallayarak beni onayladı.

İsimsiz *ASKIYA ALINMIŞTIR*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin