"İstemeden yıllar sonra bir savaşın fitilini ateşleyen kişi oldun bella signora... Üzgünüm ama artık hiçbir yere gidemezsin."
Öfkeyle, "SEN NE DEDİĞİNİN FARKINDA MISIN?! NE DEMEK GİDEMEZSİN?! ZORLA MI TUTACAKSINIZ BENİ?!" diye bağırdım.
Boğazım acımıştı. Korkuyordum. Gitmek istiyordum.
Cevap vermeden, üzgünce bana bakan Riccardo'nun arkasından onun sesi geldi.
Antonio'nun.
"Zorla değil... Sen isteyerek kalacaksın."
Riccardo'nun kenara çekilmesiyle göz göze geldiğim adam az önce ki öfkesini atmış gibiydi. Fazla sakindi ve yine çok tehlikeli bakıyordu.
"Hayır..." dedim. Omzumu dikleştirdim. "Gideceğim."
Bana doğru ağır adımlarla yaklaştı. Gözleri ifadesiz ve soğuktu. Dışarıda beni düşmekten kurtaran adama göre tehlikeli bakışları vardı ve korkmam gereken yer tam olarak burasıydı ama ben bu adamdan korkmuyordum. Çok saçma bir düşünceydi bu ama bu adamdan bana zarar gelmeyeceğine emindim.
Bir nefeslik mesafe kaldığında, gözlerimin derinine bakarak bir süre durdu ve sonra beni aksinin mümkün olmayacağını bilmemi istercesine, "Ölürsün," dedi. Bakışları yüzümde dolaştı ve tekrar gözlerime baktı. "Ölmek mi istiyorsun?"
Yutkunarak, "Hayır..." dedim. "Ama burada da kalmak istemiyorum."
Kafasını sallayarak, "Anlıyorum... Ama yaşamak istiyorsan kalmak zorundasın. Ve inan bana ben de gitmeni isterdim."
Gözleriyle gitmemi istediğini destekler nitelikte baktığında içimde tuhaf bir his peydâh olmuştu. Buna bozulmuş olacağımı düşünmek bile istemiyordum.
"Ne zamana kadar kalacağım peki?"
Dudaklarını büktü bilmem dercesine.
"Senin için tehlike geçene kadar."
Omuzlarım düşmüş, gözlerim dolmuştu. Bir kitap yazacağım diye kendimi bir belanın ortasında bulmuştum. Evimde oturup yazmak varken buraya neden gelmiştim? Buraya gelip neden tanımadığım bir adamın peşinden gitmiştim?
Aptaldım.
Bir kitap karakteri kadar aptaldım ama onu bulunduğu durumdan kurtaracak bir yazarı vardı.
Beni kim kurtaracaktı?
Dışarıdan gelen seslerle kapıya dönen bakışlarımla içeriye adını Lorena olduğunu söyleyip Antonio'nun sevgilisi olduğunu vurgulayan sarışın kadın girmişti. Hemen arkasından da kapıdaki korumalardan birisi.
Antonio'nun sırtı hâlâ kapıya dönüktü ve gözlerini benden ayırmıyordu. Riccardo'nun kafa işaretiyle geriye çekilip, odadan çıkan korumaya pis bir bakış atan Lorena'nın yeni hedefi ben olmuştum.
Bir bana bir Antonio'ya bakıp, bakışlarını Riccardo'ya çevirdi.
"Neler oluyor burada?"
Riccardo, "Sırası değil Lorena... Senin çoktan oteline gitmiş olman lazımdı," derken Lorena'nın yanına adımlayıp, kolundan nazikçe tutarak kapıya ilerletmeye çalışmıştı.
Riccardo'nun tutuşundan kurtulan Lorena, olduğum tarafa yaklaşırken düşman bakışlarından nasibimi almıştım.
Canımın tehlike de olma oranını arttırmış gibiydim.
"Antonio... Sevgilim?"
Antonio'nun yanına gelip, koluna giren Lorena ile bakışlarım Antonio'ya döndüğünde gözlerini kapattığını ve öfkeli bir nefes verdiğini gördüm. Kollarını Lorena'dan kurtarıp öfkeyle ona döndüğünde, "Yeter!" diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ YABANCI
Ficción GeneralVegas'daydım. Şeytan'ın şehrinde. Bir kitap yazmak için çıktığım yolda kendimi Vegas da bulurken benliğimi de Vegas da bulmuştum. Bir adam tanıdım. Gözleri mavi, ruhu karanlık. Kalbi kilitli bir adam. Gözlerine baktım. O gözlerde gördüklerim b...