🦂15

430 49 19
                                    

"HASSİKTİR"

"CHAN HYUNG NEDEN KAPIYI ÇALMIYORSUN!" Chan ona bağıran çocuğa doğru sakın adımlar atıyor, Jeongin ise stres yüzünden dudaklarını kemiriyordu.

"H-Hyung?" Chan hipnoz olmuş gibi sadece ona yaklaşıyordu. Üç adım sonra Jeongin, Chan ve dolap arasında sıkışmış bir haldeydi. Yakınlıklarından dolayı nefeslerini kontrol edemiyordu. Chan açık olan boynuna eğilip bir öpücük kondurmasıyla Jeongin'in bedeni titredi. Öpücükler arkası kesilmeden boynuna bırakılıyordu.

"Hyung... ne yapmaya... çalışıyorsun?"

"Çok güzelsin... Anlatamayacağım kadar hem de. Daha fazla tutamıyorum kendimi." nefesleri boynuna değdiği için Jeongin huylanıyordu.

"Bana karşı bir şey hissetmediğini söylemiştin sen"

"Yalan söyledim."

"Birlikte olamayacağımızı söyledin."

"Korktum. Eğer kovulursam ve çoğu şeyimi kaybedersem sen de gidersin diye korktum. Her şeyimi kaybederdim o zaman."

"Hyung, benim gerçek adım Yang Jeongin. Ailem ben 3 yaşında bile değilken bir notla beraber beni yurda bırakıp intihar etmişler. Ben yurtta büyüdüm. Yoksulluk içinde, dayakları eşliğinde. 13 yaşındayken Minho hyung ve ailesi beni evlat edindi. Babası beni sevmediği için bana bu zamana kadar Minho hyung baktı. Kısacası küçücük yaşımdan beridir zorluklarla yüzleşiyorum. Sevdiğim adamla beraberken bir zorluk çıkarsa karşımıza o zorluktan bile zevk alırım ben. Çocukluğumu yaşayamadım hyung o yüzden yaşıtlarımdan daha olgunum. Duygulsrım oyun veya oyuncak değil. Ne sen oynayabiliirsin ne de ben değiştirebilirim. Sana olan sevgim çok büyük. Gidemeyeceğim kadar büyük hemde..." Bang Chan içine sokmak istercesine sarıldı gence.

"O zaman... Bugünü ilk günmüz sayalım mı?" Jeongin gülerek kollarını daha da sıkılaştırdı.

"Sayalım demek isterdim ama az daha sürünmelisin. Ben dedim sana akıttığın her gözyaşım kabusun olacak diye. Üzgünüm ama bu kadar çabuk kabul edersem kendime haksızlık yapmış olurum..."

"Ne zamana kadar sürecek bu..?"

"Bir ay. Bir ay sonra hâlâ bana karşı hislerin varsa sevgilin olurum. Bu bir ayda hem duygularının ne kadar güçlü olduğunu göreceğim hem de bana karşı gerçek hislerini." Chan moral sizce kollarını karşısındaki bedenden ayırdı.

"Bunu istemek konusunda haklısın maalesef ki. Ben bunu hak ettim. Ama lütfen başkaları ile samimi olma..."

"Ne diyorsun lan! Benim başkasıyla samimi olmam demek sana da aynı şey için mekan hazırlamam demek. Ben o kadar gavat mıyım?!"

"Jeongin, içinden ne çıktı senin? Masum melek Jeongin nerede..?"

"Götüme soktum tövbe tövbe ya.  Tanrı aşkına git yat Chanie~"

"Lütfen tek bir duyguda kal Jeonginnie. Korkuyorum..." Jeongin sevimli bir şekilde Chan'ın yanına gidip yanağına öpücük kondurdu.

"Yanımda yatacaksın değil mi Chaniee~" Chan sersemlemiş gibi sadece kafa sallamıştı.  Jeongin gülerek yatağa gidip örtünün altına girdi. Chan da kendine gelmeye çalışarak yanındaki boşluğa uzandı. Bir yandan da yerinden doğrulan Jeongin'i izliyordu. Jeongin, Chan'ın kolunu alıp kafasının denk geleceği yere koydu ve geri yattı. Chan'a doğru dönem ve sarıldı. Boy farkları yüzünden Chan'ın göğsünün biraz üstüne denk geliyordu yüzü. Yine de kalp atışlarını duyabiliyorsa Jeongin. Chan da kollarını Jeongin'e sarmıştı. Bu yüzden Jeongin'i biraz daha kendine çekmişti. Saçlarının kokusu burnuna doluyordu. Chan ilk defa huzurlu bir uyku çekeceğini hissediyordu. Jeongin gözlerini kapattı ve bulundukları hâle güldü. Hiçbir zaman böyle bir olaya ihtimal vermemişti ama şu anda sevdiği adamın kollarındaydı...

Fanart /JeongChan\ ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin