🫎18

309 39 26
                                    

Jeongin, öğretmenler odasına gitti elindeki soru kitabıyla. Kapıyı tıklatıp içeri girince ilk karşılaştığı şey edebiyat öğretmeni Sana ve onunla el ele tutuşup gülerek konuşan İngilizce hocası Chan oldu. Jeongin görmezden gelmeye çalışarak matematik hocası Seungmin'in yanına gitti.

"Hocam müsait miydiniz?"

"Müsaitim Innie. Buyur." Jeongin soru kitabından anlamadığı soruları gösterdi. Seungmin onlara göz gezdirirken, Jeongin de Chan ve Sana ikilisine bakıyordu.

"Hep böyle mıç mıç takılıyorlar. Kesinlikle siz Chan ile daha çok yakışıyorsunuz. Eninde sonunda ayrılacaklardır. Bozma moralini tamam mı İnnie."

"O... Onlar sevgili mi?"

"Sen bilmiyor muydun?" Jeongin kafa salladı.

"Bilmiyordum..."

"Sıkma canını Jeonginie."

"Hocam, şuan pek anlayabilecek kafada değilim. Derste tekrar sorabilir miyim soruları?" Seungmin durumu bildiği için onayladı.

"Hadi sen git..."  Selam verdi Jeongin. Tam çıkacağı zaman Sana seslendi.

"Jeongin, seni görmemiştim. Nasılsın?" Yanındaki Chan, Jeongin duyduğu gibi aniden elini Sana'nın elinden çekti. Jeongin titrek sesiyle konuştu.

"İyiyim hocam teşekkürler." Gözlerini Sana'dan çekip Chan'a kırgın bir bakış attı.

"İyi günler hocam." diyerek selam verdi ikisine de ve çıktı öğretmenler odasından.

"Daha bir gün oldu ya... Hani beni seviyordun..." kendi kendine mırıldanıyordu. Koşar adım en üst kattaki boş dersliğe girdi. Vücudunu kapıya yasladığında karşısında sigara içen beş üst sınıfı gördü.

"Hayırdır ufaklık. Kim için geldin?" diyerek göz kırptı ve ona doğru adımladı ortadaki.

"Ş-şey... Ben sa-sadece yalnız ka-kalmak için g-g-gelmiştim..."

"Kalalım. Yalnız." deyince geri kalan dörtlü odayı terk etti.

"Kaldık ufaklık." Jeongin yutkunur derin bir nefes almaya çalıştı. Aklında sürekli Seungmin hocanın dedikleri dönüyordu. İçinden düşündü.

'Eğer o yapabiliyorsa benim de yapmaya hakkım var.' 

Jeongin içindeki sese zor da olsa ayak uydurmaya çalıştı. Kollarını üst sınıfın omzuna sardı.

"Bu yalnızlığı değerlendirsek mi?" deyip göz kırptı üst sınıfa.

"Adın ne ufaklık?"

"Jeongin."

"Burada olanlar ve olacaklar, burada kalacak Jeongin. Tamam mı? Kimseye bahsetmeyeceksin." Jeongin'in kafa sallamasıyla onun dudaklarına kapandı genç.

"Senin adın ne?"

"Bu önemli değil." Jeongin ilk defa kendini bu kadar arsız hissediyordu. Sunbaesinin kulağına yanaştı ve fısıldadı.

"Adını dudaklarımdan duymak güzel olmaz mı?"

"Byungchan. Choi Byungchan." 

"Byungchan-" cümlesini kurmasına izin vermeden dudaklarını birleştirdi Byungchan. Jeongin kollarını daha da sıktı ve öpücüğüne karşılık verdi. Byungchan ellerini Jeongin'in kalçasına indirip sıktı.

"Mmmh Chan~"

"Sesin güzelmiş. Ayrıca adım ağzına çok yakıştı" fısıldadıktan sonra kulağının tam arkasına öpücük bıraktı. Öpücükleri yavaş yavaş boynuna iniyordu.

"Mmh~ Chan-" Byungchan, Jeongin'in boynuna ıslak bir öpücük izi bıraktı.

"Byungchan..."

"Söyle güzelim."

"Bir tane daha sigaran var mı?"

"Şimdi mi?" Jeongin kafa salladı. Byungchan Jeongin'in dudaklarını son kez öpüp kot montunun iç cebindeki sigara paketini çıkarıp ona uzattı. Jeongin bir dal aldı içinden. Byungchan çakmağı yakıp ona uzattı. İkisi de sigarasını yakınca ortamda bir sessizlik oldu.

"Byungchan. Son kez öper misin beni?" Byungchan sanki bunu bekliyormuş gibi dudaklarını birleştirdi. Öpüşme leri derinleşirken kapı sertçe açıldı.

"JEONGİN!"

◆◇◆◇◆◇◆
Byungchan'a küfretmeyin. O çok iyi birisi aslında.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fanart /JeongChan\ ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin