Başım dönmeye başlamış , şaşkın ve aptal bir şekilde Doğu'ya bakıyordum. Ayağa kalkmak için hareketlendim fakat bacaklarımda kendimi taşıyacak gücü bulamadığım için Doğu'nun dizlerinde oturmaya devam ettim. Bana bu kadar yakın olması dengemi feci şekilde bozmuştu. Onu ittirmek ve umursamadan ayağa kalmak istiyordum ancak yapamıyordum.Kimseyle bu kadar yakın olmaya alışkın değildim. Benim şaşkınlığımı ve acizliğimi fark eden Doğu ise halinden oldukça memnun bir şekilde yüzümün her detayını ezberlemek ister gibi kuzgun siyahı gözlerini yüzümde dolaştırıyordu.
-Felç olmak üzereyim yavru ceylan, artık kalksan diyorum.
Kulaklarıma dolan alaycı ses ayağa kalkacak gücü bulmamı sağladı. Bozuntuya vermemeye çalışarak üstümü silkeledim.
-Kalkacaktım zaten , bütün gün üzerinde oturacak değilim herhalde.
-Ne zaman istersen, kucağım sana açık yavru ceylan.
Gözlerimi devirerek , onu ciddiye almadığımı belli etmeye çalıştım.
-Eee, ne yapacağız şimdi?
-Aklında bir şeyler var gibi?
-Doğu , şu abaza esprilerin beni gülmekten öldürüyor, bu kadar çok yaparsan kalpten gideceğim yani acı bana lütfen?
-Neyse hayranlığını daha sonraya sakla , çalışmak istiyordun değil mi ?
Gözlerimi bir kere daha devirmeyi sonraya saklayarak kafamı Doğu'ya çevirdim. Ciddiyeti bir daha yakalamamız ne kadar sürer bir fikrim yoktu.
-Evet , kesinlikle.
-Güzel , beni izle .
Cevap vermedim ve Doğu'nun adımlarına ayak uydurmaya çalıştım. Okulun ilerisinden ana caddeye doğru çıkan yolda sessizce yürüyorduk. Doğu ellerini cebine yerleştirmişti ve yüzünde ilk defa tanık olduğum gevşemiş kısacası mutlu diye tanımlayabileceğim bir ifade vardı. Onun alaycı, sinirli , tehlikeli , ciddi anlarına tanık olmuştum ancak bu sanırım bir ilkti. Ve oldukça güzeldi . Ona mutlu olmak yakışıyordu. Onun mutlu olmuş hali tabiki diğer insanlara benzemiyordu. O Doğu'ydu . Mutlu ifadesi bile diğer herkesten farklıydı. Bunu tanımlamak zordu. Sanki hayatından nefret eden birinin biraz olsun yumuşamış ve umudunu biraz olsun geri kazanmış nadir bir anına denk gelmek gibiydi . Asıl merak ettiğim ise bu ifadesinin sebebiydi. Onu biraz olsun ciddiyetten , alaycılıktan uzaklaştıran düşünce neydi , merak ediyordum. Merakıma yenik düşerek kafamı çevirdim.
-Neden mutlusun?
-Mutlu mu ?
-Evet , mutlu .
-Neden mutlu olayım ki?
-Bende bunu merak ediyorum.
-Sana mutlu olduğumu düşündüren nedir?
-Bilemiyorum, seni ilk defa böyle görüyorum.
-Böyle derken?
-Yani işte gevşemiş , ciddiyetten alaycılıktan uzak.
-Senin için mutluluğun tanımı bu mu?
-Hayır değil , ama senin için bu gibi .
-Benim için mutluluk ne demek nereden bilebilirsin ki? Beni ne kadar zamandır tanıyorsun?
-Bir insanın ne düşündüğünü anlamak için onu yıllarca tanıman gerekmez.
- Bu söylediğin normal insanlar için geçerli , bense yıllarını bana adasan bile çözemeyeceğin biriyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
AdventureBazen hayat normaldir. Fazla normaldir. Farklı birşeyler istersiniz... Farklı bir heyecan . Normal hayatıma arada heyecan istediğim oluyordu ,evet. Fakat böyle bişeyi istemek değil, aklımdan bile geçirmedim...