11. Bölüm

324 15 15
                                    

Sadece kafamda tartıyordum. Başımdan geçen her şeyi. Toprak'ın söylediğini. Babamın gidişini. Annemi. Toprak bir cevap beklercesine yüzüme bakıyordu. Ne diyebilirdim ki? Yapmak zorundaydım. O kadar insana söz vermiştim. Kendime söz vermiştim. Fakat asıl sorun yapamayacağımdı. Yapamazdım. Hazır olmakla uzaktan yakından alakam yoktu. Hayatımda bir el ateş bile etmemiştim. Babam... O gerçekten inanılmazdı. Biliyordu. Daha yeni başladığımı, hiçbir şey bilmediğimi biliyordu. Belki de ölebilirdim. Onun için bu kadar kolay mıydı? Daha doğrusu bu kadar değersiz miydim? Sanırım artık başkalarından sevgi ve güven beklemeyi bırakmalıydım.


-Tamam.

Toprak kaşlarını çatmış bir şekilde bana baktı.

-Tamam mı? Ezra , Tanrı aşkına bunu ne sanıyorsun sen? Daha doğrusu baban senden ne bekliyor? Yapamazsın , imkansız. Daha işin ne olduğunu bile bilmememe rağmen bu kadar emin konuşuyorum. Bu iş senin boyunu aşar. En azından şimdilik.

-Bir şekilde halletmek zorundayım Toprak. Ne yapabilirim ki? Kararları ben vermiyorum.

Toprak alaycı ve sinirli bir gülüşle kafasını salladı. Tam o anda Alev biraz hareketlenerek derin uykusuna tekrar daldı. Gözlerim Alev'de gidip gelirken aklıma gelen soruyu sormak için en uygun zaman olduğuna karar verdim.

-Alev, biliyor mu? Yani seni , işini ya da beni.

-Hayır. En ufak bir fikri yok. Alev benim mühendislik okuduğumu sanıyor.

-Mühendislik mi? Yalanlar üstüne kurulu ilişkinde mutluluklar.

Toprak'ın kaşları havalandı.

-Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?

-Yalan söylediğini düşünmüyorum Toprak biliyorum.

-Küçük patron , inanması zor gelebilir ama ben İTÜ 'de inşaat mühendisliği okuyorum. Daha doğrusu okuyordum. Bu işe başladığımdan beri okumuyorum. Kaydımı dondurdum. Aslında bu mümkün değildi ama Çetin Abi yardımcı oldu.

Duyduklarımım şokuyla Toprak'a bakakalmıştım. İTÜ'de inşaat mühendisliği mi? Gerçekten kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bir ihtimaldi. Gerçi Toprak zeki biriydi. Çok da şaşırmamak gerekiyordu. Fakat genede mümkün değilmiş gibiydi. Bu iş için mesleğinden vazgeçmişti. Onun için neden bu kadar önemliydi ki? Evet onu çok az zamandır tanıyordum , hayatında bilemeyeceğim , farkında olmadığım çok fazla şey olması muhtemeldi ama onu anlamak gerçekten zordu.

Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakarak saate baktım. Artık eve gitmeliydim. Konuşmanın sonlandığını fark eden Toprak , Alev'i taşıyarak odasına götürdü. Bense Acar'ı dürtükleyerek uyandırdım. Acar uykulu bir şekilde gözlerini ovuşturdu . Toprak'sa cebinden araba anahtarlarını çıkardı. Kapıyı sessiz bir şekilde çekerek dışarı çıktık. Kapıya vardığımızda Acar duraksadı.

-Gençler siz gidin buradan. Ben daha fotoğraf makinesi için film alacağım. Oradan da metroya atlar dönerim eve. Tanıştığıma memnun oldum Toprak.

Acar çok samimi olmasa da saygılı bir şekilde Toprak 'ın elini sıktı. Daha sonra bana sıkıca sarılarak sokağın aşağısına doğru yürümeye başladı. Acar'la aramıza biraz mesafe açılınca Toprak da hareketlendi ve arabaya doğru ilerlemeye başladı.Bende arkasından onu takip ettim. Toprak arabaya yaklaşınca arabanın kilidini açtı ve şoför koltuğunun kapısını açtı. Bende yan kapıyı açarak arabaya yerleştim. Toprak arabayı kontrollü hareketlerle çalıştırdı ve yolun üzerinde kayarcasına ilerlemeye başladık. Bir süre sessizce yolu izledikten sonra sessizliği bozan Toprak oldu.

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin