10.Bölüm

326 13 12
                                    

Yaşadığm şaşkınlığı atmaya çalışıyordum. Yanlış görüyor olamazdım , öyle değil mi? Karşımda hoşlanmadığım gülümsemesiyle Toprak'ı elinden tutmuş , bize doğru çeken Alev'e , bir de beni burada görmesinin verdiği şaşkınlıkla ne yapacağını bilemeyen Toprak'a baktım. Evet bu kesinlikle Toprak'tı. Aynı kızılımtırak kahverengi saçlar , aynı kestane rengi gözler , aynı çatık kaşlar... Tanrı aşkına bahsettiği sevgilisi Alev miydi? Daha da önemlisi Acar ve Toprak'ın , ikisinin birlikte bu kızda ne bulduğuydu. Tamam , evet çok güzeldi . Yanında çocuk gibi görünüyordum. Sadece güzel de değildi. Çekici ve oldukça seksiydi. Toprak ve Acar gibi birçok erkeğin kalbini çaldığına emindim. Ama sorun şuydu ki Alev boş bir hediye paketine benziyordu. Dıştan sanki oldukça güzel bir hediye gibi görünüyordu ama içini açıp baktığınızda karton kutudan başka birşey değil gibiydi.

Düşüncelerimi ve bir karış açılmış ağzımı toparlayarak dikkatimi itici bir gülümsemeyle bize bakan Alev ve kaşlarını çatmış bekleyen Toprak'a çevirdim. Neden Alev'le birlikte olduğu konusunu düşünmek için zamanım vardı . Fakat şu an nasıl davranmam gerektiğine karar vermek konusunda hiç zamanım yoktu . Onu tanıyor gibi mi davranmalıydım? Eğer öyleyse muhtemelen Acar ve Alev nereden tanıştığımızı soracaktı. Onlara ne diyebilirdim ki? Ben bir mafya çetesinin yeni patronuyum , Toprak'ta benim en büyük yardımcım mı? Belki de Alev biliyordu. Herşeyden haberi var ve sadece beni görünce tanımamış olabilirdi. Ya da tanımıştı . Düşüncelerimin içinde boğulurken herkes sessiz bir şekilde birbirinin konuşmasını bekliyordu. En sonunda ortamdaki sessizliği bozarak konuşan Alev oldu:

- Eee , bir şey söylemeyecek misiniz ya? Ne öyle böm böm bakıyorsunuz? Acar? Adıma sevinirsin sanıyordum.

Acar ifadesiz bir şekilde bir Alev'e bir de Toprak'a bakıyordu . Onun da söyleyecek bir şeyi yoktu . Ya da söyleyecek çok fazla şeyi vardı ama konuşamıyordu. Yüzüne neşeli olduğunu düşündüğü bir gülümseme yerleştirerek elini Toprak'a uzattı. Aslında gülümsemesi neşeli olmaktan oldukça uzaktı.

- Olur mu öyle şey ? Tanışığımıza memnun oldum . Acar ben. Alev'le kulüpten arkadaşız .

Toprak'ınsa samimi ya da neşeli görünmeye çalışmak gibi bir derdi yoktu. Yüzünden gergin ve sıkıntılı olduğu hemen anlaşılıyordu. Tabi ki her zaman çatık duran kaşları da , bulunduğumuz duruma hiç yardımcı olmuyordu. Elini uzatarak kafasını salladı.

-Bende memnun oldum.

Alev bana dönerek elini beni göstermek amacıyla bana doğru uzattı.

-Bu da Acar'ın okuldan arkadaşı Ezra . Aslında onunla ben de bugün tanıştım ama oldukça iyi anlaşacağa benziyoruz.

'Ya ne demezsin!' dememek ve suratına bir kahkaha patlatmamak için kendimi zor tuttum. Biz iyi felan anlaşamazdık . İlk görüşte ısınamadığım ya da sevmediğim hiçbir insana bir daha asla ısınamazdım ben. Bu söylediği imkansız bir şeydi. Toprak'ın zaten çatılı olan kaşları mümkünmüş gibi biraz daha çatıldı ve gerildi.

-Biz zaten tanışıyoruz.

Alev'in tek kaşı yukarı kalktı ve ne olduğunu anlamak için gözlerini Toprak ve benim üzerimde gezdirdi.

-Yaa, öyle mi? Nereden peki?

Toprak durdu ve genzini temizledi.

-Ezra benim babamın arkadaşının kızıydı . Babamı kaybettikten sonra Ezra'nın babasıyla da fazla görüşemedik ama tanıyoruz birbirimizi.

Alev'in kaşları biraz daha havalandı . Kafasını salladı ve olabilecek en samimiyetsin şekilde bana doğru gülümsedi.

-Aaa öyle mi? Ne kadar hoş . Baksana Ezra , daha şimdiden senle ortak bir tanıdığımız bile çıktı. Bence bu iyi anlaşacağımıza dair bir işaret olmalı.

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin