Arkasından okula yürürken yağmur damlalarının yüzümde bıraktığı ufak izleri elimin tersiyle sildim. Bu sefer küçük adımlarımla ona yetişmeye çalışmıyordum çünkü yavaş yürüyordu.
Bu dünyadaki herkese karşı içimde buzdan bir duvar vardı. Kimsenin kolay kolay bu duvarlardan içeri girmesine izin vermezdim. Tabi ben izin vermedikçe … Doğu ise benim iznim olmadan o buzdan duvarları tek tek kırıyordu. İnsanlara buzdan duvarlarımı gösterdiğimde herkes geri adım atardı. Çünkü benim bile bazen korktuğum bir yanım vardı. O buzdan duvarlar bu yanımın yansıması gibiydi.Sanki ruhum 3 katmandan oluşuyordu. İlk katman buzdan duvarlar , ikincisi korkunç ben, üçüncüsü ise gerçek bendi. Evet , insanlara sıcak davranan , güler yüzlü , sessiz Ezra‘ nın gerçek ben olduğunu düşünebilirdiniz ama değildi. Kimsenin beni gerçekten tanımasına izin vermemiştim. Ya da izin verecek kadar kimseyi tanıyamamıştım.
Okula ulaştığımızda adımlarımı hızlandırdım. Biran önce duş alıp bir şeyler yemek istiyordum. Doğu'ya birşey söylemeden yanından geçip gittim . Kapalı spor salonundan , soyunma odalarını buldum ve kısa bir duş aldım.Saçlarımı ıslatmamaya özen göstererek tekrar bağladım ve çantama koyduğum elbise, kısa bot ve kazağımı çıkardım. Üstüme başıma çeki düzen vererek son kez aynaya baktım ve çıkışa yöneldim. Yukarı çıkabilmem için tekrar spor salonundan geçmem gerekiyordu. Spor salonunun kapısını açmış, yemek yemek için biran önce kantine gitmeye çalışırken, kafamdaki ani ağrı ve baş dönmesiyle olduğum yerde kalakaldım.Neler olduğunu anlayamamıştım ve görüşümü netleştirmeye çalışıyordum. Tam o anda gelen seslerle olan biten herşey anlam kazandı.
-Oğlum azıcık yavaş oyna dedik sana. Gördün mü top kızın kafasına geldi.
- Lan, ben oradan kız çıkacağını nereden bileyim , ne bana kızıyorsun. Sanki bile isteye kızın kafasını hedef aldım. Tövbe Ya Rabbim ya!
-Tamam lan kesin geyiği , kıza gidip bakalım.
Önümde biriken 3 silüete bakmaya çalışıyordum fakat kafama gelen topun etkisi o kadar fazlaydı ki yüzlerini tam olarak seçemiyordum. En sonunda biraz kendime gelerek kafama üşüşmüş bana meraklı gözlerle bakan 3 kişide gözlerimi gezdirdim.
- Kusura bakma ya , görmedim seni , iyi misin ?
-Kafamdaki ağrı ve baş dönmesi dışında bir sorun yok gibi.
- Oha lan , bu Defne'ye kafa tutan yeni kız, şimdi tanıdım.
Sağ tarafımda duran kumral çocuğun sözleriyle diğer ikisi de bana daha dikkatli bakmaya başladılar. Evet , onları hayal meyal hatırlıyordum. Doğu'nun arkadaşları. Muhtemelen Defne'nin de arkadaşları . Doğu ve Defne 'nin arkadaşları olduklarını anlamamla hareketlendim.
-Neyse , sorun değil .
-Hey, hey , hey. Kafana bir buz koyalım , bir otur, kendine gel, gidersin. Dersin başlamasına daha yarım saat var .
Solumda duran ve kafamdaki ağrının sebebi olan esmer çocuğa baktım. Sempatik bir yüzü , bembeyaz teni ve düz dağınık saçlarıyla oldukça yakışıklı görünüyordu. Gerçi diğer ikisi de öyleydi. Ortada duran sarışındı ve mavi gözlere sahipti. Sağındaki ise kumral ve yeşil gözlüydü. Evet , üçü de yakışıklılardı fakat bir sorun vardı. Ortadaki ve sağdaki tıpkı Doğu gibi görünüyorlardı. Yani nasıl anlatsam... Bir arka sokağa kolaylıkla uyum sağlayabilirmiş gibi. Soldaki ise onlarla zıtlık içerisindeydi. Üstünde iyi aile çocuğu olduğunu gösteren bir ağırlık vardı.
-Gerek yok , gerçekten . Kendimi gayet iyi hissediyorum.
- Batur , oğlum koş git kantinden buz getir . Su felan al bişeyler işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
AdventureBazen hayat normaldir. Fazla normaldir. Farklı birşeyler istersiniz... Farklı bir heyecan . Normal hayatıma arada heyecan istediğim oluyordu ,evet. Fakat böyle bişeyi istemek değil, aklımdan bile geçirmedim...