Alarmın çalmasıyla yastığı kafama dahada bastırdım. Sabah 6.30'ta uyanmak delilik ya. Gece kolumun üstüne yatmışım, uyuşmuştu. Hayır zaten söverek uyanmadığım bi gün yok ki. Kendime geldikten banyoya gidip duş alıp işimi hallettim. Aysima çoktan uyanmıştı. Odama geçtikten sonra telefonumu alıp bi şarkı açıp mutlu olmaya çalıştım. Lena- Satellite
Hazırlığım bittikten sonra dağınık odamı dahada bok edip. Merdivenlerden koşup mutfağa gittim. Bi tane elma aldım. Aysima'yla konuşmuyorduk hala, en iyiside buydu zaten beni sinir eden bi ses yoktu çevremde. Aldığım elmayı yiyerek dışarı çıktım. Hava yine yağmurluydu huzurun günüydü bugün. Kapşonumu başıma çekip okula gittim. Biraz erken gitmiş olmalıyım kimsecikler yoktu. Okulun dışındaki kaldırıma oturup bir tane sigara yaktım. Aslında bağımlı değildim ama canım sıkıldığında zevk olsun diye içerdim. Gerçekten tuhaf biri olduğumu düşünüyorum. Tam olarak ne yapıyorum farkında değilim.
İçtikten sonra Gamze yanıma gelmişti elimden tutup kaldırdı. "Günaydın bebeğim" dedi. Gamze'ye sarılıp "Günaydın bebeğim" dedim Okula gittik sonra dersler falan derken geçip gitmişti zaman. Tabi ders dinlediğimde yoktu. Kulaklığı takıp uyurdum hep. Okula uyumak için gidiyorum dört dörtlük öğrenciyim gerçekten.
Okulun son günleri olduğu için son iki derse girmeyip Gamze'yle Batuların şirketine gittik. Oturup Batu'yu beklerken tırnaklarımdan çıkmış olan ojelerimle uğraşıyordum. Kız olmak gerçekten zor hergün bakımlı olmak zorundasın. Ama ben genelde üşendiğim için bir işi tamamlayamıyorum. Batu yanımıza geldi sonunda " Kızlar kusura bakmayın toplantı vardı, beklettim sizi. Ee napıyoruz bakalım canlanın az" deyip, Gamze'yle ikimizin elinden tutup kaldırdı. Kolumuzun arasına girip girişteki çalışan kıza göz kırpıp gülümsedi. Batu'nun çalışanları nerdeyse kız. Batu işini biliyor gerçekten çapkın çocuk sonuçta.
Arabaya bindiğimizde Batu en sevdiğimiz şarkıyı açtı son ses. Gwen Stefani- Spark the Fire
Bizde bağırarak eşlik ettik.
Who got the lighter?
Let's spark the fire
Who got the lighter?
Let's spark the fire
***
Sürekli geldiğimiz kafeye geldik. Gelip gittiğimizden buradaki çalışanlar bizi tanıyorlardı. Hepsinin yüzünde sıcak bir gülümseme vardı. En sevdiğimiz içecekleri söyleyip. Siparişleri beklerken Batu'ya dün geceki merakımdan " Sen Poyraz'ı nerden tanıyorsun bakalım Batu bey?" sorusunu sordum.
"Bizim babalarımız arkadaş Güneş yıllardır tanıyorum da, sen niye Poyraz'a kafayı taktın bakalım cadı? " dedi. Batu'nun sorusuyla ecel terleri dökerken, evet siparişlerimiz gelmişti. Soruya cevap vermekten kurtuldum . O yüzden bu kafeyi çok seviyorum canlarım benim ya. SjsjsjGamze'nin telefonu çalmıştı. Annesiyle hasta olan teyzesinin yanına gideceklerdi. "Çocuklar benim gitmem lazım annem çağrıyor. Siz benim yerime takılın" dedi. Giderken arkasını dönüp bize öpücük fırlattı.
Batu sessiz ortama dayanamayıp " Ee o zaman bizde alışverişe gidelim. Ne de olsa haftasonu Poyraz'ın grubunu dinlemeye gideceğiz cadı" dedi sırıtarak. Bi saniye bi saniye- delirmiş olmalıydı Batu, ne gitmesi neyden bahsediyor bu? Derin bi nefes alarak " Batu biz bi yere mi gidecektik. Hayır yani benim haberim yokta?" Dedim kekeleyerek.
O pis sırıtışını yaptı yine " Tamam o zaman şimdi haberin var cadı" dedi. Ücreti ödeyip kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkarıp arabaya bindirdi. Camdan dışarıya bakıp düşüncelerimle boğuldum. Hayatım değişiyor muydu yoksa inanamıyordum çünkü ? Şimdi mutlu olsam bitecek diye korkumdan, bi sakin ol Güneş dedim kendi kendime. Çünkü küçücük umutlardan anlık mutlu olmuş bi insandan ne beklenirdi ki ? O kadar hayata güvensiz, yıpranmış, duygusuz olmama rağmen yine de gülüyordum. Ben yine de bişeyleri başarmıştım. Dostlarım yanımdaydı çünkü iyi ki de varlar.***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARILIŞ
Подростковая литератураÖlmek istediğini söylersin ama gerçekte sadece kurtarılmak istersin. ★ Çok mutsuz olduğun zamanlar, bir daha mutlu olamayacakmış gibi düşündüğün günlerde geçecek. ★ Hayat savaşında tek olsakta mutluluk habersiz ayaklarına gelecek.