Sabahın ışıkları pencereden yüzüme düşüyordu. Hiç sevmezdim böyle aydınlık sabahlara uyanmayı. Benim hayatım ne beyaz ne de griydi, hep siyahtı. Belkide siyaha bu kadar aşığım.
Başım çok ağrıyordu of ya dünden dolayı galiba. Aslında Poyraz bi kere öpse geçerdi bütün ağrılarım. Kokusu üzerime sinmişti Poyraz'ın, sevdiğim adamın .Tabi kucağında eve gelmem olmasaydı yanında olmak çok güzeldi. Shhshshs
Batu öküzü kesin uyuyordur. Bi bakayım hasta olur falan başıma kalır çocuk. Bıkkın bi şekilde, yataktan kalkmak için yorganla savaştım. Aynanın karşısına geçince elbiselerin içinde kaybolan vücuduma baktım. Allah'ım bu nasıl bir tiptir ya. Sabah sabah bana verilen işkence olmalı. Yatağı düzeltip odadan çıktım. Evde olsam t yatağa dokunmam bile, ne de olsa Hatice abla yapıyordu. Rahatlığa alışmıştım o yüzden. Batu bu kadar zengin olmasına rağmen evde tek kalıyordu, çalışanı yoktu. Yalnız olmayı, işine karışılmamasını isterdi.
Aşağı inerken gürültüleri duydum. Ama ne dedikleri pek anlaşılmıyordu. Mutfağa gittiğimde sessizlik yerini aldı. Gözlerim açık kalmış etrafa bakıyordum. Poyraz gitmemiş, üstüne bide mutfağı istila edip sömürmüşlerdi oha ya. Duvardaki yumurta akı, yerdeki zeytinler , domatesin suları resmen çöplükten farkı kalmamıştı koskoca mutfağın.
Poyraz'la Batu yaramazlık yapmış çocuklar gibi birbirlerine bakıyorlardı. Her yerleri kirlenmişti ıyyyk. O gergin anda evet olmadık bişey yapıp. Kahkahalarla gülmeye başladım. Ben gülünce Batu da gülmeye başladı bu sefer. "Poyraz başlattı. " demesiyle Batu'ya baktım. "Demek öyle, niye yaptığınızı sorabilir miyim acaba?" Deyip hesap soran bir anne gibi davranmıştım. :D
Poyraz tezgaha yaslanıp kollarını bağlamış bizi dinliyordu. İnsan bi konuşma gereği duyar umursamaz tavırları beni sinirlendirmişti. "Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geldim. Poyraz'da yanıma gelip ben hazırlıycam sen git yat dedi. Sonra tartıştık duvara sinirden yumurtayı fırlattı. Sonuç bu ikimizinde eline sağlık. " deyip espri yapmaya çalışmıştı. Ama Poyraz ciddiyetini bozmamış aynı haliyle duruyordu. Sinirini o yeşil gözlerinden anlıyordum . Neden kahvaltı hazırlamak için bu kadar istekliydi ki. Ama bu tipiyle fazlasıyla tatlı duruyordu. Bide mutfakta kahvaltı hazırlarken düşündüm de voovovovov.
"Ee o zaman siz dağıttınız , şimdide siz toplayın bakalım." deyip oturma odasına geçtim, TV'yi açıp koltuğa yayıldım güzel bir şekilde. Benden rahatı olamazdı, bu rahatlıkla çok yaşarım ben. Yaklaşık yarım saat boyunca ikiside mutfaktan çıkmamıştı. İki keçiyi aynı ortama koymak iyi bi karar değildi belkide. Birbirlerini boğup öldürmüş olabilirler mi acaba. Neden hep kötü düşünüyorum ki. En iyisi bi gidip kontrol edeyim deyip mutfağa gittim. Poyraz'ı elinde sigarasıyla gördüm. Batu da tezgahı topluyordu. Yine eski halinden iyi olmuştu mutfak. Buna da şükür deyip Poyraz'a "Sen neden bi işe elini sürmüyorsun Poyraz." Dedim. Gözlerini bana dikip sigarasından bi defa çekip gözlerini kıstı. Sigara eline çok yakışıyordu. Ama benim elimin onun eline daha çok yakışacağı kesin. Egoistlik değildi ki bu, avuç içimden öpen adama gün geçtikçe dahada bağlanıyordum sadece.
"Güneş ne yapacağımı sana soracak değilim. Şimdi git hazırlan dışarı çıkıcaz." Dedi. Bugün neden bu kadar sert olmuştu ki. Batu zaten hiç sesini çıkarmıyor derdi neyse, suskun çocuk rollerindeydi. Bende oturma odasındaki çantamı alıp yukarı çıktım. Poyraz dışarı çıkıcaz derken ikimizden mi kastetmişti acaba? Yine kafamda deli sorular. Hdhsgsj
Neyseki yanıma yedek kıyafet almıştım. Kızların hali bir başka oluyor tabi tedbirliyiz her zaman. Üstümü değiştirdikten sonra saçlarımı açık bıraktım. Eyelinerımı da sürüp hazırlanmıştım.
Aşağı indiğimde Poyraz'ı görememiştim. Ne yani bide bırakıp gitti mi beni. Batu oturma odasından " Poyraz araba da seni bekliyor." Diye seslendi. "Görüşürüz."deyip ani bir kriz sonunda evden çıktım. Arabaya binip Poyraz'a gülümsedim. Badboy'la aynı arabadayım hayal gibi. Her genç kız Poyraz'ın yanında olmak isterdi kesinlikle. "Emniyet kemerini tak ufaklık. " deyip arabayı çalıştırdı. Emniyet kemerini takıp radyoya uzanacakken elimden tutup "Ben açsam iyi olacak prenses. Kulaklarımıza zarar vermeni istemem ." Deyip bugün ilk defa içten gülümsemişti. Duman- Seni Kendime SakladımGülünce içime mutluluk doldu birden. Ben ve mutluluk çok uzak şeylerdi. Mutluluğumun kaynağı sadece 1.87 boylarında, yeşil gözlü, sarışın, çok fazla tatlılık barındıran bi kişiydi sadece çok mu? Evet. Fsjshsks
"Nereye gidiyoruz?" diye sorunca "Gidince öğrenirsin ufaklık." Demişti yoldan kafasını çekmeden. Allah'ım bütün erkekler böyle yapmak zorunda mı. Sırlar dünyasında yaşıyoruz sanar biri görse şu halimi.
***
Sahil kenarına arabayı park etmiştik. Ama Poyraz'ın arkasından ördek yavrusu gibi takip ediyordum. Sokaklarda araya bi yere girdik. Kedi dostlarımdan başka kimse yoktu. Bilinmedik bi yerdi galiba. Ama çok hoş küçük dükkanlar vardı. Dışarda masaların olduğu bi araya daha girdik. Bana dönüp "Kaybolma bi yere prenses geliyorum. " deyip dükkana girdi. Duvara yaslanıp onu bekledim. Birkaç dakika sonra yanıma gelmiş yüzüne bir gülümseme yerleştirmiş "Hadi çok acıktım ben kahvaltımızı yapalım ufaklık. " dedi bi yere oturduk tabi sandalyemi çekip centilmenliğini göstermişti.
Masadaki baharatlıklarla oynamaya başlamıştım stresten. Ben Poyraz'ın karşısında nasıl yemek yiyecektim. Sakin ol Güneş bişey yok dün ki rezilliklerinden sonra bunu mu büyütüyosun be kızım dedim kendime.
"Hoşgeldiniz efendim" deyip garson siparişlerimizi getirdi. Poyraz da "Afiyet olsun prenses." Deyip sanki ben yokmuşum gibi rahatlıkla yemeğini yiyodu çocuk rahat valla. Ben niye kasıyorum ki kendimi aman diyip bende yedim tabi. Kahvaltımız bitince yolda aramızda bir kişilik mesafe vardı. Aslında yaklaşırdım da öyle bir kız değildim. Felsefem; herşeyi ilk erkek yapar.
Sessizliği bozup "Ee napıyoruz?" Dedim. "Bişeyler mi yapıcaz ki." Dedi . Beni o anda dip,en dip, sonsuz diplere sokmuş. Yüzüne anlamsız bi şekilde bakarken "Şakaydı ufaklık. Somurtunca bu kadar masum duracağını bilsem önceden yapardım. " Dedi dudağının kenarıyla gülerken.
"Çok komikti Poyraz teşekkürler." Dedim gözlerimi sinirden kısarak. Hayır zaten bütün odunlar beni bulur. Benimde çok düzgün olduğum söylenemezdi ama olsun. HshshsSahilde gezerken dondurmacıyı görmemle Poyraz'ı çekiştirerek götürmem bir oldu. Dondurmamı almıştım ama Poyraz istememişti. Bişeye uyum sağlasa ölür zaten.
Banka oturup dondurmamı yiyodum. Poyraz'ın saçları rüzgarın esmesiyle dalgalanıyordu. Her saç telinin bağımlısı olabilirdim çok güzellerdi. O an burnuma değen soğuklukla ürperdim. Poyraz'a ne kadar çok daldıysam elimden dondurmayı çekip, burnumu dondurma yapmıştı. Bu hiçte adil değildi. "Ya Poyraz napıyosun sen?" Dedim huysuzlanmıştım çünkü. "Oturuyorum Güneş ." Deyip gülmeye başlamıştı. Benimle neden bu kadar çok uğraşıyordu ki aptal. Bide sesimi çıkarmıyordum saçmalarım diye, sevmek bu olsa gerek. Hayır ben Güneş, birini seviyorum bide ben yani. Bunuda tarihe yazmalıydım. En son sevgilim ilkokulda olmuştu, onada sevgili denilirse tabi. Sjshshsh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARILIŞ
Teen FictionÖlmek istediğini söylersin ama gerçekte sadece kurtarılmak istersin. ★ Çok mutsuz olduğun zamanlar, bir daha mutlu olamayacakmış gibi düşündüğün günlerde geçecek. ★ Hayat savaşında tek olsakta mutluluk habersiz ayaklarına gelecek.