**** 2 hafta sonra ****
Her zamanki sabahlardan biri değildi. Mezuniyete gidememiştim Batu'nun mide vakası yüzünden. Marketten aldığı tarihi geçmiş tavuğu yedikten sonra zehirlenmişti. En son Poyraz'ı aramakla akıl etmiş bizim odun. Poyraz da bana haber vermişti hastanede.
En değerlim yanımda ne kadar da bitkin, rengi solmuş bir şekilde yatıyordu. Bu halini ilk defa görmüştüm . Demek ki çok yakışıklılar bile hastane kapısından geçiyormuş bir şekilde. Onu böyle görmek benim için o kadar zordu ki . En sinir olduğum cadı lafını bile duymayı, sesini özlemiştim pufuduğumun.
Şuan saat 06.30'tu hastanedeydik. Her ne kadar Gamze, Batu'nun yanında kalmakta ısrar etsede evine göndermiştim. Gece boyunca Batuhan'ı izlemiştim. Hayır yani bu kadar çok uyulmazdı ki. Koskoca hastanede koltukta uyumak zorunda kalıyordum bide orası ayrı bir rezillikti.
Koltuğu biraz yatağa doğru sessiz bir şekilde çektim. Kollarımı yastık niyetine yatağın bi köşesine koyup Batu'yu rahatsız etmeyecek bir şekilde başımı koymuştum.
Uyandığımda yatağın içindeydim. Ani bi irkildim gözlerimi biraz ufaladığımda yanımda Poyraz'ı görmem bir oldu. Iyide Batu salağı nerdeydi ya. Hasta halinle de yerinde dur be kurt mu kaynıyor anlamıyorum ki bu çocukta.
Poyraz telefonuyla ilgilendiği için uyandığımı görmemişti. Ne halt yiyorsa artık. Elindeki telefonu boş anına geldiği için hemen almıştım. Clash of Clans oynuyordu canım benim. İç sesim yine saçma salak hareket ediyorsun Güneş desede merak ediyordum napıyım.
Gözleri gözlerimle buluştuğunda " Ufaklık uyandığını hiç farketmemiştim zaten(!)" Deyip beni dalgaya almıştı. "Belli oluyor telefona düşecektin Poyrazcım." Deyip burnumu kıvırıp telefonunu uzattım.
"Ayrıca o oyunun modası geçmedi mi sen hala Elizabeth be Poyrazcım." Dedim. Yandan kısık gülüşünü atarak " Herkesin hayatına kimse karışamaz prenses." Deyip telefonu elimden aldı. Ikinci bir Batu vakasına gün geçtikçe yaklaşıyordum. Bu oldukça korkutucuydu. Ama ucunda Poyraz oluncada, herşeyi görmemezlikten gelebilirdim. Bu lafları ben söylüyordum. Güneş Duymaz söylüyordu, ben kendime bile inanamıyordum. Poyraz benim hissizliğimin panzehiri olmuştu.
Aramızdaki tatlı atışma sebebiyle her ne kadar Batu'yu sormayı unutsam da sonunda aklıma gelmişti. "Batu nerde Poyraz ve artı olarak yatağın içinde ne işim var benim. " dedim. Ama yatağa tekrar yatmıştım. Bi an kendimi hasta sandım. Poyraz zaten başımdan ayrılmasa hasta rolü bile yapardım ve bu gerçekten büyük bir saçmalık olurdu.
"Tahliller için götürdüler Batuhan'ı. Odaya geldiğimde yatıyordun. Bende sen rahat et diye ufak bir yer değişikliği yaptım prenses. " dedi telefondan başını kaldırmadan. Poyraz beni kucağına almış ve ben uyanmamıştım. Bu gerçekten tuhaf en küçük sese bile uyanan ben şimdi uyanmadım mı yani. Yine en tuhafı da biri beni düşünmüştü. Neden düşündü ki sanki. "Teşekkürler Poyrazcım o zaman." Demiştim gıcık bir ifadeyle. Yine o yapmacık gülüşünü attı. Deli eder bu beni ya.
O sırada Batu odaya hemşirelerle kol kola girmişti gülümseyerek. Tabi çocuk yakışıklı zaten , yere düşer falan bi yerine bişey olur mazAllah hemşireler çok önemli aynen.
Bende hemen yataktan kalkıp Batu'ya sımsıkı sarılmıştım. Ama tabi Poyraz'ın bizi ayırmasıyla son bulmuştu. "Hastayı çok yormamak lazım ufaklık." Demiş Batu'yu yatırmıştı. "Poyraz çok haklı cadı. " demiş Poyraz'a hak vermişti Batu yarı açık gözleriyle. "Zaten hastasın Batu şansını zorlama istersen." Deyip duvara yaslanıp, göğsümde kollarımı birleştirmiştim. Hayır tabikide ne tavırı yapıcam ya. Sadece birlik olup beni böyle mosmor edene kadar konuşuyorlar ya o sorundu işte.
Batu tekrar uyumuştu. Tabi benim karnım zil çalıyordu. Poyraz da bunu anlamış olacaktı ki. "Batuhan zaten uyuyor. Hastanenin bahçesinde güzel bir pizzaya ne dersin Güneş." dedi. Haklıydı Batu'nun uyanması ömür sürerdi. "Neden olmasın." Deyip kabul etmiştim. Bu cevabıma sevinmişti.
Ah yine aptal kafam hiç Batu'yu düşünmeden bir fikirsizlik yapıyorsun ama olsun. Odadan çıktığımızda Gamze koltukta ,kafasını duvara yaslamış uyuyordu. Poyraz bana bakıp "Sabah geldiğimde burdaydı." Dedi. Lanet olsun Gamze, bir kerede kafana esip hareket etmesen keşke. Neyse hiç değilse şuan işe yarayabilirdi. Dürtükleyip uyandırdım Gamze'yi.
"Çok işe yaramak istiyorsan odaya girde Batu'nun yanında dur." Dedim ciddi bir ifadeyle. "Peki." Deyip odaya girmişti ama Poyraz bana bakıp gülüyordu. "Ciddi bile olamıyorsun böyle olmak için çok çabalıyorsun dimi ufaklık."dedi önden yürüyerek. Bende hızlı adımlarla yanına yetişip " Hı evet çok uğraşıyorum." Dedim. Kolunu omzuma atıp yanına çekmişti. Allahım Allahım neler yapıyor bu çocuk. Kendimdeyim şuan sorun yok tamam. Bugüne geleceğimizi hiç tahmin etmezdim.
Beni hiç bırakmadan bahçeye gelmiştik. Kolunu omzumdan indirip " 10 dk'ya geliyorum bir yere ayrılma." Deyip gitmişti . Bende çimenlere oturup gelmesini bekledim. Yerdeki papatyalardan birini alıp seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor...seviyor-" evet seviyor çıkmıştı yeaaap.
" Kim seviyormuş seni bakalım prenses." Diye arkamdan bi ses geldi. Başımı kaldırdığımda Güneş'ten gözlerinin rengi dahada açılmış yeşil gözlerine baktım. "Sebastian seviyor kim sevecek beni başka." Deyip yanıma oturmasını bekledim. "Sebastian'a söyle işini düzgün yapsın." Demişti. Ne yani başka birini mi seviyorum sanıyor şimdi.
Şuan kendi ellerimle ölümümü getirmiştim bravo bana milletçe alkışlıyoruz helal. Pizza çok güzel görünüyordu. Ve en sevdiğim karışıktı, aynı pizzayı seviyorduk demekti. Ve bir ortak yönümüz olabilir evet evet. En sevdiğim milkshake'i almıştı. Ve bu ikilinin tadı mütüş.
Pizzamızı bitirdikten sonra "Teşekkür ederim Poyraz. Çok beğendim. " dedim. " Rica ederim prenses Sebastianlık bunu gerektirir." Dedi. O an iç sesim ohaaaaa (!) dedi. Şeker , tansiyon, kolesterol ne varsa hepsi ortaya çıkmış , her an herşey olabilirdi. Nerelere gideyim ben Allahım.
***
Odaya girdiğimizde Batu uyanmış, Gamze'yle ağır bir sohbetin içindelerdi. Bu kadar hararetli ne konuşuyorlardı acaba. Biz girince susmuşlardı ama tabi çaktırmamak için " Batu bey uyanmış hatta çenesi düşmüş."dedim. Poyraz, Batu'nun yanına gidip omzuna elini koydu " Sen uyu şimdi yorma kendini miden bulanıp kusucaksın başımıza dert olacan Batuhan." Deyip geri çekilmişti. "Tamam yatıyorum sizde çok konuşmayın, hasta var burda." Deyip lafı geçiştirmişti. Bizde kapıya çıkmıştık Poyraz'la tabi.
Yaklaşık bir saat sonra Gamze odadan çıkmıştı. "Hadi siz gidin bugün ben burda kalıcam." Görüşürüz bile demeden içeri girmişti. Oda bugünkü tavrımdan dolayıydı galiba.
Poyraz kalkmıştı bende peşinden tabi. Hastanenin kapısına geldiğimizde " Görüşürüz Poyraz" dedim gülümseyerek. Kolumdan tutarak "Hop hooop nere gidiyorsun sen öyle tek başına kızım. Ben bırakıyorum seni evine." Dedi kesin bir ses tonuyla. "Tamam o zaman gidelim." Dedim.
Arabayı o kadar hızlı kullanmıştı ki. Ağzımı burnuma getirmişti o derece. Yangın mal kaçırıyoruz sanki bu ne aceleyse. Evime geldiğimizde ne yapacağımı bilmiyordum acaba görüşürüz deyip öpüşsemiydim. Ya da sadece görüşürüz mü deseydim diye düşünürken. Yanağımdaki nefesi dokunuşu hissettim. O benden önce davranıp yanağımdan öpmüştü. O kadar ter dökmeye başladım ki. Poyraza görüşürüz bile demeden arabadan dışarı zor attım kendimi.
Eve nasıl girdiğimi hatırlamıyorum. Koşarak odama çıktım , arkamdan Hatice ablanın dediklerini bile anlamamıştım. Üstümü çıkarıp banyoya soğuk suyun altına atmıştım kendimi. Ve olabildiğince bağırarak şarkı söylemiştim.
Yani olmuyor olmuyor istesemde
Kimse gelmiyor beklesemde.
İyiki apartman da oturmuyorduk yoksa kesin imza toplayıp bizden şikayetçi olurlardı. Bizim evdeki bu dengesizlikler yüzünden.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARILIŞ
Teen FictionÖlmek istediğini söylersin ama gerçekte sadece kurtarılmak istersin. ★ Çok mutsuz olduğun zamanlar, bir daha mutlu olamayacakmış gibi düşündüğün günlerde geçecek. ★ Hayat savaşında tek olsakta mutluluk habersiz ayaklarına gelecek.