7.Bölüm

46 7 0
                                    

"Aysima nerdesin sen lan!"dedim. Ne yapacağımı bilmiyordum o sırada. Aysima'yı 25'ten fazla aramıştım ama hiç birinde cevap alamamıştım.  Taa ki en son aramama kadar. Annem zaten 2 saatte ortalıkta yaygara koparmıştı. Aylardır görüşmediğimiz adamı bile aramıştır heralde. Peki bu kadar telaş için değecek kişi miydi ki Aysima? Lanet olsun gerçekten sinirimin son yerindeydim. "Abla- ... beni bıraktı Efe. Sevdiğim çocuk beni bıraktı. Babam gibi herkes beni bırakmak zorunda mı?  Hepinizden nefret ediyorum." Dedi ağlayarak. Aysima ergenliğin sınırlarında geziyordu. Bende ergen oldum da bu nedir ya?  Cevap verecekken annem, telefonumu elimden çekip  aldı. Kadının hali perişandı. Bi insan bu kadar düşüncesiz olabilir mi ya. "Alo. Aysima nerdeysen çabuk eve gel. Eve gelince görüşeceğiz seninle hadi çabuk." Dedi sanki annem hiçbirşey olmamış gibi davranıyordu. Babamla ayrılırken ağır bi depresyona girmişti. Doktora gitmekten iyi bir psikolog oldu kadın resmen. Belkide ondan alışkındır. Nerde ne yapacağını artık gayet iyi biliyordu annem. Aysima da kabul etmiş olacaktı ki. Annem teli tamam deyip kapatmıştı.

Aysima gelince evde yaşanılan gerginliği görmek istemiyordum. Çünkü bi hafta o psikolojiyi üstümden atamıyordum. Belki de ruhen gerçekten yorulmuş, zayıf bir kızdım. Neden böyle hayatım ? Dediğim anlardan bir tanesiydi işte.

Evde kalmak istemiyordum. Bu saatte de Anneanneme gidemezdim, uzaktı çünkü. En iyisi Gamzelere gitmek diye düşündüm. "Anne ben Gamze'yi arayıp,  bu gece onlarda kalacağımı söyleyeceğim olur mu lütfen ?" Dedim bıkkın bir yüz ifadesiyle. Annem de anlamış olacaktı ki. İtiraz bile etmeden gidebileceğimi söyledi.

Annemden telefonumu tekrar alıp,  odama çıktım. Gamze'ye anlatır anlatmaz bize gel demişti zaten.  Kız anlıyor artık beni. Öyle bi arkadaşlıktı bizimkisi. Hemen  çantama gerekli olan bi kaç eşya koydum. Hırkamı da giydikten sonra, çantamı ve kulaklığımı  alıp aşağı indim. Ve annemi öpüp dışarı çıktım.

***

Dışarda kimse kalmamış, karanlık basmıştı. Yavaş yavaş yürüyordum, müzik dinleyerek. Batuların evinin önünden tam geçecekken. Batu dışarı çıktı.  Yine bi yere gidiyor olacaktı ki. Tüm karizmasıyla çocuk yıkılıyordu.  " Hey Güneş" deyip koşarak yanıma geldi. " Bu saatte dışarda ne işin var senin. Bişey mi oldu ?" Dedi tedirgin bi şekilde.  "Aysima'nın işleri işte Batu. Gerçekten o evden sıkıldım ya. Bi günümde normal huzurlu geçsin." Dedim. " Kızım ben seni üzgün görmek istemiyorum diye kaç kere diyeceğim be. Hadi benimle geliyorsun o zaman. " dedi sorun yokmuş gibi gülümsedi. "Nere gideceğiz, hemde bu tipimle mi Batu ya ?" Dedim. Kafamı salakça okşayarak " Sen herzaman güzelsin Güneş. Tamam belki biraz cadı olabilirsin, onun dışında pek bi sorunun yok." Dedi kahkaha atarak. " Ama Batu ya. Nere gideceğimizi söylemedin hala." dedim. "Arabada anlatırım cadı hadi gidiyoruz.  Bu kadar merak fazla sana." Deyip arabaya bindirdi beni. Ardından kendi bindi. Batu'nun yanında kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Kötü zamanlarda ne yapacağına doğru karar veren birisiydi.

Arabada kafa dağıtmak için şarkı açtım.  Yalın- Bir Bahar Akşamı

***

Araba durduğunda " Güneş arabada bekle geliyorum." Dedi. Ilerdeki hediyelik eşya dükkanına girip çok geçmeden elinde bir hediye çantasıyla arabaya bindi. Kucağıma attı çantayı tabi tam bir öküz ya. İçine bakacaktım ama paket olduğu için bakamadım malesef.

"Batu nereye gidiyoruz. Şimdi söyleyecek misin acaba? Dedim burnumu kıvırarak.
" Gözde'nin doğum gününe gidiyoruz Güneş. " dedi.  Millet en güzel kıyafetleriyle olacak bide bana bak günlük kıyafetimle gidiyorum.  Bu halimle doğum günü partisine götürüyor çocuk beni delilik ya. Akıl denilen bişey yok Batu da. "Batu neden sürekli  bişey olacağı zaman sonradan söylüyorsun. Ani olaylara kalbim dayanamayıp gidecek birgün." Dedim. "Güneş sakın bi daha böyle ölümden bahsetme benim yanımda."  Dedi. Annesinin ölümünden sonra bu konularda hassastı. Çok zor günler geçirmişti Batu. Ama şuan karşımda çok güçlü duran birisi vardı. Batuhan da benim gibi bişeyleri başarmıştı çoğu kez. Zor olan bişeyi gerçekleştirmiştim.  Batu'yu sinirlendirmiştim aferim bana.

Partinin olacağı mekana gelmiştik sonunda.  Arabadan inip Batu'nun koluna girdim. Batu'ya özür dilemiştim arabada zaten yumuşamıştı birazda olsa. Milletin harika giyimlerinden ağzım bi karış açık kalmıştı. Batu'nun bütün arkadaşları zengindi. Tamam bizde zenginiz ama bunlar zenginliğin bi üst seviyelerindeler vovoovvo.

Içeri girdik ve hediyelerin konulduğu yere hediyemizi bıraktık. Gözde denilen kız tahmin ettiğim kişiydi. Etrafı kalabalıktı, herkes onunla ilgileniyordu. Batu'ya kızın yanına gitmesini söyleyip  bir masaya geçtim. Etrafı izliyordum hiç değilse Batu gelene kadar. Sol çaprazıma baktığımda Poyraz'ın grubunu gördüm ama içlerinde Poyraz yoktu. Büyük bi umutla onu arayan gözlerim,  hüzünle son bulmuştu malesef. Belki Gözde denilen kızı tanımıyordur olamaz mı olabilir? Belkide işi vardır yani bilmiyorum.  Herkes burda Poyraz yok. Şuan kendi kendime moral veren bir zavallı gibi görüyordum kendimi.

Batuhan yanıma içeceklerle gelip yanağımdan makas aldı. "Batu bu içecek işini garsonlar yapmıyor mu  yoksa sen-?" Dedim gülerek. "Çok değişken birisin Güneş, kaç yıl oldu hala çözemedim seni. Daha biraz önce huysuzluğun üzerindeyken şimdi tam  bir cadı oldun." Dedi gülmeme eşlik ederek.

Biz koyu bir sohbete dalmıştık ki. Herkes kapıya bakmış Poyraz'ın gelişine bakıyordu. Evet işte ya geldi  diyerek bi nefes verdim. Sanki yıllardır nefes almıyormuşumda, Poyraz'ın gelişiyle hayata geri dönüş yapmış gibiydim. Bütün yakışıklılığıyla burdaki bütün erkekleri es geçerdi. Hatta Batu'yu bile. Sbsbshs

Poyraz'a yiyecekmiş gibi bakan kızları o an mızraklayıp ortalığı kan gölüne çevirmek istiyordum. Çocuk sizinle ilgilenmiyor bile. İşte Poyraz benim bu konuda güvenebileceğim tek insan olabilirdi. Ellerini saçlarının arasından geçirip düzeltti. Tek bir saç teline dokunmayı çok isterdim ama olamaz tabikide. Poyraz kim ben kim yani derler ya. Ona karşı bişey hissetmiyordum belkide ama ona beni bişey çekiyordu, diğer kızlar gibi değil farklıydı.

"Ayyy, Batu napıyorsun sen kolum acıdı ya hayvan mısın? " dedim yüzümü buruşturarak kolumu tuttum. Koluma çimdik atmıştı Batu öküzü. "Seni hayallerinden çekiyorum. Beynini  çok yorma bu kadar .  Yukarıya terasa çıkıyoruz cadı hadi gel." dedi.

***


KURTARILIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin