♤part two♤ saat

243 14 8
                                    

Evet ancient one isteğimi kabul etmişti. Artık kamar taj da bir öğrenciydim. Ve burada kalmaya başlamıştım. her gün çalışıyorduk ama hala bir değişiklik yoktu. En küçük bir ateş kıvılcımı çıkarmayı bile çıkarmayı başaramamıştım.

"Olmuyor işte" Diye sızlanıyordum kendi kendime "hadi tekrar dene" dedi mordo. Bana portal açmayı öğretiyordu ama ben sadece elimi döndürüp duruyorum. Ya ben çok beceriksizdim ya da yanlış yapıyordum.

Son kez tekrar denedim iki elimi kaldırdım birini sabit tutup diğeri ile küçük daireler çizmeye başladım ama hiç bir şey olmuyordu neden olmuyordu ki neyse reyna olumsuz düşünme yapacaksın.

Mordo bana bakıp derin bir 'of' çekti sanki bundan bi b*k olmaz dermiş gibi. İşte o an sinirlendim tutmayın beni! Sonra bi an sanki bisi oldu böyle küçük kıvılcım gibi mordo tam gideceği sırada arkasını dönüp bana baktı. Bende olayın şokundaydım hala.

Kendime geldiğimde bağırmaya ve gülmeye başlamıştım "Ben büyü yaptım mordo! Ben büyü yaptimm"

Mordo bana bakıp tebessüm etti 'işte benim kızım' dermiş gibi. biraz önce benden umudu kesmişken şimdi böyle gülmesi beni gururlandırmıştı. tam bunun için seveceğim sırada tekrar yüzünü düşürüp "biraz daha çalış" dedi ve gitti işte bir vatoz gibi tüm sevincimi emcüklemişti.

Herneyse yaklaşık 2,5 saattir portal açmaya çalıştığım için yorulmuştum ve mordonun peşinden gitmeye başladım.

"Lütfen bende geleyim"dedim önemli bir işi varmış "hayır " dedi ama ben dinlermiyim daha çok ısrar ettim. Sonunda ısrarlarıma dayanamadı ve kabul etti.

beraber Çarşıda yürüyorduk. Bende eğlenceliydi bisi yapcaz diye peşine takılmıstim ama sadece yuruyorduk. aslinda Daha çok birisini takıp ediyor gibiydik.

Önümüzde orta yaşlı uzun saçlı,sakallı bir adam vardı. Neden takıp ettiğimizi anlayamamıştım. Sonra adam birine 'kamar taj nerede bulabilirim' diye sordu. İşte o zaman neden takıp ettiğimizi anladım.

Bi süre bu adamı takip ettik yorulmuştum artık tam söylenmeye başlayacaktım ki adamın önünü üç kişi kesti adam "yanımda gerçekten hiç para yok" dedi. Sonra hırsızlardan biri "saatin onu bize ver" dedi adamın kolundaki saati göstererek. Adam endişelendi "hayır o benim sahip olduğum tek şey" hırsızlar tekrar saati vermesini isteyince adam sinirlendi

"tamam" dedi elini yumruk yaptığını gorebiliyordum. Sonra hırsızlardan birine bir yumruk savurdu ama elinde bir sorun varmış gibiydi. Elini tutup bekledi sonra hırsızlar adamı dövmeye başladı.

Tam kavga çıktı diye sevinecekken mordo hırsızlara doğru koşmaya başladı. Bende oflayıp mordoya yardıma gitim.

mordo iki adamı döverken ben de diğerini hallettim. Tamam büyü yapamıyor olabilirim ama çok iyi dövüşürüm. Eris de çok uzun zaman dövüş eğitimi almıştım.

O sırada bir şey farkettim. Adamın saati yerdeydi adam çoktan ayağı kalkmıştı bende saati yerden alıp adama doğru uzattım. Açıklama gereği duyarak "saatin" dedim.

Mavi gözleri benim kahvelerimle buluştu. O anda sanki içimde bir şey oldu. Kalbim sıkıştı. Hiç tanımadığım birini yani onu yıllardır tanıyormuş gibiydim. Gözlerimiz kenetlenmişdi. İstemsizce gözlerimi kaçırdım. Adam teşekkür etti.

Sonra mordo "kamar taj'ı arıyorsun" dedi. Bu adam her güzel anı bozmak zorunda mıydı? adam "evet" Diye cevapladı. Sonra birlikte kamar taj'a doğru yürümeye başladık.

Sonunda geldiğimizde kapının önünde durduk. Adam "doğru yere geldiğimizden eminmisin" dedi. bu ne kadar saçma bi soruydu böyle."burası daha çok kamar tajing gibi"diyerek dalga geçti. Mordo alay edercesine güldü. Tabi ben dururmuyum hemen mordo ya katıldım.

𝘍𝘌𝘋𝘈𝘒𝘈𝘙 ♤𝘚𝘵𝘦𝘱𝘩𝘦𝘯 𝘚𝘵𝘳𝘢𝘯𝘨𝘦♤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin